Öğretmen atamalarındaki mülakat süreci, okul kayıtlarının nasıl olacağı ve Temel Eğitim Yönetmeliğinin değişerek Türkçe dersinin sınıf geçme barajı haline getirilmesi, başlıklarının dikkat çektiği programı SODİMER şu şekilde yorumladı.

Açıklama şu şekilde:

“1. Sayın Bakan mülakatın gerekliliğini savunarak kesinlikle hak yenmeyeceğini ve her türlü güvenlik önlemini alacaklarını, bu konuda sunulacak görüş ve önerilere de açık olduklarını beyan etti; ancak Sayın Bakan’ın samimiyetle güven veren açıklamalar vermesi, mülakatlarda yaşanan acı tecrübeleri unutturmuyor. Ne yazık ki bakanlığın mülakat hususundaki karnesi kırık ve öğretmen adayları bu karneye bakarak mülakatı reddediyor, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesi sözünü hatırlatıyor. SODİMER olarak öğretmen atamalarının ve mevcut çalışan öğretmenlerin sorunlarının çözümünün çok daha kapsamlı reformlarla sonuca ulaşacağını düşünüyoruz. Atama bekleyen yüz binlerce öğretmen, onlarca eğitim fakültesinden mezun olacak on binlerce öğretmen adayı varken ana sorunlar çözüme ulaşamaz. Çözüme devletin ilgili kuruluşları, STK’ler, sendikalar ve diğer paydaşların ortak çalışmalarıyla kavuşacağımızı beyan ediyor ve çağrımızı yineliyoruz: MEB şurayı toplamalı ve sorunları tartışmalıdır.

Samsun’da eğitime kar engeli Samsun’da eğitime kar engeli

2. Sayın Bakan önümüzdeki yıldan itibaren okullara kayıt sürecinin ve sonrasında gerçekleşen sınıf, şube, öğretmen seçimlerinin E-Okul sisteminden olacağını ve tamamen belirlenen kıstaslarla otomatik olarak yapılacağını belirtmiştir. Özellikle okula kayıt sürecinde yaşanan ikametgâh usulsüzleri, şube seçiminde öğretmen tercihleri ve bunlara bağlı olarak gerçekleşen “bağış zulmü” her eylül ayında ülkenin ana gündemini oluşturuyor, ortaya çıkan okul ve öğretmen borsası tüm eğitim camiasını zan altında bırakıyordu. Sayın Bakan’ın bu sürecin bitmesine dair atacağı adımları destekliyor ve yerinde buluyoruz.

3. Sayın Bakan’ın açıklamalarında en dikkati çeken husus ise Temel Eğitim Yönetmeliğinin önümüzdeki hafta değişeceği, ortaokullarda da ders geçmenin zorlaşacağını, açık lise sınavlarının yüz yüze yapılacağı konusuydu. Geçtiğimiz günlerde yapılan yönetmelik değişiklikleri ile ilkokullarda sınavlar kaldırılmış, ortaöğretimde sınıf geçme zorlaştırılmış, AÖL’ye geçişler değiştirilerek örgün eğitime olan ilgiyi, dikkati ve çabayı artırmak amaçlanmıştı. Ortaokullarda sınıf geçmeye baraj getirilmesi, Türkçe dersi ortalamasının 70 olarak konulması ve seçmeli derslerdeki değişikliklerle ortaokulların öneminin artırılacağı yerinde bir adımdır. 2012 yılında eğitim yaşamımıza tekrar giren ortaokulların müstakil bir yönetmeliğinin olmadığını da Sayın Bakan’a hatırlatmak isteriz. Sınıf geçme, disiplin ve birçok konuda ortaokullar ilköğretim ve ortaöğretim yönetmeliklerine bakarak idare ediliyor, ancak ortaokulların da müstakil yönetmeliğe kavuşturularak kendi özgün yapısına kavuşturulması gerekiyor. Ana dil becerilerinin Türkçe Öğretim Programı doğrultusunda geliştirilebilmesi için gerekli adımların atıldığını görmek sevindirici ancak süreç içerisinde öğretmenler hizmet içi eğitimler ve yönetmeliklerle desteklenmezse sürecin çıkmaza gireceği ve başarısız olacağı gerçekliğini de unutmamak gerek. Bu noktada yapılacak ortak sınavlar analiz edilerek süreç desteklenmeli, teftiş süreciyle kontrol altında tutulmalıdır; aksi halde veliyle karşı karşıya gelmek istemeyen veya farklı şekilde sorunlar yaşayan öğretmenler, bakanlığın gerçekleştirmek istediği hedeflere ulaşmakta sorun yaşayabilirler.”