Muazzez İlmiye Çığ’dan “varlığın nedenini” anlamanıza yardımcı olacak 109 yıllık bir deneyim: “‘Yaşadım’ Demek İçin Ne Yapmalı? 100+ Yılın İzinde Hayatı Güzelleştirme Yolları” Tuhaf Kitap etiketiyle raflardaki yerini aldı.
Hayattan ne anlamalıyız? Peki, kariyerimizi nasıl doğru planlarız ya da yaşam kalitemizi nasıl yükseltebiliriz? Gazeteci Büşra Sanay sordu, Büyük Usta Muazzez İlmiye Çığ, 109 yılın deneyimiyle yanıtladı. Nelere cevap aranmıyor ki bu kitapta; geçmişimizden çıkarmamız gereken dersler neler? Nasıl güçlü kadın olunur? Uzun, sağlıklı ve huzurlu bir hayatın reçetesi nedir?
Muazzez İlmiye Çığ’ın mücadelelerle, hüzün ve mutluluklarla ama en önemlisi de “bilginin ve bilmenin” peşinde geçen 109 yıllık ömrü aynı zamanda bir “Cumhuriyet tarihi” olarak da okuyucunun karşısına çıkıyor. 1914 yılında, savaşların gölgesindeki Anadolu coğrafyasında dünyaya gelen bir kız çocuğuna “İlmiye” ismini vermek, bir anlamda onun kaderinin çizilmesi anlamına da gelmiş olabilir mi? Gazeteci Büşra Sanay’ın hayata, insanlığa ve mutluluğa dair sorduklarının ışığında bu koca çınarın gölgesinde “‘Yaşadım!’ diyebilmek için ne yapmalıyız?” sorusuna bir cevap arayarak, okuru bir ömrün deneyim dolu yolculuğuna çıkarıyor.
“YAŞADIM’ DEMEK İÇİN NE YAPMALI?100+ YILIN İZİNDE HAYATI GÜZELLEŞTİRME YOLLARI”
Kitap, çocukluğu Osmanlı Devleti’nin yıkılışına denk gelen, sonrasında Cumhuriyet’in kuruluşuna bizzat şahitlik eden ve yüzüncü kuruluş yıldönümüne ulaştığımız Cumhuriyet’i ilk gününden itibaren yaşamış olan belki de son insan Muazzez İlmiye Çığ’ın hayatını konu alıyor. En önemli özelliklerinden biri olan Atatürk ve Cumhuriyet sevgisiyle bir diğeri de bilime ve öğretmeye olan büyük aşkını anlatılarıyla okurların gözleri önüne seren Çığ, bu uzun yaşamda heybesinde biriktirdiklerini yazdığı onlarca kitapla paylaşıyor. Muazzez İlmiye Çığ, anılarının yer aldığı kitapta hem kendi ömrünün bir değerlendirmesini yapıyor hem de yeni kuşaklara “Nasıl mutlu olurum?” sorusuna bir cevap bulmaları adına yol gösteriyor.
Gazeteci Büşra Sanay’ın günlerce süren görüşmelerinde sorduğu sorulara içtenlikle cevap veren asırlık çınar, insanın yaşama sebebine ve kendini geliştirme yollarına ipuçları verirken, ülkemizin ve toplumumuzun nasıl gelişeceğine dair de çarpıcı tespitler yapıyor. “Yaşadım’ Demek İçin Ne Yapmalı?100+ Yılın İzinde Hayatı Güzelleştirme Yolları” Tuhaf Kitap etiketiyle kitap satan her yerde okuyucuyu karşılıyor.
YAZAR HAKKINDA: MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ
Sümerolog, bilim insanı, tarihçi Muazzez İlmiye Çığ̆ 20 Haziran 1914’te Bursa’da dünyaya geldi. Ailesi Kırım göçmenlerinden olup babası Kırım’dan Merzifon’a, annesi ise Kırım’dan Bursa’ya göç etti. 1919 sene- sinde İzmir’de ikamet ederlerken, şehrin Yunan ordusu tarafından işgal edilmesi üzerine güvenli bir yer olan Çorum’a yerleştiler. Çığ, Çorum’da ilkokula başladı. Ailesi Çorum’dan Bursa’ya taşınınca da bu şehirdeki “Bizim Mektep” adlı özel bir okula devam etti. Bu okulda Fransızca ve keman dersleri de aldı. 1926 senesinde Bursa Kız Muallim Mektebi sınavını kazandı ve 1931’de mezun oldu. Öğretmen olan babası gibi öğretmenlik yapmak üzere Eskişehir’e atandı. Babası da Eskişehir’de öğretmenlik yapıyordu. Bu şehirde dört buçuk sene çalıştı.
Muazzez İlmiye Çığ, Atatürk’ün emriyle kurulan AÜ Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin Hititoloji Bölümü’ne 1936 senesinde girdi. Burada, Nazi yönetimindeki Almanya’dan kaçıp Türkiye’ye gelen Prof. Dr. Hans Gustav Güterbock’tan Hitit dili ve kültürü, Prof. Dr. Benno Landsberger’den ise Sumer ve Akad dilleri ve Mezopotamya kültürü derslerini aldı. Çığ, Ankara Üniversitesi’nden 1940 senesinde mezun oldu ve İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivi’ne uzman olarak atandı. 1940’ta okul arkadaşı, Türk dili uzmanı, sanat tarihçisi ve tarihçi Kemal Çığ ile dünya evine girdi. Müzede çalıştığı 31 sene boyunca meslektaşı Hatice Kızılay ve Dr. Fritz Rudolf Kraus ile beraber burada bulunan Sumer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış on binlerce tableti temizleyip sınıflara ayırarak numaralandırdı. Yetmiş dört bin tabletten oluşan çiviyazılı belgeler belgeliğini oluşturdu. Üç bin tabletin kopyasını katalog yapıp yayımladı.
Muazzez İlmiye Çığ, İstanbul Arkeoloji Müzesi bünyesindeki Eski Şark Eserleri Müzesi’nde görev yaptığı süre zarfında burayı; Paris-Louvre Museum, Londra-British Museum, Berlin-Vorderasiatisches Museum gibi bir Eski-Önasya Dilleri Araştırma Merkezi haline getirdi. Almanya, Amerika ve Finlandiya’dan gelen uzmanlarla Sümeroloji yayınları yaptı. Münih’te 1957 yılında gerçekleştirilen Oryantalistler Kongresi’ne katıldı. Heidelberg Üniversitesi’nde 1960 senesinde altı aylık bir çalış- ma yaptı. Roma’da açılan Hitit sergisini 1965 senesinde bu şehirden alarak Londra’ya götürdü. Londra’da kısa bir süre kaldı ve çalışmalarını sürdürdü. 1972 yılında Arkeoloji Bölümü’nden emekliye ayrıldı. Muazzez İlmiye Çığ, 1988’de Philadelphia’daki Asuroloji Kongresi’ne katıldı. Philadelphia Üniversitesi Müzesi Tabletler Bölümü Başkanı
Prof. Kramer ile yaptığı çalışmalar ve araştırmalar sonucu Sümer edebiyatına yeni konular kazandırarak eksik olan bilgileri tamamladı. Türk- çeye çevirdiği Kramer’in Tarih Sumer’le Başlar yapıtı 1990 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı. Kitabın çok ilgi görmesi üzerine 1993 senesinde çocuklar için Zaman Tüneliyle Sumerlere Yolculuk kitabını yazdı. Çığ, ilerlemiş yaşına rağmen yeni yapıtlar üretmeye devam ederek Sumer ve Hitit kültürlerini tanıtan pek çok kitap yazdı.
Bu çalışmaları nedeniyle 2000 yılında İstanbul Üniversitesi tarafından “Fahri Doktor” unvanına layık görüldü. 2005 senesinde Osmaniye’nin Çardakköyü’ndeki Anadolu Kültür Araştırmaları Derneği tarafından kendisine “Özgür İnsan” ödülü verildi.
2007 senesinde, Vatandaşlık Tepkilerim adlı kitabıyla, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” savıyla yargılandı ve ilk duruşmada aklandı. Çığ’ın Kur’an İncil ve Tevrat’ın Sumer’deki Kökeni adlı eseri, Galatarasaray Rotary Kulübü tarafından İngilizceye çevrilip yayımlanarak Avrupa ve Amerika’daki üniversite kütüphanelerine dağıtıldı.
Muazzez İlmiye Çığ, davet edildiği bazı konferans ve organizasyonlar ile televizyonlarda da Sumer tarihi ve toplum sorunları hakkında konuşmalar yaptı. Yunan Mitolojisi’nin Sumerlerden alınmış olduğu iddiasında bulundu. Sumerli Ludingirra adlı kitabı 2004 senesinde İran’da basıldı. Kendisine Adana Tepebağ Rotary Kulübü Meslek Hizmet Ödülü yanı sıra sayısız plaket ve ödül verilen Muazzez İlmiye Çığ iki kız annesidir.
ESERLERİ
Kur’an İncil ve Tevrat’ın Sumer’deki Kökeni, Sumerli Ludingirra/ Geç- mişe Dönük Bilimkurgu, İbrahim Peygamber/ Sumer Yazılarına ve Arkeolojik Buluntulara Göre, İnanna’nın Aşkı/ Sumer’de İnanç ve Kut- sal Evlenme, Zaman Tüneliyle Sumer’e Yolculuk, Hititler ve Hattuşa/ İştar’ın Kaleminden, Gilgameş/ Tarihte İlk Kral Kahraman, Ortadoğu Uygarlık Mirası-1, Ortadoğu Uygarlık Mirası-2, Sumer Hayvan Masal- ları, Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği, Vatandaşlık Tepkilerim, Atatürk Düşünüyor, Sumerlilerde Tufan Tufan’da Türkler, Uygarlığın Kökeni Sumerliler-1/ Tarihte İlk Edebi Eserlerden Seçmeler, Uygarlığın Kökeni Sumerliler-2/ Sumerlilerde Günlük Yaşam, Yandı İçim, Atatürk ve Su- merliler, Sumerliler Türklerin Bir Koludur/ Sumer Türk Kültür Bağları, Uyanın Artık!, Çam Bayramı/ Noel mi Nardugan mı?.
Söyleşiyi yapan Gazeteci Büşra Sanay
1986, İstanbul doğumlu. Selçuk Üniversitesi Gazetecelik Bölümü mezunu. Gazeteci ve yazar. Üç kardeşten ikincisi. Cumhuriyet gazetesinde staj yaptı. 2009-2021 yılları arasında CNN Türk haber merkezinde haber spikerliği görevini yürüttü. “Umut Çocukta” adını verdiği kampanyayla, Türkiye’nin her şehrinde ihtiyacı olan çocuklar için yardımlar topladı ve pek çok kütüphane kurulmasına önayak oldu. Üzerinde uzun araştırmalar yaptığı ensest konusuna dair yazdığı, 2018 yılında çıkan ilk kitabı Kardeşini Doğurmak/Türkiye’de Ensest Gerçeği ile, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Sedat Simavi Ödülleri seçici kurulu tarafından “Övgüye Değer Ödülü”ne layık görüldü. TEDx Alsancak’ta, “Kızlar Kardeşini Doğuruyor” başlıklı konuşmasıyla milyonlara ulaştı. Dagu’nun annesi.
Kitap Hakkında
Ne olursa olsun her zaman iyiyi düşün; asla kin besleme; daima ölçülü ol.
Hayatta herkesle ve her şeyle aramIzda, ihlal edilmemesi gereken, görünmez sınırlar var.
İnsan bu dünyada aklı kadar yer kaplıyor.
Şartlar seni zorlasa da kendin olma çabandan vazgeçme.
Gözünü hedefine diken insan zararsızdır.
Kendini anlatmayacaksın, bırakacaksın insanlar seni tanısın.
Gelişmeye cüret edecek kadar cesur değilsen hayatta iz bırakamazsın.
Bu yolda öğrendiklerimiz ve öğrettiklerimiz bizi biz yapar.
HABER MERKEZİ