”Evlat bir aileyi tamamlayan en önemli unsurdur.Çiftler çocuk sahibi oldukları zaman gerçek bir aile olduklarının bilincine varırlar.Kendilerinden başka bir varlığın sorumluluğunu üstlenmek,karşılıksız ve tanımlanamaz bir biçimde sevmek dünyaya gelen bu minik varlığın hayata kattığı anlam eşlerin yaşamlarını ciddi olarak değiştirmektedir.Yapılan araştırmaların da ortaya koyduğu sonuç;evlat sevgisinin yerini hiçbir şeyin tutmadığıdır.
Evlat sahibi olmadan bu duygu hakkında en ufak bir hisse sahip olmanın imkânsız olduğu, tarifi pek mümkün olmayan bir sevgidir.Hani klasik bir deyişle bazı şeylerin anlatılmasının imkânsız olduğu ve ancak yaşanabilecek bir duygudur. Evlat sevgisi;anne babanın elinde olmadan büyüyen, karşılıksız, en masum en derin, insana kendini unutturan, hayatta ki bütün her şeyden önemli olanları geride bıraktırabilen sevgidir.Her insanın bir sevgi hiyerarşisi, sıralaması olur, ama evlat sevgisi bu sıralamanın dışındadır. Hadisi şerifte bile evlat kokusu, cennet kokularındandır denmiştir.
Tarifsiz bir duygudur.İlk görüşte karşılıksız aşktır . Anne baba daha ultrason görüntülerine aşık olur, doğumuyla birlikte bu sevgi artık sizi kendine bağlar, bağımlısı olursunuz.Aklınız çıkar ona bir şey olacak diye. Gözünüzün önünde olmasını istersiniz, hep koruma gereği duyarsınız. Yanınızda olmasa bile onun sıkıntısı size malum olur.Hep onu memnun etmeye çalışırsınız, onun üzülmemesi için elinizden gelen her şeyi yaparsınız. Yemezseniz yedirir, içmezseniz içirir, giymezseniz giydirir, onun için her türlü fedakârlığa yapmaya hazırsınızdır.
Kayıtsız, şartsız,koşulsuz, amasız, fakatsız tek sevgidir. Şartlar ne olursun onun için onun mutluluğu için, onun daha iyi sizden daha iyi şartlarda yaşamasını sağlamak için çalışırsınız, yaşarsınız.. nefesinizdir, havanızdır, suyunuzdur, mutluluğunuz, hatta mutsuzluğunuzdur. Bu kadar birbirine zıt duygudur. Çünkü o mutlu olduğunda siz ondan daha çok mutlu olursunuz, en ufak üzüntüsü sizin mutsuzluğunuzdur.
Evlat sevgisi insana; sevgiyi de, zorluğu da, neşeyi de, çaresizliği de, özlemi de, acizliği de sonuna kadar yaşatır. Her duanızda, Allah’a her yakarışınızda hep onun iyiliği hep onun mutluluğu, hep onun sağlığı ve iyi gelecek iyi yaşam temennisi vardır. Evlat,anne baba her ikisi için de aşkın,sevginin,merhametin, acının, fedakârlığın ve sabrın sınanmasıdır.
Gözümüzün önünde olmasını istediğimiz, hep koruma gereği duyduğumuz, yanımızda olmasa bile, sıkıntısını uzaktan bize geçiren “nadide” bir çiçektir evlât!
Büyüğünde seni beğenmediğinde, eleştirdiğinde, hatta üzdüğünde, içinde fırtınalar kopar, ama sığınılacak liman yine onun sevgisidir. Sen asla ona toz konduramazsın.Kırılsan da, üzülsen de kalbin paramparça olsa da sen ona küsemezsin hiç. Bunun tek bir nedeni vardır. Sen evladını koşulsuz şartsız nedensiz seversin. Çünkü o senin yaşam nefesindir. Hep onun iyiliğini, mutluluğunu sağlığını istersin. Canı sağ olsun dersin.
Evlat canın en kıymetli yeri, sakındığın gözün, tutmaya kıyamadığın ellerin, yolda yürüdüğün ayakların, yediğin en tatlı yemeğin, içtiğin bir bardak suyun, canından öte canındır.
Evlat kokusu, Cennet kokusudur. Evlat dünyada nur, ahirette sürurdur.
Bugün Sevgili Oğlum Buğra’mın doğum günü anneliğimin ilk adı, sol yanım, ilk göz ağrım, iyi ki doğmuşsun, iyi ki varsın, canım oğlum 19. yaş günün kutlu olsun. Sağlıkla, huzurla,nice nice mutlu yılların olsun inşallah..
“Oğul!
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezânında ölürler.”
“Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethe dilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazîlet ve adâletinle gün ışığına çıkacaktır.”
“Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir.”
“Bu dünya da inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin.”
“Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin, deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve îtibârın zedelenir...”
“Şu üç kişiye; yani câhiller arasındaki âlime, zenginken fakir düşene ve hatırlı iken îtibârını kaybedene acı!..”
“Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.”
“Haklı olduğun mücâdeleden korkma! Bilesin ki, atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli (korkusuz, pervâsız, kahraman, gözüpek) derler.”
“En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir.”
Şeyh Edebali.