Osmanlı dönemi valilerinden Ahmet Muammer Paşa'nın vefat eden eşine yazdığı şiirin nakşedildiği taş sanduka, Tokat Müzesi'nde sergileniyor.
Osmanlı'nın son Sivas valilerinden, 1913-1917 yıllarında görev yapan Ahmet Muammer Paşa, o dönem Sivas'a bağlı olması dolayısıyla eşi Faika Hanım ile bir süre Tokat'ta yaşadı.
Yakalandığı verem hastalığı nedeniyle 1913'te vefat eden Faika Hanım'ın cenazesi, Tokat'ta defnedildi.
Eşinin vefatına çok üzülen vali, dönemin hattatlarından Fahri Bey'e eşinin mezarına konulacak sandukanın üzerine Osmanlıca üç kıtadan oluşan, kendi yazdığı şiiri nakşettirdi.
Faika Hanım'ın mezar taşı ile sandukası, Tokat Müzesi bahçesinde ziyaret edilebiliyor.
Tokat Belediyesi Şehir Müzesinde görevli sanat tarihçisi Mesut Güneş, AA muhabirine, müzenin avlu kısmında Roma, Helenistik, Anadolu Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait mezar taşları ve sandukaların bulunduğunu söyledi.
Sandukalar ve mezar taşları arasında en çok dikkati çekenin Faika Hanım'a ait sanduka olduğunu belirten Güneş, "Sandukanın etrafına işlenen yazı son derece önemli bir eser. Bu yazı, Osmanlı yazı sanatı ve taş işçiliğinin ne kadar gelişmiş olduğunu gösteriyor. Bu açıdan da önemlidir." dedi.
Ahmet Muammer Paşa'nın eşine çok bağlı olduğunu vurgulayan Güneş, "Eşi için çok güzel bir şiir de kaleme almış. Bu şiir, mezar taşının üzerinde, sandukanın etrafında yer almakta. Bu eser, Hindistan'da Babür Kralı'nın eşi için yaptırmış olduğu Tac Mahal'i akıllara getirmektedir. Tabii onun kadar abidevi değildir ama özellik bakımından eşleri için yapılmıştır." ifadesini kullandı.
Sandukanın üzerinde yazılı olan şiir ise şöyle:
"Ey tenha Türk kadını, hayatımın yoldaşı / Sen mi varsın altında kaldırırsam bu taşı / Yok sen yoksun, cismin var zulmet dolu bu yerde / Sen bir ruhsun, gülersin yıldızlarla göklerde.
Ay doğdukça ruhunu hissettirir bu yerler / Söyler benim hüznümü ağladıkça bülbüller / Ruhun gibi muazzez hatıralar bıraktın / Milletine İskender, Demir, Yaşar bıraktın.
... milli yolu senden bize örnektir / Onda çarpar yüreğin, sen ölmedin demektir / Artık şenim Faikam, layık değil gözyaşı / Fatiha'yla okusun, gelip geçen bu taşı."