Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), YouTube üzerinden yayın yapan platformlara yönelik yeni bir adım attı. Alınan karara göre, gazeteci Fatih Altaylı ve tutuklu yapımcı İlker Canikligil’in sahibi olduğu Flu TV için 72 saat içinde lisans başvurusu yapılmaması halinde erişim engeli uygulanacak.
RTÜK’ten YouTube Yayıncılarına Yönelik Karar
RTÜK, son toplantısında dijital yayın platformlarına ilişkin aldığı kararlar doğrultusunda, YouTube üzerinden düzenli içerik yayımlayan kişi ve kuruluşların lisans alması gerektiğini bir kez daha vurguladı. Bu kapsamda, 1,3 milyon abonesi bulunan gazeteci Fatih Altaylı’nın YouTube kanalı ile birlikte, Flu TV platformuna yönelik işlem başlatıldı.
Kurul, her iki kanalın da RTÜK lisansı olmadan yayın yaptığını ve bu durumun 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'a aykırı olduğunu belirtti.
72 Saat İçinde Lisans Alınmazsa Erişim Engeli Uygulanacak
RTÜK, Altaylı ve Flu TV’ye 72 saatlik süre tanıyarak, bu süre içinde lisans başvurusunun yapılmasını istedi. Süre dolduğunda lisans başvurusu yapılmamış olması durumunda, RTÜK, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) başvurarak erişim engeli talebinde bulunacak.
Ne Olmuştu?
RTÜK, son dönemde internet üzerinden yayın yapan medya platformlarını da denetim kapsamına alarak lisans zorunluluğu getirmişti. Netflix, BluTV gibi platformlar halihazırda lisans alarak faaliyetlerini sürdürürken, bağımsız gazetecilerin veya dijital içerik üreticilerinin de bu kapsama alınması tartışmaları beraberinde getirmişti.
Fatih Altaylı'nın YouTube kanalı, gündeme dair yorumları ve söyleşileriyle dikkat çekerken; Flu TV ise özellikle İlker Canikligil’in sunumuyla yayımlanan kültür-sanat, sinema ve düşünce odaklı programlarıyla geniş bir izleyici kitlesine sahip.
Tartışmalar Sürüyor
RTÜK’ün bu kararı, ifade özgürlüğü, bağımsız medya ve dijital yayıncılığın denetlenmesi konularında kamuoyunda yeni tartışmaların fitilini ateşledi. Medya özgürlüğü savunucuları, YouTube içerik üreticilerinin RTÜK kapsamına alınmasını sansür riski olarak değerlendiriyor.
Gelişmeler, önümüzdeki günlerde hem medya dünyasında hem de hukuk çevrelerinde yakından takip edilmeye devam edecek.