Ne zordur hayallerin yıkılması...
Ne zordur kendin kadar güvendiğin insanın yalan çıkması..
Sahi nedir güven? Kimdir güvenilecek insan ya var mıdır öyle biri... ve daha böyle birden çok soru.. Var mıdır bunların cevabı..Varsa da kim veriyor bunların cevabını? "güvenilecek insanlar mı ?" Peki ya biz güvenilecek insanlar mıyız? Peki ya güvenilecek insan kimdir? Sadece güven veren mi? yalan söylemeyen mi? yoksa inanmak istediğimiz insan mı ? sorular sorular...Ama cevapları var mıdır? Cevap verecek birileri ya da ?
Güven; bir kişiye yaslanabilmek değil midir, ona gözün kapalı her şeyi emanet edebilmek.Belki de inanmak değil midir?
Güven bağlılıktır; karşılık beklemeden bağlanmaktır. Bunları sağlayan insandır güvenilecek insan..
İnsan hayatta ne olursa olsun güvenmek ister. Ailesine, arkadaşlarına, birlikte hayatı paylaştığı insana ama her zaman güveninizin karşılığını alamazsınız. Düşündükleriniz ya da yaşamak istediğiniz durumun aksini yaşatıp güveni kaybettiğiniz de mutlaka size bir yıkım yaşatır. Manevi olarak sizi çökeltir bu durum. Karşınızdaki insana kendinizden daha çok güvenirsiniz, güvenirsiniz ama ansızın bir açığını size yanlışını görünce buz keser bütün benliğiniz ,kafanızdaki herşey dağılır gider.İnsanoğlu her daim güvenmek istemesinin sebebi birşeylerin eksik kalacağından korktuğu için ya da tek başına kalmak istemediğindendir bana göre ve defalarca güvenir bu yüzden.Asıl sıkıntı da ne kadar güvendiğindedir aslında. Sonsuz güven her daim sorun yaratacaktır, kişi kendine bile bu denli güven duymamalıdır ki bir şeyler ters gitmeye başladığında yıkımlar büyük olur, toparlayamaz. Bir insana güvenmek ona teslim olmak gibi birşey aslında. Kendin gibi sanıp sırtını yaslarsın..Kimine göre yanlış olabilir ama öyle bir güvenirsin ki sanki sana asla yanlışı olmayacak gibi hisseder duyguların. Evet mantık işini geçer bu bir duygu o anda aklınla değil kalbinin hisleriyle sürdürürsün yaşadıklarını. Güvenmek sevmekten daha önde gelir.
"Kimseye,sana ihanet etmesine izin verecek kadar güvenme."
Charles Bukowski
Bir bina düşünün, temelleri sağlam olmayan, kötü malzemeden yapılmış özensiz bir bina. En ufak bir sarsıntıda yerle bir olur ve geri dönülmeyecek hasarlar bırakır. Ama eğer sağlam bir temeli varsa, her türlü doğal afetler ve dıştan gelen yıkıcı etmenlerden korur kendini. İlişkiler de bir binaya benzer. Her ilişkinin kendine has dinamiği, dengesi vardır ama güvenmek nasıl inşa ediliyor? O kişiyi ilk gördüğümüz anda güvenebileceğimizi anlayabilir miyiz? Anlıyorsak nasıl? Bir bakışından, bir kelimesinden, yoksa ufak bir davranışından mı?
Bir insanın en mutlu olabileceği yerlerden birisidir güvendiği birilerinin yanında olmak. Kim istemez ki gözlerini kapattığında kendini tamamen özgür bırakmayı, koşulsuz inanmayı, sevmeyi ve sevilmeyi en önemlisi de güvenmeyi. Güvendiğimiz insanlara karşı her türlü sırrımızı açar onlarla iş birliği yapar ve saygı duyarız. Güvenmediğimiz birinin yanında olduğumuzu düşünürsek, güvensizliğin getirdiği kaygı, tedirginlik ve kaçınma hali de bir o kadar fazla olur. Kısacası, en temel duygularımızdandır güvenmek. İlişkiyi oluşturan en sağlam temel de diyebiliriz. Birbirini tanımakla başlar her şey ve zamanla güven de güvensizlik de öğrenilen bir şey haline gelir. İlişkilerimizde birçok deneyim yaşar ve bunun sonucunda kararlara varırız. Güvensizlik de bir anda ortaya çıkmaz, yaşadığımız olumsuz deneyimin sonunda bu hissi yaşarız.
Romantik ilişkilerde yaşanan güvensizlikler çığ gibidir. Ufak bir kırılma ile başlar, yavaşça ve bir anda artarak büyür. Pekala, güvensizlik neden kaynaklanır?
Aslında hepimizin bildiği gibi başta sadakatsizlikten kaynaklanır ve hayal kırıklığı yaşatan davranış zincirleri ile de desteklenir. Güvensizlik de bu iki etmene bağlı olarak gelişir. Hayal kırıklığı yaşatan davranış zincirleri ise şöyledir;
Sevdiğiniz kişinin söyledikleri ve davranışları uyuşmuyorsa,
Yalanlar,
Verilmiş ama tutulmamış sözler,
Yerine getirilmeyen sorumluluklar,
Aldatılma, ihanete uğramak,
Ön yargılar,
Tutarsızlıklar, gibi sıralayabiliriz..
İlişkide güven nasıl inşa edilir?
Güvenilir olun.
Tutarlı olun.
Dürüst olun.
Yalan söylediyseniz itiraf edin.
Duygularınızı ifade edin.
Sır saklayın.
Anlaşılır ve saygılı bir iletişim kullanın.
Unutmayalım, bir ilişkiyi sağlam yapan temeller sevgi, saygı ve karşılıklı güvendir. Bu üç bileşen size mutluluk kapısını açacaktır. Edebiyatımızın önemli yazarlarından olan Orhan Pamuk şu sözlerle bu durumu özetlemiş aslında “Aşk birisine şiddetle sarılma, onunla aynı yerde olma özlemidir. Onu kucaklayarak, bütün dünyayı dışarıda bırakma arzusudur. İnsanın ruhuna güvenli bir sığınak bulma özlemidir.” Herkese güvenli bir sığınak bulacağı günler, güven temeline dayanan ilişkiler dilerim! Sevgi ile kalın.. Kaynak; Kişisel gelişim birimi, Elçin Eraşık