Kaliteli bal üretimi ile güzel sonuçlar alınacağına inandıklarının altını çizen Erdal Odabaş, açıklamasında şunları dile getirdi:

“Son zamanlarda bazı haber kanalları ile Sosyal medya da Türkiye’de üretilen balları karalama kampanyasını görüyoruz.   

Ülkemizdeki üreticilerin şekerli, glikozlu, katkı maddeli, gıda boyalı, aromalı bal ürettiği ve bu Tarşişli balların Avrupa birliğine gittiği söyleniyor.  Avrupa birliğinin kriterlerinin ne kadar katı olduğu ihraç edilecek ürünlerin ne kadar ince eleyip sık dokunduğunu bilmeyen yok. Neymiş Türkiye’den giden ballar kriterlere uymuyormuş.  
Bir Başka yaygın dolaşımda olan haberde ise Kur’an’ı Kerim'de arı suresinde bulunan ayetler de şifasından bahsedildiği için önemi büyük olan balın Arap devletleri ve Müslüman alemi tarafından kabul gördüğü için Türk ballarına talep edildiğinden bahsedilmiş.  

Evet Araplar ve Müslüman alemi balı şifalı kabul ediyor, hakikatte öyledir.  Biz Çok iyi biliyoruz özellikle Suudi Arabistan'da Türk balı tercih edilmiyor. Nedeni ise Türkiye’de şekerin yapay olarak bala karıştırıldığı düşüncesi hakim olması. Ancak haberde Türk ballarına ciddi talep olduğu ülkemize dolar yağdığında bahsediliyor.  
Tüm bu bilgiler ve haberler ışığında şunu bilmek gerekiyor.  

Dünya üzerinde jeopolitik ve floristik olarak önemli bir noktadayız.  
Bu durum üretilen her türlü ballarımızı kaliteli kılar.  
Elbette ki böylesi kaliteli bir ürünün ve kıymetli bir materyalin üretiliyor olması birilerinin işine yaramıyor. 
Gerek ülkelerarası gerekse ulusal çalışmalarda yapılan çeşitli politikalar sektörel ürünlerimizin diğer sektörel ürünler gibi değer kazanmasına imkan vermiyor. 
Son dönemde her türlü ürün nerede ise üç katına çıkmış olmasına karşın, her türlü arıcılık girdisi üç katından fazla bedeller ile satılmasına karşın bu gün ürettiğimiz ürünlerin üç katı bedelle satılması mümkün olmuyor.  

Sonuç olarak bu haberler ile gelişmiş devletlerin, gelişmekte olan devletler üzerinde yaptığı oyunları, rahatlıkla görüyoruz. Üretim bir ülkenin kalkınmasında şüphesiz ki çok önemli. Doğal kaynakları toplamak bu kalkınmada çok daha önemli bir iş. Yok olup gidecek nektar polen propolis arı sütü gibi ürünleri toplayan ve milli ekonomiye katan değerli üreticilerimiz ülkemiz için çok kıymetli bir değerdir.
Fenolik bileşikleri, prolin değerleri, nektar çeşitliliği ile paha biçilemez ürünlerimizin karalanmasına izin vermemeliyiz.  Medyamızın bu tür yalan haberlere itibar etmemesi gerekir.
Şu da bir gerçek ki, ülkemizde sahte bal meselesi bir kangrene dönüşmüş, acil neşter vurulması gereken bir alan olarak önümüzde durmaktadır.
Bu minvalde 

1- Öncelikle tarşişli bal üretilen işletmelerin ifşası gerek. 
2- Ürün markalaşması
3- Coğrafi işaretler alınması.
4- Pr çalışmaları yapılması
5- Kamuoyunun gerçek bal konusunda bilinçlendirilmesi
6- Kaliteli üretim gibi çalışmalarla süreç içerinde güzel sonuçlar alınacağına inanmaktayız.”