Tekirdağ'da Cinsel İstismara Uğrayan 2 Yaşındaki Sıla Bebek Hayatını Kaybetti

Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde cinsel istismara maruz kalan 2 yaşındaki Sıla bebek, 30 gündür tedavi gördüğü hastanede yaşam savaşını kaybetti. Yoğun bakım ünitesinde entübe halde tutulan Sıla bebek, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Minik Sıla'nın ilaçlara artık tepki vermediği ve durumunun kritik olduğu dün açıklanmıştı.

29 Günlük Yaşam Mücadelesi Sona Erdi

Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'nde yoğun bakımda tedavi gören Sıla bebek, öğle saatlerinde hayatını kaybetti. 8 Eylül'de annesi B.Y. tarafından “uyanmadığı” gerekçesiyle Malkara Devlet Hastanesi'ne götürülen Sıla, yapılan muayenenin ardından beyin kanaması ve cinsel istismar şüphesiyle Tekirdağ'daki Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ne sevk edilmişti. Burada beyin ameliyatı geçiren bebek, entübe halde tedavi altına alınmıştı.

Soruşturma ve Tutuklamalar

Sıla bebeğin cinsel istismara uğramasının ortaya çıkmasının ardından, olayla ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlatıldı. Anne B.Y. (25), birlikte yaşadığı S.Ö. (57), komşuları K.A. (32), 13 yaşındaki oğlu K.A. ve 14 yaşındaki G.K. gözaltına alındı. Şüpheliler, çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sıla bebeğin 5 yaşındaki kardeşi A.Y. ise devlet korumasına alındı.

Pençe Kilit ve Fırat Kalkanı bölgelerinde 4 terörist etkisiz! Pençe Kilit ve Fırat Kalkanı bölgelerinde 4 terörist etkisiz!

Cinsel İstismar Adli Tıp Raporuyla Kesinleşti

Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün, Sıla bebeğin cinsel istismara uğradığının adli tıp raporuyla kesinleştiğini açıklamıştı. Sıla bebeğin hastaneye getirildiği ilk andan itibaren yapılan incelemeler, cinsel istismar bulgularını doğruladı. Yaşanan bu korkunç olay, kamuoyunu derinden sarsarken, hukuk mücadelesinin devam edeceği belirtildi.

Sıla bebeğin cinsel istismara uğrayarak hayatını kaybetmesi, toplumda büyük bir infial yaratırken, yetkililer adaletin yerini bulması için sürecin yakından takip edileceğini vurguladı. Yaşanan bu acı olay, çocukların korunması konusunda toplumun ve hukukun üstüne düşen görevin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.