Sivrisineklerin tükürüklerinde yabancı proteinler barındırdıkları için vücudun bağışıklık sistemini etkilediklerini belirten Bir Adım Sağlık CEO'su Uzm. Hemş. Ayşe Şengel, eğer sivrisinek ısırmasından sonra ödem, eklemlerde ağrı ve şişlik, yüksek ateş gibi şikayetler varsa mutlaka bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır. Bu gibi durumlar alerjik değil taşınan enfeksiyon nedeniyle olur” diyor.
Yaz aylarında en sık rastlanan şikâyetlerden biri de sivrisinek ısırıkları… Çok önemli gibi görünmese de aslında sivrisinekler, sıtma ve lyme gibi ciddi hastalıklara da neden olabiliyor. Isırdıklarında bir yandan canlıdan kan alırken diğer yandan tükürüklerindeki salgıyı canlıya enjekte eden sivrisinekler, hastalıkları bu yolla taşıyor. Ayrıca sivrisineklerin tükürüklerinde yabancı proteinler barındırdıkları için vücudun bağışıklık sistemini etkilediklerini anlatan Bir Adım Sağlık CEO'su Uzm. Hemş. Ayşe Şengel, şöyle devam ediyor: “Bu yabancı proteinler nedeniyle vücutta histamin salgılanır, ödem ve kaşıntı oluşur. Eğer sivrisinek ısırmasından sonra ödem, eklemlerde ağrı ve şişlik, yüksek ateş gibi şikayetler varsa mutlaka bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır. Bu gibi durumlar alerjik değil taşınan enfeksiyon nedeniyle olur. Özellikle bebeklerde, vücuda giren bu proteini bağışıklık sistemleri tanımadığı için daha büyük reaksiyonlara neden olabilir. Bu yüzden bebekleri sivrisinek ısırıklarından korumak daha önemlidir. Kollarını bacaklarını örtecek kıyafetler giydirilmesi, kafasını korumak için şapka takılması ve hekim önerisiyle kullanılacak solüsyonların sürülmesi koruyucudur. Yalnız bu solüsyonların 2 aydan önce kullanılmaması gerekmektedir.”
Aloe vera, dondurulmuş çay poşetleri kaşıntıyı azaltıyor
Bir Adım Sağlık CEO'su Şengel, sivrisinek ısırığında solüsyonlara alternatif evde elimizin altında bulunan bazı ürünlerin de iyi gelebileceğini hatırlatıyor. Alkol, fesleğen, yulaf ezmesi, aloe vera, dondurulmuş çay poşetlerinin hem kaşıntıyı almak hem de kısa süre de olsa sivrisinekleri uzaklaştırmak için kullanılabileceğini söyleyen Şengel, en etkin korunma yönteminin ise kimyasal koruyucular olduğunun altını çiziyor. Bu kimyasal koruyucuların bazılarının ortama bazılarının ise direkt vücuda uygulanabileceğini belirten Şengel, “Korunmak için kullanılan bir diğer yöntem ise ultrasonik ses dalgalarıdır. Bu cihazlar sivrisineklerin düşmanı olan yusufçuk böceğinin sesini taklit ederek kurgulanmıştır. Çok etkili bir yöntem değildir. Bütün bunların dışında yaşanılan çevrenin düzenlenmesi son derece önemlidir. Sivrisinekler su ve yeşillik alanlarda daha çok yaşadıkları için etraftaki uzun otların budanması, su birikintisi varsa boşaltılması alınacak önlemler arasında sayılabilir” diyor.