İzmir’in Torbalı ilçesinde yaşayan SMA Tip 1 hastası İkbal bebeğin babası Umut Kardeş, sosyal medyada yayılan videoların ardından ağır eleştirilere maruz kalması üzerine trajik bir şekilde hayatına son verdi. Olay, hem İkbal bebeğin tedavi süreci için yapılan kampanyayı destekleyen vatandaşları hem de sosyal medyada bu gelişmeleri takip edenleri derinden sarstı.
İkbal Bebeğin Tedavisi İçin Başlatılan Kampanya
18 günlükken spinal müsküler atrofi (SMA) Tip 1 teşhisi konulan İkbal bebeğin tedavisi için 1 milyon 819 bin dolar gereken zolgensma ilacı kampanyası, valilik onayıyla başlatılmıştı. Aile, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların desteğiyle kampanya sürecini yürütüyordu.
Sosyal Medyada Tepkiler ve Umut Kardeş’in Paylaşımı
Kampanya sürecinde İkbal bebeğin babası Umut Kardeş’e ait, gece kulüplerinde eğlenirken çekilen videolar sosyal medyada yayıldı. Videolarda, Kardeş’in özel masalar ayırttığı, içki şişeleri açtırdığı ve çalışanlara para saçtığı anlar yer aldı. Bu görüntüler sonrası Kardeş, ağır eleştirilerin odağı oldu.
Umut Kardeş, sosyal medyada yayımladığı bir videoda şu ifadeleri kullandı:
“Hepiniz beni suçladınız, paraları orada burada yiyor diye. Hesabı açın bakın, ben bir kuruş para yemiş miyim? Gelen de belli giden de belli. Kızım için neler yaptığımı gören gördü. Ama bu saatten sonra bu dünyada yokum, hakkım hiçbirinize helal değil.”
Kardeş, bu paylaşımın ardından aracında tabancayla başına ateş etti. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Umut Kardeş, yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Sosyal Medyada Gündem Oldu
Olayın ardından sosyal medyada, kampanya sürecindeki hesapların şeffaflığına dair tartışmalar yeniden alevlendi. Bazı kullanıcılar, Kardeş’in açıklamalarına rağmen eleştirilerde bulunurken, birçok kişi olayın trajik boyutuna dikkat çekerek bu tür linç kültürünün sonuçlarını sorguladı.
SMA Hastalarına Yardım Kampanyalarındaki Şeffaflık İhtiyacı
Bu üzücü olay, SMA hastaları için başlatılan yardım kampanyalarının şeffaflığının ve denetim mekanizmalarının önemini bir kez daha ortaya koydu. Kampanya süreçlerinde yaşanan spekülasyonlar ve güven eksikliği, hem hasta ailelerini hem de bağışçıları zor durumda bırakabiliyor.