Yazmayı, çizmeyi, şehirleri gezmeyi pek severim. En büyük hayalim 81 ilimizi gezebilmek. Tabi gezerken de iyi bir gözlemleme yaparak bilgi dağarcığıma bir şey katabilmek, hayata dair kattıklarımı da yazarak, konuşarak piyasaya sunabilmektir. Lakin ‘gönül isterken kader gülermiş’ hesabı, asli ihtiyaçların önüne geçemediği için şimdilik bu arzumuz tamamen gerçekleşmedi.
Hayatını idame ettirebilmek için her canlının temel ihtiyacı vardır. Yemek içmek, yediğini içtiğini defi hacet yoluyla def etmek gibi. Toplu taşıma aracıyla yolculuğa çıkarken veya çarşı pazara gidecekken bazen psikolojik olarak ‘acaba tuvalet ihtiyacım gelir mi ?’ diye tedirgin oluruz. Bu tedirginliğin giderilmesi yol güzergâhında veya çarşı pazarda rahatça temiz tuvaletler bulabilmemizden geçer. Bu konuyu hastalık haline getirip çarşı pazara çıkacakken umumi tuvaletleri kullanamadığı için -sıkışırım korkusuyla- çay, su içemeyen veya psikolojik sıkıntı yaşayan insanlar tanırım. Yöresel olarak tuvaletler için tabakhane, abdesthane, kenef, yüznumara, hela, ayakyolu, WC gibi farklı isimler, simgeler kullanılır.
Yolculuk yaparken veya özellikle büyük şehirlere gittiğimizde ihtiyacımızı giderebilmek için tuvaletler ararız. Bununda en kolay yolu minarelerdir. Bir minare gördüğümüzde hemen oraya koşarız. Biliriz ki her ibadethane de mutlaka tuvaletler vardır.
Camilerin tuvaletlerinde iki husus gözümüze çarpar. Bunlar:
TEMİZ – HİJYENİK TUVALETLER: Bu tür tuvaletlere ve abdesthanelere gönül rahatlığı ile girersiniz. İşiniz bittiğinde lisani halinizle emeği geçenlere gıyaben teşekkür edersiniz. Hatta kilitli yardım sandığı varsa oraya para atarsınız ki, aynı tür güzellikler devam edebilsin.’En-nezafetüminel iman – temizlik imandandır’ sırrınca ibadethanelerin eklentilerine yakışanda budur.
Fiziksel olarak al benisi vardır
Kabinlerin aydınlatılması tamdır
Kabin içerisinde askılıklar vardır
Musluklar faaldir ve su tası vardır
Kapılarda iğrenç yazılar yoktur
Hatta tuvalet kâğıdı bile vardır
Temizlik için sifon vardır
El yıkama lavaboları temizdir
Sıvı sabun ve kurulama vardır
Sıcak su vardır. Aynalar vardır
Çocuklar, yaşlılar, bayanlar ve özürlüler güvenli olarak kullanabilirler.
35-40 sene önce Osmancık ilçesinin Gemici mahallesinde Kışla Camii’nde görev yapan bir imam arkadaş vardı. O zamanın şartları dâhilinde çok olmasa da birazcık ileri görüşlü sayılırdı. Lise de öğrendiği İngilizceyle ilçedeki liselerde dışardan derse girerdi. Belki de bunun yansıması olarak Çorum bölgesinde ilk defa bir mahalle camisine kütüphane kazandırmış ve yılda 800-900 öğrencinin o kütüphaneden kitap alıp okumasına vesile olmuştu. Tabi bunu oluştururken de camide kütüphaneye ne gerek var? Türü ön yargıdan dolayı cemaatle de epey cebelleşmişti… Cami giriş kapısı yanına bir boy aynası astırmış ve ‘’Camide ayna olur mu?’’ diye kabullenemeyen, söküp saklayan, dedikodu yapanlardan ötürü başı epey ağrımış ama pes etmemişti. Şimdi bakıyorum da çoğu caminin girişinde veya şadırvanında boy boy aynalar var. Olması gereken de budur. Çünkü cemaat içeri girerken şöyle bir üstüne başına bakıyor, nahoş bir şey varsa temizliyor… Zavallı bizim imam çektiğiyle kaldı… Şimdi her halde hak verenler çoğalmıştır.
Diğer taraftan yine aynı imam arkadaş tuvaletler temiz kalsın, mahallenin bebekleri kirletmesin diye tuvalete demir kapı yaptırmış ve küçük bebeklerin ulaşamayacağı yükseklikte kapının otomatik açılması için zil taktırmış, abdest alma mahalline sıvı sabunluklar koydurmuştu. Bazen sabunlar hemencik kaybolunca yerine yenisini koyar ama üzülmezdi. Nasıl olsa kaybolan sabunlar yine temizlik için kullanılacak derdi.
Bir gün ziyarette İlçe Kaymakam Halis Arslan Bey, Belediye Başkanı merhum Avni Kılıç Beyle beraber kışla camisine cuma namazına geleceğini söyler. İmam arkadaşta hep arzu ettiği ama bir türlü anlatamadığı tuvaletlerin temizliğinin belediye tarafından yapılmasının daha uygun olacağı fikrini camiye gelecek kaymakama ve belediye başkanına anlatabilmek için cuma günü olmasına rağmen temizlik yapmaz, girilemeyecek şekilde tuvaletleri kirli bırakır. Kaymakam camiye gelince doğru tuvaleti kontrole gider ve imam arkadaşa, ‘’Bu iğrenç görüntüler ne?’’ der. İmam da kendinden emin bir vaziyete: ‘’Efendim, bunun tek bir yolu var o da belediyemizden bir personelin ilçedeki tüm tuvaletlerin rutin temizliği için görevlendirilmesidir. Tuvaletleri sadece cami cemaati kullanmıyor, tüm ilçe kullanıyor. Ayrıca mihrabın sorumluluğunu üstlenen imamın herkesin kullandığı tuvaletleri girip temizlemesi de pek hoş değildir.’’ der. Hutbe de de bunu destekleyecek şekilde ve kütüphane ile ilgili ince mesajlar verir. Sonuç mu? Kaderin cilvesi mi yoksa samimi duaların kabulü mü bilinmez, imam arkadaş on gün sonra kurum değiştirir. İlişiği kesmek için Kaymakam Bey’in yanına girince,
Kaymakam Bey: ‘Hadi bakalım imam efendi, tuvaletleri temizlemeden gidiyorsun ‘ der. İmam da: ‘’Efendim ben size gereğini arz ettim, artık sizlere emanet’’ der. Vesselam yıllar sonra bu mevzuu bir makaleye konu olur.
*
TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nasihatin yer aldığı ‘’Mahirane Söylemler’’ kitabımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek (benden imzalı olarak 35 TL) temin edebilirsiniz.
*
Tuvaletler herkesin mecburi ziyaretgâhı
Temiz görmek ister insanlar, bu cenahı
Şehirlerde, köylerde simgedir tuvaletler
Ona göre not verir, yabancı ziyaretçiler
O halde, görmek istediğimiz gibi bırakalım
Bırakmayanlara da usulü adabınca anlatalım
……………………………………………..,
Okuldan önce, ana kucağından itibaren alışkanlık olmalı
Bu alışkanlık eksik kalmışsa mutlak okul da tamamlanmalı
Eğitimci: ‘Aile mektebinde öğrenmemişse bana ne’ diyemez
Diyecek olursa yarın kendi de temiz bir hela bulup da giremez
Bu konu önemlidir beyler. Bebelere okulda, babalara camilerde
Basında peşinden ilave… Ve gündemde tutulmalı temizlik her yerde
Güzel reklam olsun Çorum, topyekün tuvaletlerinin temizlikleriyle!