TEMİZ TUVALETLER-2

Abone Ol

2- KİRLİ- PASLI - HİJYENİK OLMAYAN TUVALETLER: Kırık dökük, hijyenik olmayan bu tür tuvaletleri ancak çok zor durumda kaldığımızda kullanmak mecburiyetinde kalırız. Ama orada geçecek 3-5 dakika zindan olur. Adeta gözümüzü kapar, burnumuzu tıkarız. Çünkü:

Kapılar kırık döküktür ve iğrenç yazılar vardır

Paltonuzu, çantamızı asmak için askılık yoktur

Çeşmeler bozuktur, açınca kapatamazsınız

Suyu kullanabilmek için tas, hortum yoktur

Tuvalet taşı ve etrafı pisliklerle doludur

Kabinlerin lambası doğru dürüst yanmaz

Kabinlerdeki kapıların kilidi yoktur

Çocuklar, bayanlar güvenli kullanamaz

Özürlülerin kullanacağı hesap edilmemiştir

Lavabolar kirlidir. Sabun, ayna yoktur

İmam hatip lisesinde öğrenciyken Ulucami civarında gezerken, kışın tuvalet ihtiyacı veya abdest alacağımız zaman kapalı alan suyu biraz daha ılık olur diye Azap Ahmet Cami’ni tercih ederdik. Ya şimdi? Tuvaletler her kesimin kullandığı ortak alanlardır. Sadece cami cemaati değil o bölgeye yolu düşen herkesin uğrak yeridir. Aynı zamanda şehirlerin, köylerin simgesidir. Olumlu ve olumsuz reklam vesilesidir. Bunu şöyle bir örnekle açıklayalım. Ankara’dan Karadeniz’e geziye giden kafile saat kulesi dibinde bir saat mola verdi. Namaz kılacak veya ihtiyaç giderecek vatandaşlar minareyi görmesiyle beraber Ulucami’ye yönelecektir. Bahçeye gelip tuvaleti görünce, şöyle bir alıcı gözüyle bakacak ve kendi kendine:

Fiziksel görüntü - harika

Özürlü-yaşlı ulaşımı – harika

Tuvalet kabinleri temiz – harika

Sürekli sıcak su sistemi – harika

Bayanlar için güvenlik – harika

El kurulama sistemi- harika

Ücret yok, beleş – harika diyecektir

Sonra kafile buradan kalkıp başka bir şehre hareket etti. O şehirde de yine mola verdiler. İhtiyaç gidermek için tuvaletlere gittiler. O da ne, önceden bahsettiğimiz şekilde tuvaletler kırık dökük, temizlik sıfır üstüne sıfır… O anda ilk akla gelen ne olacak? Elbette Çorum olacak. Her otobüse binince ‘Bir Çorum’a bak birde bu şehre bak. Adamların temizlik anlayışı ne kadar farklı’ diye ilimizin reklamını yapacaktır. Diğer taraftan tuvaletle ilgili bir konu açıldığında mutlaka Çorum’dan bir cümle ile bahsedecektir. İşte size en beleş yoldan, en kolay memleket reklamı.

Bu tür yerlerden her kesimin istifade etmesiyle beraber, özellikle beli bükülmüş yaşlıları, hayatın zorluklarını üzerinde taşıyan özürlüleri – engellileri rahatlatacak hizmetlerdir. Bir yaşlıyı, bir engelliyi mutlu etmek, yaşam şartlarını kolaylaştırmak bazen bir şehri mutlu etmeye bedeldir. Unutmayalım ki onların samimi duaları daha çok kabule şayandır.

NE OLUR BU ÖNERİYİ BİR DÜŞÜNELİM

‘Sorun gören, çözüm önerisi sunmak zorundadır’ sırrınca depremlerde en büyük problemlerin başında tuvalet – banyo ihtiyacı gelmektedir. İnsanlar evini barkını terk etmek istemez. En yakın boş alana yatağı yorganı atar. Binalara da korkudan giremez. (Marmara depreminde yaşandı) Tuvalet – banyo ihtiyacı had safhaya ulaşır. Kuyruklar uzar. Kavgalar çıkar. Ağaç diplerine ihtiyaç giderenlere şahit olursunuz. Dahası banyo ihtiyacı olduğu halde imkân bulup da yapamayanları duyarsınız… Benimde görev aldığım, Kargı – Saraycık Köyü’nde 2005 ‘te çıkan yangın sonrası geçici banyolar 10-15 gün gecikince vatandaş: ‘Yaz günü – kokuyoruz!’’ diye tepki göstermişti.

Siz banyo ihtiyacından dolayı cuma namazına gidemeyen bir Müslümanın çekeceği ıstırabı hissedebilir misiniz? Buna suni çözüm olarak en uygun alan parklardır. Çünkü parklar ortak kullanım alanıdır ve muhtemel ki depremlerde en az zarar görür. Ayrıca normal zamanlarda rutin ihtiyacı görür. Parkların altına yapılacak güvenli tuvaletler - banyo olarak kullanılabilecek kabinler ve içinde el feneri, kazma kürek, keser, pense, keski, su, apartman bilgi formları, yaralı teslim formları vb. malzemelerin bulunacağı mini depolar olabilir.

Bize düşen görev kafa yormak ve fikirlerimizi etkili - yetkililere arz eylemek…

{ "vars": { "account": "UA-115444419-2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }