Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, "Üreticilerimizin önce TMO’nun fiyatlarını esas alarak değerlendirme yapmasını istiyoruz. Onun altındaki fiyatlara ürün satmasını istemiyoruz” dedi.
TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal, Samsun Başmüdürlüğüne bağlı Çarşamba Ajans Amirliğini ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Samsun Başmüdürlüğüne bağlı Çarşamba Ajans Amirliğini ziyaret eden TMO Genel Müdürü Ahmet Güldal; Çarşamba da 3 bin 680 fındık üreticisine 10 bin tonun üzerinde randevu verildiğini açıkladı. TMO’nun Çarşamba da 19 Ağustos’ta başladığı fındık alımında şu ana kadar 3 bin 680 fındık üreticisine 10 bin tonun üzerinde randevu verildiğini söyleyen Gürdal, hazırlıkların arz edilen tüm ürünü alabilecek seviyede olup, randevu ve alım süreçlerinde herhangi bir sıkıntı bulunmadığını belirtti
Ödemelerin 45 gün içerisinde ödendiğini ifade eden Gürdal, "Fiyat açıklandıktan sonra bütün ürünlerde 2024 yılında biz 45 gün içerisinde ödemeleri yapacağımızı açıklamıştık ama hiçbir üründe 45 güne kalmadık. Genellikle 20-30 gün içerisinde ödeme imkanı oldu. Fındıkta da aynı açıklamayı yaptık ve ödemelerin 45 gün sonra değil, 45 gün içerisinde yapılacağını söyledik. Bu hafta TMO’ya ürün teslim eden fındık üreticilerimizin ürün bedellerini bu hafta içerisinde yatırdık. Dolayısıyla 11 ile 21 gün arasında ödeme yapmış olduk. Biz bu noktada üreticiyi hiçbir şekilde geciktirmeyiz” diye konuştu.
Fındık üretiminde büyük tehdit oluşturan kahverengi kokarca zararlısına karşı mücadelenin önemine dikkat çeken Gürdal, “Son 2 yıldır Tarım ve Orman Bakanlığımız, il ve ilçe tarım müdürlüklerimiz yüksek bir hassasiyet ile bu problemin yaşanabileceğini, hep birlikte tedbir alınması gerektiğini toplantılar yaparak, açıklamalar yaparak ve çeşitli yollarla duyurmaya çalıştı. Ama geldiğimiz noktada fındık üretilen bölgelerin bir kısmında ve genellikle 300-400 rakımın altındaki yerlerde kokarca popülasyonunun yüksek olduğunu ve zarar verdiğini görüyoruz. Bu anlamda bu hassasiyetin gelecek sene çok daha yüksek tutulması gerektiğini düşünüyoruz. 2025 yılında böyle bir problemin yaşanmaması için topyekûn biyolojik, kimyasal, kültürel hangi mücadele yöntemi varsa ve sadece devlet, sivil toplum kuruluşları değil, üretici ile beraber bakanlık gerekli kaynakları ayırıp anlayış aynı olursa bu problemi siler atarız. Üreticilerimizin önce piyasa şartlarını zorlayarak, önce TMO’nun fiyatlarını esas alarak değerlendirme yapmasını istiyoruz, onun altındaki fiyatlara ürün satmasını istemiyoruz” şeklinde konuştu.