Ballıca Mağarası, yeraltı dünyasının zenginliklerini, büyüleyici sarkıt ve dikit oluşumları ile sergileyen 8 ayrı salonu barındırıyor. Mağaranın en belirgin özelliği olan ve nadiren rastlanan "soğan sarkıt" oluşumları, ziyaretçilerin ilgisini çeken detaylar arasında. Ayrıca, cüce yarasaların yaşadığı koloniler de Ballıca Mağarası'nın biyoçeşitliliğini gözler önüne seriyor.
Gizemli ve büyüleyici atmosferi ile ziyaretçilerini karşılayan Ballıca Mağarası, kristalleşmiş kireç taşlarından oluşan 8 salonu ve keşfedilmemiş bölümleriyle adeta bir doğa harikası. Mağara, 680 metre uzunluğunda ve 95 metre yüksekliğinde olup, ortalama sıcaklığı 18 derece, nem oranı ise yüzde 54'tür. Bu bol oksijenli havası, nefes almayı kolaylaştırarak, özellikle astım, bronşit ve KOAH hastalarına iyi geldiği düşünülüyor.
Bu doğa harikası, Tokat'ın 26 km. güney batısında yer alıyor ve deniz seviyesinden 1.085 m. yükseklikte bulunuyor. Pazar ilçesinden Ballıca Mağarası'na ulaşımı sağlayan 8 km'lik yol, Selçuklu Dönemi'ne ait bir köprüye ve 1238 yılında inşa edilen, 2006 yılında restore edilen Mahperi Sultan Kervansarayı'na ev sahipliği yapıyor.
Ballıca Mağarası'nın en dikkat çeken özelliği, parlak ve göz alıcı renkleri ile kalsit oluşumlarının zenginliği ve çeşitliliği. Sıra dışı ve muhteşem sarkıtlar, bitişik sütunlarla birlikte, boyut, şekil ve renk çeşitliliğinin istisnai bir gösterimini sağlıyor. Ayrıca mağara incileri, soğan sarkıtları, iyi gelişmiş perde travertenleri, çökelme havuzları bir bütün olarak görsel bir sistem oluşturuyor.
Bu özellikleri ile Ballıca Mağarası, dünyada çok sık rastlanmayan, istisnai doğal güzelliklerden biri olarak kabul ediliyor. Doğanın bu muhteşem eserini ziyaret etmek, bir kez daha dünyanın ne kadar zengin ve etkileyici bir doğal mirasa sahip olduğunu hatırlatıyor.
1987 yılında başlayan araştırma ve haritalandırma çalışmaları, 1995 yılında yapılan yürüme yolları ve ışıklandırma çalışmaları ile birlikte ziyaretçilere sunulmuş. Ziyaretçilerin deneyimlerini geliştirmek adına yürüyüş yolları ve seyir terasları oluşturulmuş.
Ballıca Mağarası'nın keşfedilmemiş kısımları, hala bilim insanları ve ziyaretçiler için bir gizem olmaya devam ediyor. Bu gizemli dünyayı keşfetmek ve doğa ile iç içe bir deneyim yaşamak isteyen herkesi bekliyor.
Havuzlu Salon
Girişin hemen ardında yer alan Havuzlu Salon'daki yüksek sıcaklık ( 20°C ) ve düşük nem oranı, damlataşları oluşturan kalsit kristalleri arasındaki bağı zayıflatmış, pul pul kabarmış bir görünüme büründürmüştür. Havuzlu Salon'da harç kullanılarak oluşturulmuş dikdörtgen bir yapı yer almaktadır. Harçlı yapı, mağaranın geçmiş dönemlerde kullanıldığına işaret etmektedir.
Büyük Damlataşlar Salonu
Havuzlu Salon, sütun ve sarkıtlardan oluşan dar bir geçitten sonra mağaranın en geniş alanı olan Büyük Damlataşlar Salonu'na açılır. Kırık hatlar boyunca oluşan sütunlar doğrusal bir yapı gösterir. Salondaki küçük havuzlar, mağara incileri ile kaplıdır. Salonda nem oranı yüksektir ve açık havaya oranla 4 kat daha fazla oksijen bulunmaktadır. Dev boyutlu sarkıt ve dikitler ve izlenen kırmızı, sarı, yeşil ve mavi renkleri görkemli bir görünüm oluşturmaktadır. Bu muhteşem salondan kuzey ve kuzey doğu yönünde ilerleyen yürüme yolu, Çamurlu Salon, Fosil Salon ve Yarasalar Salonu'na ulaşır.
Çamurlu Salon
Yatay bir geçitle ulaşılan salon, blok, sarkıt, dikit ve küçük havuzlardan oluşmaktadır.
Fosil Salon
Mağaranın en üst noktasında bulunan salonda sıcaklık 24°C'ye kadar ulaşır. Mağaranın en yaşlı salonlarından olan bu salonda mutlak nem % 40'tır.
Yarasalı Salon
Cüce Yarasaların yaşam alanı olan Yarasalı Salon'a ip kullanmadan inmek mümkün değildir. Uzunluğu 25- 35 m. , genişliği ise 8-20 m'dir. Gelişim halindeki sarkıtları, mağara gülleri, mağara iğneleri ve damlataş havuzu ile mağaranın genç salonlarındandır.
Çöküntü Salon
Kuzey - Güney yönünde bulunan, Muhteşem Galeri olarak da adlandırılan galeriye bağlanır. Salon, adını tabanında bulunan iri bloklardan alır. Bloklar arasında bulunan derin kuyular mağaranın alt katlarında bağlantılıdır. Tavandan 3 m. yukarda bulunan kalsit oluşumların sınırları, yeraltı suyunun geçmişteki seviyesini gösterir.
Sütunlar Salonu
Çöküntü Salon ve Bloklu Mahzen'den sonra, geçilen bir köprü ile Sütunlar Salonu'na ulaşılır. Mağaranın en büyük sütunu olan, 18 m. boyunda ve 8 m. çapındaki sütun bu salonda yer almaktadır. Sütunlarla odalara ayrılmış büyük bir galeri görünümü veren salonun tavan yüksekliği yer yer 15 m'yi bulur.
İkiye ayrılan yürüme yolunun kuzey yönü, Mantarlı Salon'a, güney yönü ise Yeni Salon'a ulaşır.
Mantarlı Salon
İri soğan sarkıtlar ve salona adını veren mantar şeklinde gelişmiş dikitler etkileyici bir görüntü yaratır. Damlalık sarkıtların en güzel örnekleri bu salonda bulunmaktadır.
Yeni Salon
Mağaranın en genç salonu olan Yeni Salon'da yer alan büyük sarkıt, dikit ve havuzların yanı sıra, yaprak, perde ve pırasa şeklindeki oluşumlar büyüleyici görüntüler oluşturmaktadır. Salonun sonuna doğru, 65 m. derinlikte yer alan göle, mağara suyunun aktığı Sifon yer almaktadır. Mağaranın gezilebilen son bölümünde ise renkleri ve oluşumlarıyla şaşırtan genç soğan sarkıtlar yer almaktadır.