Türkiye’de 10 bin 256 çocuk ‘Koruyucu Aile’ programıyla sıcak aile ortamına kavuştu. O ailelerden biri olan Doğan ailesi, koruyucu aile oldukları oğullarına kavuşma sürecini anlattı.

Türkiye’de şu anda 8 bin 547 aile 10 bin 256 çocuğa Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ‘koruyucu aile’ programı ile sıcak bir yuva imkanı sunuyor. O ailelerden biri olan Doğan ailesi koruyucu aile olmanın öncesini, sonrasını ve bu süreçte yaşadıklarını İHA’ya anlattı. Koruyucu aile olmanın kendilerine özel bir duygu yaşattığını dile getiren Doğan çifti herkesin mutlaka koruyucu aile olmayı düşünmesini tavsiye etti.

“Karar verdikten sonra 3 ay bekledik”

Çocukluğunda komşularının vefat etmesi sonucu 2 çocuklarının devlet koruması altına alınmasından sonra bu konuda duygusal bir an yaşadığını söyleyen Anne Canan Doğan, “Evliliğimiz oturduktan sonra biz de anne baba olma düşüncesi başladıktan sonra eşime açtım isteğimi. O da sağ olsun destekledi beni. Başta gönüllü aileliği düşündük. Çok fazla koruyucu ailelik hakkında bilgimiz yoktu. Evlat edinme sürecinden çok daha farklı aşamalar olduğunu, koruyucu aileliğin daha farklı aşamaları olduğunu araştırdıkça öğrendik. Karar verdikten sonra 3 ay bekledik. Çok hızlı ilerlemedik. Duygusal bir durum mu yoksa bunu gerçekten istiyor muyuz diye. Sonrasında başvurumuzu gerçekleştirdik. O süreçteki danışmanımızda bize çok yardımcı oldu. Süreç açısından neler yapmamız gerektiğini anlattı” diye konuştu.

“Bizim için önemli olan bir çocuğun hayatına dokunmaktı”

Koruyucu aile oldukları oğulları ile tanışma hikayesini anlatan anne Canan, “Başlangıçta bir kız çocuğu hayaliyle gittik. Ama aslında kız çocuklarının daha fazla tercih edildiğini erkek çocuklarının biraz daha tercihte geri planda kaldığı söylendi. Bizim için önemli olan bir çocuğun hayatına dokunmaktı. Biz de erkek çocuğu olsun dedik. Kurumdan beni aradıkları gün babamın kanser hastası olduğunu öğrendim. Gittiğimiz gün de bizim için güzel bir anıydı. Çünkü biz orada beklerken oğlumuzu getirdiler. Konuşamıyordu henüz ama emekleyerek geldi ellerini eşimin dizine koydu ve ‘baba’ dedi” ifadelerini kullandı.

“Tereddüt eden aileler varsa kesinlikle denemelerini tavsiye ederim”

Koruyucu aile olduktan sonra yaşadıklarını anlatan Canan Doğan, “Biz şanslıydık, çünkü oğlumuz bize çok kolay adapte oldu. Zaten oğlumuz geldikten kısa bir süre sonra biyolojik olarak da aile olduk. Bir oğlumuz daha katıldı ailemize. İkisi birlikte çok güzel anlaşıyorlar. İkiz gibi büyüyorlar. Aile olarak etrafımızdan da çok büyük destek gördük. Oğlumuzun kocaman bir ailesi var. Halası, amcası, dayısı, kuzenleri var. Çok şanslı bir çocuk. Aynı şekilde biz de çok şanslıyız. Çünkü gerçekten çok merhametli, sevgi dolu, uyumlu bir oğlumuz var. Kapımız kapandığında çekirdek aile olarak kalıyoruz. İnsanlara fırsat verildiğinde her şekilde yorum yapıyorlar. Çok toz pembe bir süreç değil. Biyolojik yoldan da evlat sahibi olduğumuzda hayat bizi bir şekilde sınavlara tabi tutuyor. Ama bu kesinlikle yaşanması gereken bir şey. Tereddüt eden aileler varsa kesinlikle denemelerini tavsiye ederim” dedi.

Eşinin koruyucu aile olma isteğine destek veren baba Şaban Doğan, “Eşim de aynı zamanda yurtta kaldığı için çocukların durumunu az çok tahmin ediyordu. Ben de eşime destek olup yerinde görmek istedim. Yasal süreçleri takip ettik, araştırmalar yaptık. Araştırmalar vasıtasıyla neticesinde bir danışman olduğunu danışman vasıtasıyla bu başvuru yollarının izlendiğini öğrendik. Sonrasında ilgili evrakları tamamlayıp, kuruma başvurup süreci bekledik. Netice itabıyla danışmanımız bize bir çocuğu önerdi. Biz de çocuk evine gidip yerinde gördük. Orada konuştuk. Birkaç gün tanışma süreçlerimiz oldu. Bu süreçler de olumlu geçti. Bu süreçler sonucu kurum da uygun gördü” ifadelerine yer verdi.

“Sosyal hayata adapte olması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz”

Koruyucu aile olmanın çok güzel bir duygu olduğunu belirten baba Şaban, “Neticede bir çocuğun kalbine dokunuyorsun. Sosyal hayata adapte olması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Koruyucu aile olmak, sadece bir çocuğun hayatını değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal bir farkındalık yaratıyor. Doğan ailesinin hikayesi, birçok ailenin bu yolda ilham almasını sağlayabilir. Türkiye'deki koruyucu aile programı, çocukların korunması ve sağlıklı bir toplumun teşvik edilmesi adına büyük önem taşımakta ve bu alanda yapılan çalışmalar, ülkemizin geleceğine yapılan yatırımlardan biri olarak görülmektedir.

Kaynak: iha