Türkiye’nin ateşle imtihanı…

Bu kart karma ve dağıtma işleri 2000’li yılların başlarına kadar durgu akan bir ırmak gibiydi. 28 Şubat 1997’de yaptırılan postmodern darbe aslında adı konmamış AKP için bir mıntıka temizliği hamlesi olmuştur. Küresel çetelerin kanla, irfanla, devrimle kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı saldırıları sistemli olarak artmıştır.  Bu süreçte Amerikancı Karşıdevrim Projesi’nin en önemli karakutusu Hakan Fidan’ın milletvekilliği aday adaylığı için istifa etmesi üzerine de çeşitli yorumlar yapılmıştır. Milletvekilliği dokunulmazlığı arkasına saklanmak gibi… Yeni dönemin başbakanı gibi…
Ancak bu istifaya en sert tepki Erdoğan’dan gelmiştir.
Geçen kısa zaman içinde ne olmuştur da Hakan Fidan milletvekilliği aday adaylığından çekilmiştir?
Bu noktada kapalı kapılar arkasında neler oldu da Hakan Fidan geri adım attı, sorusuna bir yanıt aramak gereği doğmuştur.
İşte tam da bunları düşünürken internete düşün bir haber sorunun derinliği arttırmıştır.
Yargıçlar Sendikası eski Başkanı ve CHP'den milletvekili aday adayı Ömer Faruk Eminağaoğlu Fidan'ın yeniden MİT'e atanmasına ilişkin işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay'a dava açmıştır.
Bu akış devam ederken İzmir Valiliği tarafından alınan bir karar adeta örtülü Sıkıyönetim hükmündedir.
Valilik aldığı yeni kararla, kent genelinde siyasi partilerin, derneklerin, STK'ların başka parti, dernek ve STK önünde, kamu kurumları yakınında basın açıklaması, protesto gösterileri ve yürüyüşü yapmaları yasaklanmıştır. Bu kurala uymayanlara ise, 208 TL para cezasının verileceği açıklanmıştır.
Haziran’da yapılacak genel seçimler Türkiye Cumhuriyeti’nin ateşle imtihandır.
Ne olmuştur da İzmir Valiliği böyle bir karara imza atmıştır? İzmir böyle bir karar karşısında hayli sert teki verecek illerimizin başında gelen bir yerdir. Gerginlik çıkartılarak Haziran seçimlerinin iptali için taş döşemesi mi yapılmaktadır?
Bu kararın benzeri diğer büyük illerde de alınırsa yaşanacak gelişmeler ve sonuçları üzerinde düşünmek görevimizdir.