Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Hüseyin Kır moderatörlüğünde yapılan birinci oturumda "Eğitim Sistemi ve Aidiyetler", Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Macit Aslan başkanlığında gerçekleştirilen ikinci oturumda ise "Değişen ve Dijitalleşen Dünyada Gelecek Perspektifimiz Aidiyetlerimiz" konuları ele alındı.
İnsani Değerler Platformu Dönem Sözcüsü Nejat Yazıcı, çalıştayın açılışında yaptığı konuşmada gençlerin şu kuşak diye harflerle ilişkilendirilmesini ötekileştirme gibi algıladığını belirterek, bunu kaba bulduğunu söyledi. Gençlerin bu ülkenin geleceği olduğunu vurgulayan Yazıcı, “Onlara bizim çocuklarımız, bizim gençlerimiz olarak yaklaşmalıyız. Böyle sahip çıkmalıyız. Onlar Z kuşağı falan değiller. Onlara öncelikle birey olarak değer vermeli, onları dinlemeli ve anlamaya çalışmalıyız. Gençler sayıdan ve istatistikten ibaret değildir. Hayatın içinde onlara anlamlı ve değerli bir yer edinebilmesi için rehberlik etmeliyiz. Yalnız olmadıklarını hissetmeliler. Gençlere sorumlulukla beraber yetki de vermeliyiz. Onlar bizim emir erimiz ya da ücretsiz çalışanımız da değil. Yetenek ve ilgilerini keşfetmelerini sağlamalıyız. Yardımcı olmalıyız. Başta eğitim olmak bütün sistemlerimizi yeniden bir daha gözden geçirerek doğru şekilde dizayn etmeliyiz. Onları tesadüf bir başarı ve muhayyen bir geleceğin eline bırakmamalıyız. Yetişkinler olarak kendi zihinde kurguladığımız idealleri veya dünyanın 'kaderiniz bu diye' dayatılmasına müsaade etmemeliyiz. Birlikte çalışmak suretiyle onlardan da bir şeyler öğrenmeliyiz. Her şeyi bizim bilmemiz mümkün değil” dedi.
Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın da, değerler ve bilim noktasında kendini geliştirmek isteyen gençlerin her zaman yanlarında olduklarını ve gençlerden gelen taleplerin hepsine evet dediklerini belirtti.
"Gençlerle ilgili endişe edilecek durum yok"
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özcan Güngör, gençlerle ilgili endişe duyulmaması gerektiğini kaydetti. Gençliğin dijitalleşmede çok hassas bir seviyede ve dünya ülkelerinden geri durumda olmadığını, hatta bazı konularda daha ileride olduğunu anlatan Prof. Dr. Özcan Güngör, “Gelişen dünyada da kimlikler sanallaştı, çoğu gerçek değil. Herkes görmek istediği veya olmak istediği şekilde kendini sunuyor. Ülkemizin büyük değer erozyonuna dair bir şey yok. Eğitim ve dindarlık seviyemiz arttıkça daha tutarlı, daha rasyonel ve daha anlaşılabilir, dünyanın diğer kesimlerine anlatılabilir bir dindarlık anlayışına doğru gidiyoruz. Örnek bu haftaki cuma hutbesi. Bu haftaki cuma hutbesi paradigmayı birleştirdi. Bu haftaki hutbeyi New York’un Manhattan kentinde okusanız herkes 'evet böyledir' der. Dolaysıyla endişe edecek bir şey yok. Gençler beyinlerini bizden çok daha interaktif şekilde kullanabiliyorlar. Ezberleri biraz daha az. Gençler eskisi gibi otoriteden çekinmiyorlar. Biz öğretmenden, müdürden, herkesten çekiniyorduk. Bu gençler için öyle bir şey yok. Bu da iyi bir şey. Gençler soru soruyor, iyi bir şey. Gençlerin öğrenme merakı bizden 3-5 kat daha iyi. Soru soruyorlar, merak ediyorlar. Bizim bazı söylemlerimiz akıllarına yatmıyor. Kabul etmiyorlar. Etmesinler. Endişe edecek bir durum yok” ifadelerini kullandı.
"Gerçek hayatta nasılsak, dijital platformlarda da öyle olmalıyız"
Yazar Halit Bekiroğlu da, gençleri her ortamda savunan birisi olduğunu anlatarak, "Gençler bizi geçecek. Ama gençlerin de bunu yapmak için çalışması gerekiyor. Gençlik mücadele etmek demektir. Aksiyon, dinamizm demek. Kendi fikir ve düşüncesini takip etmeli. Genç, kenara çekilmek değil, ısrarla mücadele etmektir" diye konuştu.
Teknolojinin çok faydasını gördüğünü anlatan Bekiroğlu, "Birincisi teknoloji ihtiyaç ise kullanılsın. İhtiyaç değilse gerek yok. Sadece iş olsun diye teknolojik aletlerle gösteriş olsun diye kullanmaya gerek yok. İkincisi gerçek hayatta nasılsak, dijital platformlarda da öyle olmalıyız. Dijital veya sosyal medya alemi gerçek hayat gibiler. Gerçeklik tarafı var. Ama kendimiz gibi davranmadığımızda o gerçeklikten kopuyoruz ve bir süre sonra kendimizi olduğumuzdan daha fazla göstermeye çalışıyoruz. Olduğumuzdan daha yakışıklı, liberal, yardımsever, zengin görünüyoruz. Bu bizi gerçeklikten koparıyor. Dijital platformlarda ne kadar gerçek halimizle davranabilirsek o kadar orta ve uzun vadede başarılı oluyorsunuz hem de aidiyetlerimize daha uygun davranmış oluyoruz" şeklinde konuştu.
"Gençler bir ayağınız Türkiye'de, bir ayağınız dünyada olsun"
Dr. Fatih Doğan ise, pergel metaforu önemine dikkat çekerek, şunları kaydetti:
"Bir ayağımızın sabit kalması önemli. Bir ayağınız tıp mı, felsefe mi, yapay zeka mı, mühendislik mi okumak istiyorsunuz. Gençler diğer ayağınızın sizin sevdiğiniz, size katma değer sağlayacak başka bir alanda olması gerektiğini düşünüyorum. Bir ayağınız Türkiye olsun, bir ayağınız dünyada olsun. Dünyayı tarayın, araştırın. Biz 4.0'ü yaşıyoruz. 5.0’ı siz ortaya çıkaracak nesilsiniz. Dünyayı değiştirmek için vizyonumuz olması gerekir. Hedeflerimiz, ilkelerimiz olması gerekir. Gitmek istediğiniz yeri iyi belirleyin, yapmak istediğiniz şeyi iyi belirleyin. Oraya giderken inişler olabilir, çıkışlar olabilir. Mutlu veya mutsuz olabilirsiniz. İlkelerinize sadık kalın. İşinizi iyi yaparsanız karşılık bulursunuz. Ne yapacağınızı bilerek hareket etmelisiniz."
"Yenilikler, geleneklerimizle birleştiğinde bizi ileriye götürecektir"
T3 Vakfı Ankara temsilcisi Alperen Köse, "Kurduğumuz firmalar, yaptığımız işler eğer sosyal medya ile birleşmezse bir ayağımız hep çukurda kalır. Sosyal medyanın doğru anlamda kullanılması gerektiği taraftarıyız. Bizim kültürel geleneklerimizin sosyal medya ile şaşmamasından yanayız. Yenilikler, geleneklerimizle birleştiğinde bizi ileriye götürecektir. Gençler için motivazsyon kaynağımız millilik. Dünyada Türk milletinin var olacağı bir yolumuz var. Bu yolda sizlerden geçiyor. Bizim motivasyon kaynağımız gençlerimiz. Biz sizin her zaman yanınızda ve destekçiniz olacağız" dedi.
Yedihilal Genel Başkanı Salim Sarıyıldız da, tarihin her devrinde gençliğin kolay şekilde nesneleştirildiğini gördüklerini belirtti. Bir mücadeleniz, fikriniz varsa, insanlarla yan yana geliyorsanız yaşınızın öneminin olmadığına dikkat çeken Sarıyıldız, gençlerin özne olması gerektiğini, gençleri ötekileştirecek dilden kaçınılması gerektiğinin altını çizdi.
"Gençlerle aynı frekansta buluşulursa aklın bile hayal edemeyeceği başarıları gerçekleştirecek potansiyelleri var"
Hayrat Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Cengiz Günaydın, dünyanın ciddi bir değişim ve dönüşüm içerisinde olduğunu belirterek, "Onları suçlamak doğru olmaz. Ortada vaka ve olgu var. Hızlı değişen dünya var. Bu değişim çoğu zaman bizim irademizle olmuyor. Aidiyetlerimiz makro düzeyde problem. Her sorun bir fırsatı da beraberinde getiriyor. Gençlik döneminde hissiyat ön planda. Bu bir vaka, gençler bazen neyin yanlış olduğunu biliyorlar. Ama bazen gençler akılla değil duygularıyla hareket ediyorlar. Gençlerin duygularına yönelik oynayan bir yapı söz konusu. Gençlerle aynı frekansta buluşulursa gençler aklın bile hayal edemeyeceği başarıları hedefleri gerçekleştirecek potansiyelleri var" diye konuştu.