1980 yılında 'eğitim enstitüsü'nden mezun olan Mustafa Serdaroğlu, 6 yıl sınıf öğretmeni olarak yaptıktan sonra istifa ederek ticarete atıldı. 2018 yılına kadar ticaret yapmayı sürdüren Serdaroğlu, yaşanan olumsuzluklar üzerine iş hayatını bırakmak zorunda kaldı. Ticaret hayatının sona ermesiyle zor günler yaşamaya başlayan Serdaroğlu, ticarette yaşadığı travmalar ve günlük hayatın baskısından kurtulmak için resim yapmaya yöneldi. Diğer sanatçılardan farklı olarak fırça yerine tükenmez kalem kullanarak hayal dünyasındakileri resmetmeye başlayan Serdaroğlu, bugüne kadar 3 bine yakın esere imza attı. Resimlerinin beğenilmesi ve çevresindeki insanlardan gelen olumlu tepkiler üzerine Serdaroğlu, sergi açmaya karar verdi. Serdaroğlu, yaşadıklarından esinlenerek “Dolu yağarken yürümek” adını verdiği sergiyle 14 Haziran’da sanatseverle buluşacak.
“Resim bana terapi oldu”
1980 yılında Eğitim Enstitüsü’nden sonra öğretmen olarak atandığını 6 yıl görev yaptıktan sonra istifa ederek iş hayatına atıldığını anlatan Mustafa Serdaroğlu, “Yaşanan bazı problemlerden dolayı ticareti bırakmak zorunda kaldım. Şu anda o dönemi atlatabilmek ve kurtulabilmek için daha önce yaptığım ancak çok üzerinde durmadığım resim üzerinde yoğunlaştım. Yaşadığım sıkıntıları, problemleri resimlerde anlattım. Bu süreci aşmamda resim bana terapi oldu. Çizdiğim resimleri ilk başta değerlendirmek gibi bir niyetim olmadı. Ancak çevremdeki insanlardan gelen olumlu tepkilerden dolayı bir şekilde değerlendirmek, insanlara bunları sunabilmek, sunarken de çıkış noktasını anlatmak istedim” dedi.
"Yaşadığım sıkıntıları resim yaparak atlattım”
Resimlerin çıkış hikayesi hakkın da bilgiler veren Serdaroğlu, “Bu resimler ortaya nasıl çıktı. Çok kitap okuyorum. Çok kitap okuduğunuz zaman hayal dünyanız genişliyor. Hayal dünyanız genişlediğinizde yaşadığınız olaylar veya kitaptan okuduğunuz bir bölüm yada mekanlar beni resim yapmaya sürüklüyor. Ve sonuçta ortaya bu resimler çıkıyor. Gençlere tavsiyem bol bol kitap okumaları, olayları analiz etmeleri, bu analizler sonucu illa resim olmayabilir, heykel olabilir, müzik olabilir mutlaka bir sanat dalıyla ilgilensinler. Kendilerini motive etme, gelecekte daha sağlıklı birey olmaları anlamında bu tür faaliyetlere katılmalarını tavsiye ediyorum. Yaşadığım sıkıntıları resim yaparak atlattım” diye konuştu.
“3 bine yakın resim yaptım, tükenmez kalem ile resim yapıyorum”
2018 yılından bugüne kadar 3 bine yakın resim yaptığını açıklayan Serdaroğlu, “Tükenmez kalem ile resim yapıyorum. Çok kurşun kalem kullanmıyorum. Sadece hassas olan yerlerde kullanıyorum. Tamamen spontane resim yapıyorum. Bir çizgi atıyorum. Nereye gideceği belli olmayan bir şey ortaya çıkıyor. Serüven orda başlıyor. Resimlerin beğenildikçe bende farklı resimler yapmak istiyorum.
Resim yapmasaydım O zor günlerde bedenen yaşadığım sağlık sorunları düzelirdi ancak ruhsal sağlığımın düzeleceğini düşünmüyorum. Tam manada ayağa kalkamazdım. Yaptığım resimlere baktığımızda çok nokta var. Her nokta bir sabrı temsil ediyor. O çizgiler sizi olumsuz her şeyden uzaklaştırıyor. Daha olumlu şeyler düşünüyorsunuz. Sonuçta ortaya bir şey çıkıyor. O ortaya çıkan eseri de görenler beğeniyor, takdir ediyorsa benim için en büyük kazanç odur. Ben maddi tarafımı düşünmüyorum. Önemli olan manevi haz ve beni ruhen dingin tutması” şeklinde açıklama da bulundu.
“Amacım, örnek olabilmek”
Amacının örnek olabilmek olduğunu anlatan Serdaroğlu, şunları kaydetti:
“Ben çizgiyle haşır neşir olan bir insanım. Çizim yapıyordum ama ben resim çizeyim, ortaya bir eser koyayım diye bir duyguya sahip olmadım. O zor dönem var olan şeyi patlattı. Ortaya çıkardı. O sıkıntılı dönemde benim sarıldığım, sığındığım yer resim oldu. Amacım gençlere örnek olmak. Çorum’da güzel bir sanat galerisi var. Orayı bilmeyen, görmeyen insan var. Birde gençler oraya gelmeli. Bakıyorum amaçsız ve gayesiz gezen birçok insan var. İlla resim olması önemli değil insanlar hem kendini ruhsal anlamda dinç tutacak hem de çevresine faydalı olabilecek veya yeteneklerini ortaya çıkarabilecek işlerle uğraşsın. Benim en büyük gayem bu. Amacım örnek olabilmek, benim başka bir düşüncem yok. Gençleri anlayabiliyorum. Sıradan ve tek düze olan şeyleri sevmiyorlar. Resimlerimde biraz kargaşa da var. Çözülmeye ihtiyacı olan resimler var. İnsanların kafası karışık. Resimlerdeki karmaşayı görünce herhalde kendilerinden bir şeyler buluyorlar.”
“Dolu yağarken yürümek” adını verdiği eserle yaşadıklarını anlatacak
14 Haziran’da sergi açacağını açıklayan Serdaroğlu, “Manzara çizimleri ile resim yapmaya başladım. Manzaraların çoğu hayaldi. Ayrıca resimlerimde bir gizem olmasını istedim. O gizemin bakan tarafından çözülmesini herkesin kendine göre yorum yapmasını istedim. Manzara ile başladım ancak insanların ruhsal anlamda kendilerinden bir şey bulabileceği resimlere yöneldim. Aycı 14 Haziran’da sergi açıyorum. Açacağım serginin ismini 'Dolu Yağarken Yürümek' olarak koydum. Bu ismi koymamın amacı da güneşli bir havada yürürken kara bulutların gelmesi ve dolunun yağması sonucu ortada kalmak. Ortada kaldıktan sonra sığınacak bir yer aramak. Sığınacak liman olarak resim yapmayı buldum. Yaptığım resimlerde dikkat ederseniz nokta veya çok yoğun çizgiler var. Onların her biri sabır çizgisi veya noktası. Bu sabır çizgi ve noktalarını terapi olarak ve tedavi olarak algılıyorum. Ben o süreci resim yaparak atlattım. Herkes bu tür sıkıntılı anlarda el becerileri veya bir el sanatı ile rahatlayacaklarına ve atlatabileceklerine inanıyorum. Ben bunu bizzat yaşadım" ifadelerini kullandı.