İstanbul ve Tekirdağ'da yürütülen geniş çaplı bir soruşturma, bebek yoğun bakım ünitelerinde örgütlü bir dolandırıcılık zincirini ortaya çıkardı. Yenidoğan çetesi olarak bilinen bu grup, bebeklerin sağlık durumunu kötüye kullanarak SGK'den usulsüz ödeme alırken, ihmaller zinciri yüzünden birçok bebeğin hayatını kaybetmesine neden oldu. İşte Türkiye'yi sarsan yenidoğan çetesi skandalının detayları...
İstanbul ve Tekirdağ'da yürütülen soruşturma, Türkiye sağlık sisteminde şok etkisi yaratan bir skandalı ortaya çıkardı: Yenidoğan Çetesi. Özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde örgütlenen bir grup, bebeklerin sağlık durumlarını kötüye kullanarak SGK'den usulsüz ödemeler aldı. Bu ihmaller zinciri, birçok bebek ölümüne neden oldu.
Yenidoğan Çetesi Nedir?
İstanbul'da başlatılan soruşturma, bazı özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde ciddi bir dolandırıcılık ve ihmal ağını açığa çıkardı. Örgüt, yenidoğan bebeklerin sağlık durumlarını kasten ağır gösterip, bebeklerin hastanede uzun süre kalmasını sağlıyor ve bu süreçte Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan (SGK) usulsüz ödemeler alıyordu. Ancak daha da vahim olanı, bu ihmallerin bebek ölümlerine yol açmasıydı.
Ölümlere Yol Açan Korkunç Plan
İddianamede, çetenin bebeklerin sağlık durumlarını manipüle ederek yoğun bakımda tutulmalarını sağladığı, doktorlar yerine hemşirelerin müdahale ettiği ve bebeklerin uygun tedavi görmeden hayatını kaybettiği belirtiliyor. Sağlık çalışanlarının bebeklerin durumlarını kötüleştirip sahte raporlar düzenleyerek SGK üzerinden yüksek kazanç elde ettikleri iddia ediliyor.
Bebeklerin Hayatı Üzerinden Kar Amacı
Hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini kiralayan bu grup, bebeklerin hastanede uzun süre kalmalarını sağlarken, aslında uygun tedavi uygulamıyordu. Maddi çıkar uğruna bebeklerin uygun sağlık hizmeti alabilecekleri hastaneler yerine, kar odaklı hastanelere yönlendirildikleri ve bu ihmallerin bebek ölümlerine neden olduğu iddia ediliyor.
Şüpheliler İçin Ağır Cezalar
Çetenin başındaki doktorlar Fırat Sarı ve İlker Gönen başta olmak üzere, sağlık çalışanları hakkında “kasten öldürme”, “nitelikli dolandırıcılık” ve “resmi belgede sahtecilik” gibi suçlamalar yöneltiliyor. Şüpheliler için 500 yılı aşan hapis cezaları talep ediliyor.
Skandalın Yargı Süreci Başladı
Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, sağlık sistemindeki ciddi ihmallerin ortaya çıkarılması açısından büyük bir önem taşıyor. Bu dava, sağlık sektöründe daha fazla denetim ve şeffaflık taleplerini de artırmış durumda.