6 Haziran 2024’te Ankara’nın Sincan ilçesinde etkili olan sağanak ve şiddetli rüzgar, bir canı aramızdan aldı. Sincan Belediyesi’ne ait otobüs durağına yerleştirilen dev reklam panosu, fırtına anında temelden koparak durağın üzerine devrildi. Durağın altında otobüs bekleyen 22 yaşındaki Ayşe Yavuz, dev yapının altında kalarak olay yerinde hayatını kaybetti.

İş çıkışı spor yaptıktan sonra evine gitmek üzere durakta bekleyen Ayşe, ne yazık ki dönemedi. Genç kızın hayatını kaybettiği olay kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.

Sanık ilk duruşmada tutuklandı, 15 gün sonra serbest kaldı

Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında reklam panosunun üretim ve montajını üstlenen firmanın yetkilisi Semih Esat Ünsal hakkında “bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan dava açıldı. Sanık, 30 Ocak 2025’te başlayan yargılamada tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Ancak bu tutukluluk uzun sürmedi. Sanık avukatının üst mahkemeye yaptığı itiraz sonucunda, 15 gün sonra tahliye kararı verildi. 2. duruşmada sanık mahkemeye katılmazken, Yavuz ailesi ve avukatları karara büyük tepki gösterdi.

Mustafa Kayhan Kimdir, Neden Öldü? Görevi, Mesleği, Nereli, Evli mi? İşte Hayatı ve Biyografisi Mustafa Kayhan Kimdir, Neden Öldü? Görevi, Mesleği, Nereli, Evli mi? İşte Hayatı ve Biyografisi

Bilirkişi raporu: Temel eksik, beton yetersiz

Dosyaya giren bilirkişi raporu, olayın göz göre göre geldiğini ortaya koydu. Rapora göre, dev reklam panosunun temeli olması gerekenden çok daha sığ yapılmıştı. Derinliği 4,5 metre olması gereken temelin sadece 1,35 metreye kadar kazıldığı, dökülmesi gereken 18 metreküp beton yerine 5,40 metreküp beton kullanıldığı belirlendi.

Bu rapor, reklam panosunun sağlamlıktan uzak bir şekilde monte edildiğini gözler önüne serdi. Ancak bu teknik eksikliklere rağmen, sanığın serbest bırakılması, “İnşaat hatalarının bedelini bir genç mi ödedi?” sorusunu gündeme taşıdı.

Anne Nafize Yavuz: “Kızımın canı bu kadar mı değersiz?”

Ayşe Yavuz’un annesi Nafize Yavuz, tahliye kararının ardından duygularını gözyaşları içinde paylaştı:
“Ayşe'm hayaller kuruyordu. Ehliyet almıştı, araba almak istiyordu. Kimseyi kırmazdı. Herkese yardım ederdi. Şimdi odasına her gün girip boynu bükük fotoğraflarına bakıyorum. Cumhurbaşkanım sesimi duysun. Köpek öldüren tutuklanıyor, kedi öldüren tutuklanıyor. Benim kızımın canı neden bu kadar önemsiz?”

Acılı anne, kızının ölümünün üstünün örtülmesine izin vermeyeceklerini, adaletin yerini bulması için mücadele edeceklerini söyledi.

Ablası Gülser Aydın: “Bilirkişi ne dedi, ne oldu?”

Ayşe’nin ablası Gülser Aydın da duruşma sonrası yaptığı açıklamada, yaşanan sürecin adaletle bağdaşmadığını vurguladı.
“Bilirkişi raporu açık, her şey ortada. Malzemeden çalınmış, kurallar hiçe sayılmış. Sorumluluk Sincan Belediyesi’nde diyor ama bir kişi bile ifadeye çağrılmadı. Avukatlarımız defalarca soruşturma izni istedi ama her seferinde ret geldi. En son ret, sanık serbest bırakıldıktan sonra ulaştı elimize. 10 ay oldu, hâlâ bir yetkili yargı önüne çıkmadı.”
Aydın, hukuki mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini vurguladı.

Baba Mustafa Yavuz: “Hem firma hem belediye suçlu”

Baba Mustafa Yavuz ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi:
“Pano dev gibiymiş. Derinlik az, beton yetersiz. Her şey açık ama sadece firmaya yüklenip iş kapanıyor. Belediye neden kontrol etmedi? Neden sorumlular yargılanmıyor? Biz sadece kızımızın değil, başkalarının da aynı kaderi yaşamaması için mücadele veriyoruz. Hem firmadan hem belediyeden şikayetçiyiz.”

Aile, olayın ardından sadece firmanın değil, kontrol ve denetim görevini yerine getirmeyen Sincan Belediyesi’nin de yargı önüne çıkması gerektiğini savunuyor.

Belediye hakkında soruşturma izni verilmedi

Yavuz ailesinin avukatları, kazaya sebep olan pano için gerekli kontrolleri yapmayan Sincan Belediyesi hakkında da sorumluluk talebinde bulunarak valilikten soruşturma izni istedi. Ancak talepleri reddedildi. Hukuki süreci üst mahkemeye taşıyan aile, şimdi idari yargıdan adalet bekliyor.

Ayşe'nin ölümüyle başlayan hukuk savaşı sürüyor

Ayşe Yavuz’un ani ve trajik ölümüyle başlayan süreç, sadece bir ailenin adalet arayışı değil, aynı zamanda görevini ihmal eden kamu kurumlarının da sorgulanması anlamına geliyor. Eksik temel, yetersiz beton ve devrilen reklam panosu, yalnızca bir genç kadının hayatını değil, adalet sistemine olan güveni de derinden sarstı.

Ayşe öldü, tek tutuklu 15 günde serbest kaldı. Aile ise hâlâ aynı soruyu soruyor:
“Kızımızın canı neden bu kadar çabuk unutuldu?”