Gazeteci Ruşen Çakır, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından başlatılan boykot çağrısının yalnızca muhalif kamuoyunda değil, iktidar cephesinde de ciddi bir etki yarattığını söyledi. Çakır, kendi YouTube kanalında yayınladığı "CHP’nin Boykot Çağrısı Niçin Başarılı Oldu?" başlıklı videosunda bu stratejiyi detaylı şekilde değerlendirdi.
“İlk başta anlam veremedim ama sonra stratejiyi gördüm”
Ruşen Çakır, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in ilk kez boykot çağrısını dile getirdiğinde “ya ne alakası var şimdi” diye düşündüğünü itiraf etti. Ancak çağrının zamanla planlı bir stratejiye dönüştüğünü ve “tüketimden gelen güç” anlayışıyla etkili bir eyleme dönüştüğünü belirtti.
“Merkez medya görmedi, halk görmezden gelmeye karar verdi”
Boykot kararı, Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı süreci ve Saraçhane buluşmaları gibi olayların ana akım medya tarafından görmezden gelinmesine karşı bir tepki olarak doğdu. CHP, aralarında EspressoLab, D&R, İdefix, Demirören AVM, Kilim Mobilya, Ülker, TRT, TGRT, İhlas Ev Aletleri, Turkuaz Yayınevi, Milli Piyango, misli.com, iddia.com, ETS Tur, DHA ve İHA gibi kurum ve markaların yer aldığı bir boykot listesi açıkladı.
“AK Partililer kahve zincirine gidip video çektiyse, bu çağrı etkili olmuş demektir”
Boykotun etkili olup olmadığının ölçülmesinin zor olduğunu söyleyen Çakır, “Ama bir baktık, bazı AK Partili milletvekilleri ve üyeler iftardan sonra o boykot edilen kahve zincirlerinden birine gidip video çekmişler. Eğleniyor gibiydiler. Bu da gösteriyor ki, gerçekten bir etkisi olmuş. Tepki veriliyorsa, rahatsızlık duyulmuş demektir” dedi.
“Tüketimden gelen gücü kullanmak”
Çakır, “Tüketimden gelen gücü kullanmak” ifadesinin bu süreçte öne çıktığını belirterek, bunun oldukça yaratıcı ve yeni bir strateji olduğunu vurguladı. Boykotun çalışanlara zarar vereceği yönündeki eleştirileri ise “konuyu bulandırmaya yönelik çabalar” olarak nitelendirdi.
“CHP şaşırtıyor, Özgür Özel şaşırtıyor”
CHP’nin son dönemde uyguladığı politikaların yaratıcı bulunduğunu söyleyen Çakır, “Bir zamanlar Adalet Yürüyüşü ne kadar yaratıcı bir hamleydi, bugün de ön seçimler, dayanışma sandığı ve boykot gibi uygulamalar muhalefet için yeni alanlar açıyor” dedi.
“İmamoğlu’na yönelik yargı süreci bir siyasi operasyon olarak algılanıyor”
Çakır değerlendirmesinin sonunda, bu süreçte CHP’nin tutumunun Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı sürecinin bir “siyasi operasyon” olduğu yönündeki algıyı da kuvvetlendirdiğini ifade etti. Özellikle toplumun geniş kesimlerinde bu algının güçlendiğini ve bunun siyasal sonuçlar doğurabileceğini belirtti.
Ruşen Çakır’a göre, CHP’nin boykot stratejisi yalnızca bir protesto yöntemi değil, aynı zamanda iktidarın medya ve sermaye üzerindeki etkisine karşı geliştirilmiş planlı ve etkili bir siyasi refleks. Toplumun geniş kesimlerinde karşılık bulması ve iktidarın da bu çağrılara tepki vermesi, stratejinin ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.
