Platform açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
Sözde medeni dünyanın gözleri önünde süren bir katliam var. Çocukların, kadınların, yaşlıların ayrım gözetilmeksizin Siyonist katillerin kurşun ve bombalarına maruz kaldığını derin bir üzüntüyle ve öfkeyle adeta seyrediyor insanlık.
Batı’nın, başını ABD ve İngiltere’nin çektiği medeni Batı’nın şımarık çocuğu, İslam aleminin böğrüne saplanmış bir hançer olan gasıp ve siyonist İsrail terör örgütüne karşı tüm insanlık bir araya gelmeli iken, kukla rejimler, başlarında İslam ibaresi de olsa kukla teşkilatlar, devletler sus pus olmuşlar, Batılı efendilerinin talimatlarına kulak vermiş, mazlumun sesini duymaz haldeler.
Muteber kaynakların haber verdiğine göre, Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisinde şöyle buyurur: “Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)
1948’de İngilizlerin ve diğer Batılı devletlerin desteğiyle Filistin halkının topraklarını işgal eden Siyonist çete aradan geçen yetmiş beş yıldan bu tarafa bu mazlum coğrafyanın insanlarına yönelik zulümlerine hiç ara vermedi.
Kahraman ve vatansever Filistin halkı da müslümanı ve diğer din mensupları ile bu Siyonist saldırıya hep direndi.
Bu öyle bir direniş ki, onu ancak bizim gibi yüzyıl önce vatanları işgal edildiğinde yedi düvele karşı tüm imkansızlıkları ile mücadele eden milletler hakkıyla anlayabilir.
Bu öyle bir direniş ki, Filistin’in mazlum halkı adeta tüm insanlık adına ve tüm insanlık değerleri adına tek başına savaşıyor.
Bu imtihan aslında Filistin’den ziyade bu zulmü seyredenlerin de imtihanı. Yoksa Filistinli kardeşlerimiz için esaret altında yaşamaktansa özgürce ve özgürlük için mücadele etmek ve şehid olmak makamların en yücesi. Ve bundan korkmadıklarını, çekinmediklerini her gün bizlere ispatlıyorlar.
Filistin öyle bir toprak ki, orada on yaşındaki çocuklar bile ölümü soğukkanlılıkla karşılayabiliyor. Bu haliyle Filistin halkı bizde Kuvay-ı Milliye’de olduğu gibi kendi bağrından direniş öncüsü yiğitleri çıkardı.
BATILI SİYONİST AŞIĞI MEDYAYA İNAT FİLİSTİN’İN BAĞRINDAN ÇIKAN HAMAS BİR TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİL, BİR DİRENİŞ HAREKETİDİR
Asıl terörist ise kundaktaki bebeği bile gözünü kırpmadan öldüren ve bu cinayete fetva veren Yahudi hahamlar ve din adamları, öldürdükleri bebekleri az bulan politikacılar ve sözde aydın geçinen kimselerdir. Ve ne ilginçtir, bu zulme ve soykırıma ses çıkarmayanlar için de Hristiyan olanı da hatta Müslüman geçineni de vardır.
Peki, biz ne yapacağız?
Peygamber Efendimizin (sav) buyruğuna baktığımızda bize hangi durumda olursak olalım, hangi tür kötülük görürsek görelim, mutlaka bir şey yapmamız gerektiğinin emredildiğini çok açık bir şekilde görmekteyiz.
Yine biz tarihen de biliyoruz ve inanıyoruz ki, nice az topluluk çoklara galip gelmiştir, yeter ki istikametini muhafaza etsin.Bu bağlamda Çorumlu hemşehrilerimize çağrıda bulunuyoruz.
HAYDİ, SEN DE ELİNE BİR TAŞ AL, FİLİSTİNLİ GENÇLER GİBİ SİYONİST İŞGALCİLERİN ÜZERİNE AT
Evet, herkesin sorumlulukları var ve bu sorumluluklar asla ertelenemez ya da başkaları bundan kaçınıyor mazereti ile bu sorumluluktan geri durulamaz.
Devletler diplomasi yoluyla ya da bir şekilde askeri araç ve argümanlarla yani elleriyle kötülüğü önlemekle mükelleftirler.
Sivil toplum kuruluşlarından bireylere kadar ise bizler, siyonist terör örgütünü ayakta tutan ekonomik gücü yerle bir etmekle mükellefiz.
Hz. Peygamber Medine’ye hicret ettiğinde Mekke oligarşisinin belini, yerli Müslüman Pazarını kurarak kırmış ve bu strateji Mekke’nin fethiyle ve zulmün bitmesiyle sonuçlanmıştı.
Duyarlı insanların çabalarıyla ülkemizde faaliyet gösteren kimi firmalar, Siyonist çete ile ilgisi açık ve aşikar olan firmalarla ilişkilerini kestiler ve yerli ürünlere yöneldiler. Hepsine buradan Filistinli kardeşlerimiz adına teşekkür ediyoruz.
Birileri boykot kırıcılığına soyunmuşsa bilelim ki, bizler Siyonistlere para akıtan ürünleri ve firmaları boykot etmekle çok doğru bir iş yapıyoruz.
Bundan asla geri adım atmamalıyız.
Asla, “benim yaptığım bu küçük işten ne olur” demeyin. O küçük işleri büyütecek ve bereketlendirecek olan Allah’tır. Ve şu kısacık zaman diliminde bile bunun olumlu sonuçlarını görebilmekteyiz.
Bu çerçevede Belediyemiz ve Üniversitemiz başta olmak üzere sosyal tesislerinde bu boykota katılanların herkes için örnek olmasını istiyoruz. Ancak bu yeterli değildir. Hükümet politikalarının da bu açıdan gözden geçirilmesi ve yerli ürünlerin üretilmesinin daha fazla teşvik edilmesi sağlanmalıdır.
Okullarımıza, öğretmenlerimize ve din görevlilerine büyük işler düşüyor. Çocuklarımızı ve gençlerimizi yeryüzünün lanetlilerinin kimler olduğu konusunda doğru bilgilendirmeleri büyük önem arz ediyor.
Gelin, heybemizdeki tüm kirleri Filistin mücadelesi vesilesiyle yeniden gözden geçirelim ve tek tek ayıklayalım.
Bizler Çorum Filistin Platformu üzerinden de işgalcilerin soykırımının başladığı günden bu tarafa pek çok etkinlik gerçekleştirerek Siyonistlerin ve tek dişi kalmış Batılı sözde medeni canavarın gerçek yüzünü ortaya çıkarmaya çaba sarf ettik. Son olarak Gazze’ye gönderilmek üzere bir ambulans alımı ve tıbbi malzeme tedariki için de bir kampanya başlatmış bulunuyoruz.
Burada önemli olan bir husus var, o da direnişin ve mücadelenin zafere kadar sürdürülmesidir.
O nedenle sürekli boykot, 365 gün boykot yapılmalı, girişimcilerimiz YERLİ ÜRÜN üretmenin peşinde olmalı, hükümetimiz de işgalcilerle olan ilişkilerini mazlumun lehine olacak şekilde gözden geçirmelidir.
Kıymetli hemşehrilerimize şu çağrıda bulunmak istiyoruz;
1-İçine mazlum kanı karışmış içecekleri tüketmeyin,
2-Siyonistlere açıkça destek veren firmaların ürünlerini almayın,
3-Alışverişlerinizde yerli üretimi tercih edin, işgalcileri destekleyen firmaların ürünlerini satan esnafımızı da en güzel şekilde uyarın,
4-Satılan her ürünün menşei çok açık bir şekilde belli olsun, buna ilişkin mevzuat güncellensin, eksik gördüğümüz hususları resmi mercilere ivedilikle iletelim,
5-Okullarda, gençlik merkezlerinde, camilerde farkındalık eğitimleri yapılsın, Kudüs’ün bizler ve dünya için ne anlama geldiğini çocuklarımıza ve gençlerimize anlatalım,
6-Yerli ve helal ürün satışı yapan işletmeler açılsın ve bunları hep birlikte destekleyelim,
7-Kurumlar yerli ürüne geçtiklerini, Siyonistlerin ürünlerini işyerlerinden ve tesislerinden çıkardıklarını duyurmalı,
8-Kredi kartları kullananlar da yerli TROY altyapısına geçmeli, kaynaklarımızın Siyonist çeteye aktarılmasına mani olmalı.
Bizler inanıyoruz ki, Bir gün mutlaka Filistin’in mazlum halkı zafere erişecek ve bu ağır imtihanını başarıyla verecektir.
Burada önemli olan bizlerin Filistinli mazlumlarla olan, Kudüs’le olan, insanlığımızla ve müslümanlığımızla olan imtihanımızdır.
Zulme sessiz kalan dilsiz şeytanlardan olmamak niyazıyla kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz.”