Muhteremin biri otobüs durağında bekliyormuş.
Yanındaki arkadaşına
“Hava bugün bulutlu, yağmur yağacak gibi” demiş…
Durakta bulunan alakasız biri, muhteremin yanına gelip
“Vayy efendim, sen bana ördek dedin” demiş…
Tabi ki muhterem kişi şaşırmış.
“Hayır efendim, ben sadece yağmur yağacak, hava oldukça bulutlu dedim” demiş…
Adam:
“Yok yoooook, sen bana ördek dedin” demiş…
Muhterem kişi
“Yok efendim, size niye ördek diyeyim? Havaya baktım, bulutlu olduğu için yağmur yağabilir dedim” demiş…
Adam:
“Yok yooook, yağmur yağdığı zaman su birikir, yollar su dolar ve suda ördekler yüzer, o yüzden sen bana resmen ördek dedin” demiş…
Muhterem kişi bakmış adam laftan anlamıyor,
“Peki, sizin anladığınız gibi olsun” demiş, laftan anlamayana laf anlatmaktan vazgeçmiş ve oradan ayrılmış…
OKUDUĞU YAZIYI ANLAMAYANLAR VAR
Bakmakla görmek arasındaki fark gibi…
Okuduğunu anlamak da önemli…
Yağmur yağacak diyen birine, “Sen bana ördek dedin” tarzında, okuduğu yazıyı anlamayan olursa, yandı gülüm keten helva…
O saatten sonra o kişiye ne anlatsanız beyhude, çünkü anlamaz…
HAK MÜCADELESİ VERMEK BAŞKA, ÖVÜNMEK BAMBAŞKA BİR ŞEY
Bazı meslekler, makamlar ve mevkiler vardır ki, onlara talip olduğunuz zaman taşımanız gereken şartları şurtları vardır.
Diploma ister, liyakat ister, sınav ister, deneyim ister, mesleki tecrübe ister, yabancı dil ister, mülakat ister, fiziki yeterlilik ister, psikolojik sağlamlık ister…
Yani ister babam ister…
Bu şartlardan biri bile eksik olsa, zaten talip olmayı bırakın, yanından yöresinden sizi geçirmezler…
Elinizi kollunuzu sallaya sallaya gidin “Ben geldim,
Prof. olacağım” diyin o halde, hemen başlayın işe…
Size “Aman efendim, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, gözümüz yollarda kaldı, nerelerdeydiniz?
Biz de sizi bekliyorduk” demeyecekler tabi ki…
Yeterli tüm belge ve bilgileri isteyecekler. Yoksa sizi kapıdan içeri almalarını bırakın, muhatap olacak kişi bile bulamazsınız…
PEKİ YA HER ŞEY TAMAMSA
Talip olduğunuz mesleğe, makam ve mevkiye konulan tüm şartlarınız uygunsa, sınavsa sınavı kazanmışsanız, mülakatı başarı ile geçmişseniz, mesleki tecrübeniz varsa, liyakatiniz varsa, mesleki deneyiminiz yeterliyse…
Kısacası her aranan şart, sizde full babam full, fazlası ile mevcutsa…
KEYFİ OLARAK “İSTEMİYORUM SİZİ, YETERSİZSİNİZ” DENİLİYORSA
O halde ne yapacaksınız? Susup oturacak mısınız?
“Hak, hukuk, liyakat, sınav ile geldim, diplomam ile geldim, mesleki deneyim ve tecrübem ile geldim, bileğimin hakkıyla geldim, başım dik alnım açık, hakkım ile geldim” demeyecek misiniz?
Haksız yere, size “yetersiz” damgası vurmaya çalışan kişiye sormayacak mısınız, “Neye göre, kime göre yetersizim?” diye…
“Siz neye göre, kime göre yeterlisiniz de; ben nasıl yetersizim, siz nasıl yeterlisiniz?”demeyecek misiniz…
Tabi ki diyeceksiniz…
Demezseniz, asıl o zaman gerçekten yetersizsiniz demektir.
O da sizin tercihiniz…
OKUDUĞU YAZIYA FARKLI ANLAM YÜKLEMEK
Yazılan yazıları okumak önemli değil, içeriğini anlamak önemli.
Acaba orada ne anlatılmak isteniyor,
Neden bu yazı yazılmış,
İrdeleyebilmek lazım…
Gayet açık seçik, sade bir dil ile, doğal olarak yazıyorum…
Hiçbir köşe yazımda akademik dil kullanmadım…
Yine de
“…
Kendini övmüşsün…
Saçmalamışsın…
Doktora varsa n’olmuş?
Diploma dediğin ne ki?
Kendini beğenmiş…”
Tarzında söylemler, bana göre, asıl anafikri ıskalayan (ki bu işine öyle geldiği için gerçekleşir daha çok), kıskançlıktan ve çekememezlikten kaynaklanan söylemlerdir. Net.
Cevap vermeyeyim diyorum, fakat bir değil, iki değil…
Bu şekilde her yazıma aynı söylemle yorum yapmaya kendini adamış tipler var, çok komikler…
Sürekli olarak, söyleyecek başka lafı bulunmayanlar, aynı telden çalmaya artarak devam ediyor…
Kolaysa, haklı olarak yaptığım eleştirilere dayanaklı cevaplar veriniz…
O yok…
Çünkü buz gibi haklıyım…
GAZETECİLİK OKUYORUM
Halkın içinden, toplumun içinden yetişmiş bir birey olarak toplumun her kesimini gayet iyi tanıyan, analiz eden biriyim.
Sorunlar nedir?
Bu sorunlara nokta atışı çözümler nedir?
Araştıran, kafa yoran, emek harcayan, analiz eden biriyim…
Sorunların yumak haline gelmeden çözüme kavuşmasını isteyen biriyim…
Hak ve adaletten yana biriyim…
Kimsenin hakkı bana geçsin istemem…
Kimseye de göz göre göre hakkımı yedirmek istemem…
O nedenle gerekli gördüğüm yerde hak mücadelemi yazılarım ile elbette vereceğim, bu benim en doğal hakkım…
Ben şimdi kalkıp 20 yıllık bir gazeteciye, durduk yerde “Sen yetersizsin” desem, o bana “Haklısınız, peki efendim” mi diyecek?
Yoksa kendisinin 20 yıllık gazeteci olduğunu söyleyip kanıt olarak diplomasını, yazılarını, kitaplarını sayıp dökmeyecek mi?
Susup oturacak, öyle mi?
Korkak ve pısırık kişiliği varsa ancak öyle yapar.
Yoksa, kendi hakkını savunacak elbette…
UZUN LAFIN KISASI
Nazar etmeyin, kıskanmayın, fesatlanmayın,
Çok çalışın bi zahmet…
Okuyun, gecenizi gündüzünüze katın, sizin de olur arkadaşlar…
Laylay lom ile olmuş olsaydı, herkes Prof. olurdu…
Övünmek için söylemiyorum…
“Ben alçakgönüllülük gösterip hakkımı savunmadıkça, başkaları kıt kanaat halleriyle kendini çok üstten ve üstün görmeye kalkışıp beni de yetersiz gösterme gayreti içine giriyor.”
Sanırım bu son tırnak içindeki cümleyi herkesin anlayacak zekaya sahip olduğunu düşünüyorum…
Daha da anlamıyorlarsa,
Yağmur yağacak dedim.
Ama siz işinize geldiği gibi anlamaya devam edin…