Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomideki yeni hedef ve politikaların yer aldığı Orta Vadeli Program'ı açıkladı. Dün Kırklareli ve İstanbul’da yaşanan sellerde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, İçişleri Bakanlığı, AFAD ve diğer kurumların su baskınlarından olumsuz etkilenen insanların sıkıntılarının giderilmesi için yoğun şekilde çalıştığını belirtti. Orta Vadeli Program’ın ülke için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, programın hazırlanmasında emeği geçen herkese teşekkür etti. Erdoğan, ”Değerli fikirleriyle, tenkit ve tespitleriyle programın içeriğine katkı sunan iş dünyamızın temsilcilerine, odalarımıza, sendikalarımıza, meslek örgütlerine, STK ve tüm paydaşlara teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Türkiye’nin başta yönetiminde istikrar olmak üzere nasıl büyük kazanımlar elde ettiğini her gün çok daha iyi görüyor ve idrak ediyoruz” dedi.

"Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmeye odaklanıyoruz”

Katılım düzeyi ve rekabet seviyesi ile sadece Türk siyasi tarihine değil, dünya siyaset literatürüne de giren 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin tam bir demokratik olgunluk içinde tamamlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sandıkların açılmasıyla birlikte tüm belirsizliklerin ortadan kalktığını belirtti. Erdoğan, “Türkiye’yi kimin yöneteceği belli oldu, halkımız bir kez daha ‘güven ve istikrar’ dedi. Ülkemize vakit, nakit, enerji kaybettiren krizlerin, tartışma ve pazarlıkların hamdolsun hiçbiri yaşanmadı. Seçimlerin üzerinden henüz bir hafta geçmeden kabinemizi açıkladık. Ekonomideki kurmay kadromuzu kurduk. Ülkemize ve milletimize hizmet yolculuğumuza kaldığımız yerden süratle yeniden başladık. Eski Türkiye’nin alışkanlıklarından kendilerini kurtaramayanları ise içimiz acıyarak izliyoruz. 28 Mayıs'ın üzerinden geçen 102 güne rağmen birileri hala kavga ve iç çekişmelerden başlarını dahi kaldıramazken, biz işimizi yapıyor, Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmeye odaklanıyoruz” dedi.

Yakın coğrafyada savaşların ve çatışmaların devam ettiğini ifade eden Erdoğan, küresel ekonomideki olumsuzlukların çeşitlenerek sürdüğünü, Afrika kıtasının yeni siyasi krizlere sürüklendiğini belirterek, dünyada hemen hiçbir ülkenin önünü net olarak göremediği, mevcut belirsizliklere yenisinin eklendiği zor denklemde Türkiye’nin riskleri başarıyla yöneterek krizleri fırsata çevirmeye çalıştığını kaydetti.

“Hiç kimseye ve hiçbir fikre ön yargı ile yaklaşmıyoruz”

“Muhalefetin de artık birbirleriyle çekişmeyi bırakarak yapıcı eleştirileriyle millet adına denetim görevini yerine getirmesini temenni ediyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye için en doğrusunu, Türk milleti için en hayırlısını yapmanın peşindeyiz. Siyaseti de ikbal vasıtası olarak değil, millete hizmet aracı olarak görüyoruz. Hiç kimseye ve hiçbir fikre ön yargı ile yaklaşmıyoruz. Kimden geldiğine bakmadan ülkemiz faydasına olacak her türlü öneriyi hayırhahlıkla değerlendirmeye hazırız. Israrla sürdürdüğümüz müspet tavrımızı bundan sonra da koruyacağız. Muhalefetin de geçmiş hatalarından ders alarak OVP gibi ülkemizin hayrına olan işlerimize destek vermesini bekliyoruz” dedi.
Ekonomi ile ilgili planlarında 6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ilde yaşayan 14 milyon insanı etkileyen depremi asla göz ardı etmediklerini belirten Erdoğan, “Ülkemiz ekonomisine maliyeti 104 milyar doları bulan deprem felaketi yükümüzü ağırlaştırmakta, mücadelemizi daha da zorlaştırmaktadır. Dünyadaki diğer ülkelerden farklı olarak küresel sorunlara ilaveten asrın felaketinin yol açtığı sıkıntılarla da mücadele etmektedir. Devlet-millet dayanışması ile nasıl bugüne kadar nice engelleri aştıysak, aynı başarıyı depremin yaralarını sarmada da sergiliyoruz. Geride bıraktığımız 8 aya dair veriler bu gerçeği açıkça ortaya koyuyor. 2023 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 oranında büyüme kaydederek büyüme performansımızı kesintisiz 12 çeyreğe çıkardık. Yıllık bazda ise 13 yıldır aralıksız büyüyoruz” açıklamasını yaptı.

"Ekonomimizi yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştırmayı başardık"

Çeyreklik büyüme performansı ile Türkiye’nin OECD üyesi ülkeler içinde pozitif ayrıştığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yine bu dönemde ekonomimizi yıllıklandırılmış olarak ilk kez 1 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklüğe ulaştırmayı başardık. Böylece depremin iktisadi faaliyetler üzerindeki olumsuz etkilerinin sınırlı kalmasını temin ettik. İhracatta da yılın ilk 8 ayında 165 milyar doları, yıllık bazda da 253,5 milyar doları yakaladık. Turizmde önceki seneye göre çok daha iyi bir sezon geçiriyoruz. İstihdamda da herhangi bir kaybımız söz konusu değil. Yılın ilk 6 ayında emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemeler ve depremin olumsuz etkilerine rağmen net 220 bin istihdam artışı sağladık. Dünyada son 60-70 yılın zirvelerine çıkan enflasyon bizim de sorunumuzdur. Enflasyonla mücadelede bizim de doğalgaz olmak üzere hayata geçirdiğimiz sübvansiyonlar ve kira artışlarına taban fiyatı uygulamamızın yanı sıra bir takım ilave tedbirleri aldık” diye konuştu.

Fırsatçılara yönelik denetimlerin artarak devam ettiğini ifade eden Erdoğan, “Kimi sektörlerde oluşan fiyat köpüğünün indiğine ve piyasanın dengelenmeye başladığına şahit oluyoruz. Merkez Bankası rezervlerimiz aynı şekilde 117,3 milyar dolar seviyesindeki güçlü seyrini sürdürüyor. Sermaye piyasalarımızın hem arz hem de talep tarafında gelişimi devam ediyor. Hane halkı borçluluğunda ülkemiz gelişmekte olan ülkeler ortalamalarına göre oldukça düşük riskliliğe sahiptir. 2022 yılını milli gelire oranla yüzde 1’liik bütçe açığı ile kapattık. Bütçe disiplinimiz deprem felaketine daha etkin müdahale etmemizi sağladı. Karşı kaşıya olduğumuz çeşitli zorluklara rağmen hedeflerimize ulaşma noktasında en küçük şüphemiz yoktur” dedi.

“Hükümet olarak OVP'ye desteğimizin tam olduğunu ifade etmek istiyorum”

“Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ile Hazine ve Maliye Bakanlığımızın koordinasyonunda katılımcı bir anlayışla hazırlanan OVP, işte bu mücadelemizde bizlere destek verecektir” diyen Erdoğan, ”Program aynı zamanda 2024-2026 döneminde Türk ekonomisi için kapsamlı bir yol haritası teşkil edecektir. OVP ile Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun ekonomik perspektifini de yerli ve yabancı yatırımcılarla paylaşmış oluyoruz. İş dünyamızın ve tüm kesimleriyle toplumuzun destekleriyle OVP'nin ülkemiz ekonomisine en üst düzeyde katkı sağlamasını diliyorum. Hükümet olarak OVP'ye desteğimizin tam olduğunu ifade etmek istiyorum” dedi.

"Daha güçlü, güvenli ve müreffeh Türkiye hedefi doğrultusunda ekonomideki ilk yol haritasını OVP ile ortaya koyduk"

Daha güçlü, güvenli ve müreffeh Türkiye hedefi doğrultusunda ekonomideki ilk yol haritasını OVP ile ortaya koyduklarını ifade eden Erdoğan, ”Programımızda temel ilkeler, politikalar, hedef ve gösterge niteliğindeki ekonomik büyüklükleri paylaşırken hiçbir sorunu görmezden gelmedik. Önceki dönemden farklı olarak yeni programda yapısal dönüşümlere özel bir başlık açtık. Temel konuları bir takvim ile programın önemli bir parçasına dönüştürdük. Büyüme ve ticaretten fiyat istikrarı ve finansal istikrara, beşeri sermaye ve istihdamdan yeşil ve dijital dönüşüme, afet yönetiminden kamu maliyesiyle iş ve yatırım ortamına 7 temel alanda öncelikli reform adımlarını belirledik. Program döneminde ekonomik büyümeden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Yüksek katma değerli yatırımların önünü açarak ve finansmanını kolaylaştırarak sağlıklı ve kaliteli bir büyüme sağlayacağız. Bununla birlikte sıkı para politikasının da desteğiyle enflasyonu yeniden tek haneye düşürecek, cari işlemler dengesini iyileştireceğiz” açıklamasını yaptı.
6 Şubat depremlerinin yaralarının en kısa sürede sarılmasının gündemlerinin ilk sırasında yer aldığının bir kez daha altını çizen Erdoğan, ”Depremzedelerimizi, sırf oy tercihlerinden dolayı kapı dışarı eden, onlara hakaretler savuran zihniyetin insafına bırakmamakta kararlıyız. Programın ilk yılında tüm kaynaklarımızı deprem bölgesinin yeniden inşa ve ihyasına göre tahsis ettik.

Ek bütçe ile bölgeye 762 milyar lirayı ayırmıştık. 2024 yılında deprem bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak ayıracağız. Program döneminin tamamında yaklaşık 3 trilyon lira kaynak deprem bölgesi için kullanılmış olacaktır. Bu kaynakla afetzedelerimizin konut ihtiyacını hızla giderirken, zarar gören tarım ve sanayi alanlarıyla tüm altyapı ayağa kalkacaktır. Depremin sebep olduğu tahribatı ortadan kaldırırken dengeli bir ekonomik büyüme ile istihdamı artırmak, enflasyonu tek haneye düşürerek gelir dağılımını iyileştirmek önceliğimizdir” diye konuştu.

Bu 3 yıllık dönemde enflasyonla mücadele sürecini destekleyici bir çerçevede ekonomik büyümede dengelenmeyi, yüksek katma değerli özel sektör yatırımlarının öncülüğünde ortalama yüzde 4,5 oranında büyümeyi hedeflediklerini ifade eden Erdoğan, ”Yaşadığımız afete ve diğer olumsuz şartlara rağmen yüzde 3 civarında beklenen dünya ortalamasının üzerinde büyümeye devam edeceğiz. 3 yıllık dönem sonunda tarihimizde ilk kez 1,3 trilyon doları aşan bir ekonomik büyüklük ve 14 bin 855 dolara çıkan, buranın altını çiziyorum, fert başına milli gelir ile yüksek gelir grubu ülkeler arasına girmeyi öngörüyoruz. Program döneminde para, maliye ve gelirler politikalarını tüm araçlarıyla uygulayarak, enflasyonu artıran yapısal unsurları da ortadan kaldıracağız” dedi.

Hindistan'da yapılacak olan G-20 toplantısında da bütün bu konuları ele alacaklarını söyleyen Erdoğan, ”Tıpkı daha önce olduğu gibi yine orta vadede tek haneli enflasyon rakamına ulaşacağız. Mali disiplinle gerçekleşen dezenflasyon süreci güven ve istikrar ortamını pekiştirerek iş ve yatırım ortamızı iyileştirecek, ihracat odaklı bir büyüme iklimi sağlayacaktır. Orta vadede bir taraftan orta vadeli enflasyon hedefiyle uyumlu gelirler politikası izlerken, diğer taraftan vatandaşlarımızı özelikle sabit ve dar gelirli kesimlerimizin alım gücünü yükselteceğiz. Programla istihdamı artıracak sağlıklı bir yatırım ve iş yapma zemini oluşturmayı amaçlıyoruz. Program döneminde istihdamın yıllık ortalama 909 bin kişi, toplamda da 2,7 milyon kişi artmasını ve işsizlik oranının program dönemi sonunda tek haneli rakamlarda gerçekleşmesini hedefliyoruz” diye konuştu.

Yatırım, istidam, üretim ve ihracatı önceleyen politikaların merkezine yeşil ve dijital dönüşümü içeren iki dönüşümü koyduklarını belirten Erdoğan, “Bu şekilde ürün ve hizmetlerimizde teknolojik kompozisyonu iyileştirmeyi hedefliyoruz. İhracatımızı 300 milyar doların, turizm gelirlerimizi ise 70 milyar dolatın üzerine çıkartarak mal ve hizmet ihracatı gelirlerimizi tarihi seviyelere ulaştıracağız. Temel ithalat kalemimiz olan enerjide doğalgaz ve petrol arama ile üretimine yönelik attığımız hızlı adımların katkısını daha fazla göreceğiz. Ataşehir’de şu andaki İstanbul Finans Merkezi'ni aynı zamanda bizim enerji hub’ımız haline getireceğiz. Yani burada doğalgazın da, bütün madenlerin de değerlendirmesi yapılacak. Dünya buradan bunları takip edecek. Nasıl birçok konuda Londra Borsası, Hamburg Borsası varsa bizim finans merkezinde enerji, ama enerji derken aklınıza sadece elektrik gelemesin, enerjinin bütün ürünleri nelerse bütün bunların pazarlamasının yapıldığı yer burası olacak. Bu kulelerden bir tanesi bu işin pazarlamasının yapıldığı bir yer haline gelecek. Bu adımı da inşallah atmak için ilgili arkadaşlarımız bunun çalışmalarını yaparak, suretle bu adımı atacağız. Ve bütün bunlarla beraber son Soçi ziyaretimde Sayın Putin’le yaptığımız görüşmelerde aynı şekilde Trakya doğalgaz hub’ı olarak o da yine planlaması içerisinde ayrıca yürüyecek” değerlendirmesini yaptı.
Dönemin sonunda cari işlemler açığının yüzde 4’ten yüzde 2 civarına inmesini öngördüklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Programdaki iyileşmenin devamıyla ve yapısal dönüşüm sürecinin meyvelerini vermesiyle ileride cari işlemler fazlasına da Allah'ın izniyle ulaşacağız.

Orta Vadeli Program'da uygulayacağımız politika sepetiyle enflasyon sorununu ülkemizin gündeminden kaldıracağız. Para, maliyet ve gelirler politikalarında eş güdüm içerisinde hareket edecek, enflasyon ataletini gidermeye yönelik adımlar atacağız. Makro ihtiyati politikalarda sadeleşmeye gidilerek ekonomik dengeleri bozucu ve enflasyonu besleyen tüketim artışlarını önleyeceğiz. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracata dayalı büyüme politikalarıyla fiyat istikrarı odaklı olarak reel sektörü destekleyen finansman imkanı sağlayacağız. Gıda fiyatlarında istikrarı ve arz güvenliğini teminen stratejik tarım ürünlerinde yeterlilik oranlarını belirleyerek, üretim planlaması yapacağız” diye konuştu.

"Mevsimselliği en aza indirmek amacıyla sera organize tarım bölgesi kurulmasına yönelik yatırımları hızlandıracağız"

Yaş sebze ürünlerinde mevsimselliği en aza indirmek amacıyla sera organize tarım bölgesi kurulmasına yönelik yatırımları hızlandıracaklarını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Yeni sera kurulumu ile sera yenileme yatırımlarını daha fazla destekliyoruz. 500 bin ton domates sadece Rusya'ya göndermiş olduk. Aramızdaki bu dayanışmanın nereden nereye vardığını göstermesi bakımından bu çok çok önemli. Tüketici aleyhine uygulamalar ile rekabetin sınırlayıcı kıyaslama davranışlarını ve haksız kazancı önlemeye yönelik düzenleme ve denetimleri uygulamaya koyacağız” açıklamasında bulundu.

Konut stokundaki kayıpların telafisine yönelik yeni sosyal konut projeleri geliştirerek dar gelirli vatandaşların konuta erişim imkanını arttıracaklarını açıklayan Erdoğan,” Yeni, yenilenebilir ve yerli enerji kaynakları ile arz güvenliğini garanti altına alacak adımlar atmaya devam edeceğiz. Kur korumalı mevduat sistemimiz görevini yerine getirmiş, kur istikrarını sağlamada önemli katkı sağlamıştır. Kur korumalı mevduatlarımızın kur istikrarının pekiştiği bir zeminde Türk lirası mevduatlara dönüşmesinin yolunu açacağız. Merkez Bankamız, Yeni şartlara göre güncelleyeceğimiz yatırım taahhütlü avans kredisiyle para politikasının gerektirdiği duruşundan taviz vermeden yatırımlarımızı destekleyecektir” dedi.

"Dijital Türk liramızla ilgili çalışmalarımız devam ediyor"

Program döneminde uzun süredir üzerinde çalıştıkları İstanbul Finans Merkezi projesinin de meyvelerini vermeye başlayacağını aktaran Erdoğan, ”Finans ve finansla ilgili danışmanlık hizmetlerimizde hizmet ihracatımızı arttıracak ve ülkemize döviz girdisi sağlayacağız. Dijital Türk liramızla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bununla ilgili takvimi ayrıca paylaşacağız. Katılım finans sektörümüzün sigortacılık dahil tüm alanlarıyla gelişmesi ve İstanbul Finans Merkezi projemizde ana unsur olması için destek vereceğiz. Yenilikçi, kapsayıcı ve dinamik katılım finans sektörü için katılım esaslı faaliyet gösteren Fintech'leri destekleyeceğiz” diye konuştu.

"Temel vergi kanunlarında yatırımcı dostu, sade, anlaşılır ve adil bir vergi sistemi oluşturmaya yönelik düzenlemeler yapacağız”

Katılım finansta İstanbul'u küresel merkezlerden biri haline getireceklerin dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Menkul kıymetlerimizin ihraç süreçlerini dijitalleştirecek ve ihraçlarımızın akıllı sözleşmeler üzerinden gerçekleştirilmesini sağlayacağız. Program döneminde baştan deprem kaynaklı harcamalar olmak üzere gerek ihtiyaçlar süratle karşılanırken, ekonomimizde güvenin ve istikrarın sigortası olarak gördüğümüz mali disiplini koruyacak ve güçlendireceğiz. Yani bu iki kavram bizim için çok çok önemli. Güven olmadan istikrar olmaz. Güveni sağlayacağız ki istikrarı ne yapalım? Yakalayalım. Depremlerin etkisiyle artan bütçe açıklarını dönem sonunda Avrupa Birliği standartlarına uyumlu şekilde yüzde 3'ün altına çekeceğiz. Gelir Kurumlar ve Vergi Usul Kanunları başta olmak üzere temel vergi kanunlarında yatırımcı dostu, sade, anlaşılır ve adil bir vergi sistemi oluşturmaya yönelik düzenlemeler yapacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, imkanlardan azami düzeyde faydalanarak kayıt dışılıkla her alanda kararlı şekilde mücadele edeceklerini belirterek, ”Kamu yatırım
projelerini gözden geçirerek, ekonomiye hızla kazandırılabilecek projelere öncelik vereceğiz. Kamu harcamalarımız periyodik gözden geçirmelerle, verimsiz harcama programlarını tasfiye ederek, kaynakların öncelikli alanlara tahsisini sağlayacağız. Sosyal yardım sistemimizi, iş gücüne katılıma mani olmayacak şekilde bütünleşik bir yapıda aile odaklı ve fert başına asgari bir geliri garanti edecek bir çerçevede yeniden kurgulayacağız. Kamu iktisadi teşebbüslerinin üst yönetiminde kurumsal yönetim anlayışını güçlendirerek, piyasa koşullarında daha verimli ve rekabetçi bir biçimde faaliyet göstermelerini temin edeceğiz. Ekonomik büyüme ve ticaret alanında teknolojik altyapımız, beşeri sermaye, girişimcilik, araştırma, yenilikçilik ve tasarım kapasitemiz güçlenecektir. Hedef odaklı ve seçici bir yaklaşımla finansmana erişimi kolaylaştırırken enflasyonist baskıya yol açabilecek uygulamalardan kaçınacağız. Sanayide yerli üretim ve teknolojik dönüşüme yönelik ürün bazlı yatırım yol haritaları hazırlayacağız. Turizm ve taşımacılık gibi döviz kazandırıcı hizmet ticaretini destekleyeceğiz. Avrupa Birliği ile ticaretimize yeni bir boyut kazandırmak üzere Gümrük Birliği'nin güncellenmesine yönelik çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız” şeklinde konuştu.

"Doğrudan yatırımları ülkeye çekmeyi hedefliyoruz"

Bürokratik ve hukuki öngörülebilirliği güçlendirerek doğrudan yatırımları ülkeye çekmeyi hedeflediklerini söyleyen Erdoğan, “Büyümeye yönelik öngördüğümüz verimlilik artışını, özel kesim yatırımları ve yapısal reformlarla sağlayacağız. Özel kesim girişimlerinin önünü daha da açarak yatırım, ticaret ve finans alanında hukuki süreçleri kolaylaştıracağız. Şirket kurmak ve tasfiye süreçlerini iyileştirecek bürokrasinin azaltılması, işlemlerin hızlandırılması ve işlem maliyetlerinin düşürülmesiyle hukuki ve mali süreçlerin iyileştirilmesi için düzenlemeler yapacağız. Bürokratik işlemlerde sadeleşmeye gidecek, şirket ve ticaret sicili işlemlerinde dijital uygulamaları yaygınlaştıracak, yatırımlara ilişkin izin, lisans, ruhsat gibi işlemlerin çevrim içi platforma taşınmasını sağlayacağız. Yargılama süreçlerini etkinleştirecek, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerini devreye alacağız. Mal ve hizmet ihracatını etkileyen yönleriyle Avrupa Birliği dijital ekonomi düzenlemeleri doğrultusunda birlik müktesebatına uyumlu hale getirilecektir. Yatırımcıların faydalanması için uygun yerleri içeren yatırım yeni envanteri oluşturulacaktır” dedi.

"Yapay zeka, siber güvenlik, temiz ve sürdürülebilir enerji ile uzay teknolojileri gibi stratejik alanlarda nitelikli iş gücü yetiştirmeye yönelik programlarını hayata geçireceğiz"

Meslek edindirici nitelikli istihdamı ve üretkenliği arttırıcı bir yaklaşımla iş gücü potansiyelini azami şekilde kullanacaklarını açıklayan Erdoğan, “Mesleki ve teknik eğitimde müfredatın güncellenmesini, staj ve işbaşı eğitimi programlarının yaygınlaştırılmasını sağlayacak şekilde yönetim ve finansman konuları da dahil olmak üzere özel sektör ile iş birliğini arttıracağız. Yapay zeka, siber güvenlik, temiz ve sürdürülebilir enerji ile uzay teknolojileri gibi stratejik alanlarda nitelikli iş gücü yetiştirmeye yönelik kamu-üniversite, özel sektör iş birliği programlarını hayata geçireceğiz. Yükseköğretim kontenjanlarını, kamu ve özel sektörün orta vadeli ihtiyaç duyduğu iş gücüyle uyumlu hale getireceğiz. Uzaktan kısmi ve geçici süreli yeni nesil esnek çalışma modellerinde yaşanan gelişmeler doğrultusunda mevzuat düzenlemeleri yapacağız. Kuracağımız Aile ve Gençlik Bankası'yla aynı yapımızı güçlendirirken, gençlerimizin istihdamının ve girişimciliğini çeşitli kanallarla destekleyeceğiz. 2053 net sıfır emisyon hedefimiz ve kalkınma önceliklerimiz ekonominin her alanında yeşil dönüşümü gerçekleştirmek üzere çalışacağız. İklim değişikliğiyle mücadeleye ilişkin planlama ve uygulama araçlarını düzenlemek üzere yasal çerçeveyi geliştireceğiz. Ulusal emisyon ticaret sistemi hukuki altyapısını tamamlayacak, sistemi Avrupa Birliği sınırda karbon düzenleme mekanizmasına uyumlu bir yapıda geliştireceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

"Ulaştırma sektöründe düşük karbonlu ulaşım sistemine geçişi kolaylaştıracağız"

Medipol Mega Üniversite Hastanesinden kahvaltının sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirme Medipol Mega Üniversite Hastanesinden kahvaltının sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirme

Türk vergi sistemini karbon fiyatlandırma çerçevesinde gözden geçireceklerini belirten Erdoğan, ”Döngüsel ekonomiye geçiş için bütüncül bir ulusal döngüsel ekonomi eylem planı hazırlayacağız. Başarılı sonuçlarını aldığımız sıfır atık uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Taşımacılık terminalleri, demir yolu ulaştırması ve kent içi ulaşım başta olmak üzere ulaştırma sektöründe düşük karbonlu ulaşım sistemine geçişi kolaylaştıracağız. Orman alanlarının artırılmasına ve korunmasına, yeni yutak alanların oluşturulmasına devam edeceğiz. Burada detayını veremediğimiz birçok başlık ve politika ile kalkınma sürecini inşallah daha üst aşamaya taşıyacağız. Programı bugün sizlerle paylaşıyoruz. Yarın sabah cumhurbaşkanı yardımcım ve ilgili bakanlarımız yerli ve yabancı basın mensuplarıyla bir araya gelerek sorulara ayrıca cevap vereceklerdir. 2024 yılı Cumhurbaşkanlığı yıllık programında burada yer alan tedbirler daha ayrıntılı ele alınacaktır. Bu kapsamda Meclisimize sunacağımız 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Teklifi'ne yönelik ödenek teklif tavanlarını belirlemiş bulunuyoruz. İnşallah Meclisimizin de onayını aldıktan sonra 2024 yılında uygulamayı hedeflediğimiz tüm çalışmaları hızla başlatmış olacağız. Ayrıca ekim ayında Meclise sunacağımız 2053 perspektifiyle hazırladığımız 5 yıllık Kalkınma Planı ve program dönemini de içeren bir atılım sürecini başlatacağız. Orta Vadeli Programımızın şimdiden ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.