Bir açık oturumdan...
Konuşmacılar, "odun kırıcının hınk deyicileri" tipler...
Geçmişten örnek verirsek;
Osmanlı'da sarayda bulunup, "Padişah'ım çok yaşaaa" diye yırtınarak bağıranlardan, el etek öpmek için iki seksen yere uzananlardan...
Çil çil akçeler için...
Sarayda yükselmek, boğazını yağlamak, geleceğini kurtarmak için...
Haksıza haklı... Namussuzlara alkış tutan...
Haklıya, haksız... Namusluyu yuhalayan...
Hırsıza, beyefendi...
Diyenlerden...
O biçim tiplerden...
Ekranları dolduran o tiplerin katıldığı bir açık oturum...
Allahtan sinirlerim sağlam, ne dediklerini, ne diyeceklerini de merak ediyorum.
Ne dediklerini bilmezsek, ne diyeceğimize de yön verirken gerekli olur diye düşünenlerdenim.
Çoğunluğun dediği gibi, "değmez" diyerek geçemiyorum.
***
Birincisi konuşmaya başlıyor:
- Havalar da çok soğudu. Allahtan fakir fukaraya sahip çıkan bir hükümet iş başında...
İkincisi ekliyor:
- Evet, kimse kendini kimsesiz sanmasın. Bu iktidar halkımızın yanında.
Üçüncüsü tüy dikiyor:
- Bu CHP'den adam olmaz kardeşim. İktidar halka kömür dağıtıyor diye eleştirilir mi?
Hurraaaa...
Düğmeye bastı ya üçüncü... Birinci doluyor CHP'yi diline:
- Bu CHP'den hiç bir şey olmaz. Kendi içinde kavga etmekten başka yaptıkları hiç bir icraat yok.
İkincisi durur mu:
- Başında Kemal Kılıçdaroğlu olduğu müddetçe CHP oy kazanamaz, kaybeder.
Üçüncüsü daha sert girer:
- CHP bu soğukta titreyen vatandaşın halinden anlamaz. Hiç bir derdini çözemez. Allahtan bu iktidar var ve halkımız bu iktidarın kadir kıymetini biliyor...
***
Program biter...
Kendi aralarında konuşurlar...
- Nasıl geçirdik ama CHP'ye... Patron dinledi mi acaba?
- Sağolsun patron bu ay 25 bin TL yatırmış hesabıma... Az ama idare etcez.
- Sen öbür programlardan da alıyorsundur, yakınma...
- Yok Allah bereket versin. Akarken doldurcez küplerimizi...
- He ya...
***
Ekranlarda onlar...
Akarken küplerini doldurma telaşı içinde... "Padişahım sen çok yaşa" diye haykıranlar...
Kraldan fazla kralcılar...
Gün olur devran dönerse... İnanın bunlar yine ve yeni iktidarda iş başı yaparlar.
Çile çekenler, işsiz kalanlar, cezaevine girenler... Onurlu ve başı dik durdukları için sürüm sürüm sürünenlerin yerine bu şaklabanlar yine el üstünde tutulurlar.
Bugün CHP için söylediklerini yarın AKP için ağız dolusu söverek söylerler.
***
Bu ülkede şimdi muhalefete muhalefet etmenin moda olduğu dönemi yaşıyoruz.
İktidarın dalkavuklarını, şaklabanlarını ciddiye almıyor toplum. Ancak uzaktan gelmeyen ve zamanlı zamansız atılan taşlar da yaralıyor partiyi. Şimdi niye böyle yazıyorum diye bana da kızanlar olacaktır, olsun.
Diyorum ki:
Muhalefete muhalefet yapmayı bir süre ertelesek, iktidara gelse bile yolsuzluğu önleyemezse, yolsuzlukların, hırsızlıkların, talanların hesabını soramazsa, istihdam yaratamazsa, tarımı, hayvancılığı, üretimi harekete geçiremezse, eğitimi düzeltemezse…
Atatürk'ün Cumhuriyeti'ne, Laikliğe, çağdaşlığa sahip çıkamazsa...
Namuslu ve onurlu insanların başı dik gezebileceği bir ülke yaratamazsa...
Yoksuluna sahip çıkarken onların onurunu da düşünerek öyle davranmazsa...
Hep birlikte eleştirelim, yerden yer vuralım!..
Dibine kadar muhalefet yapalım!..
Ama daha iktidara gelmeden umudun yeşermesine dahi tahammül edemeyenler ve CHP'yi umut olarak görmediklerini açık açık yazanlar bir an için dursunlar ve bu soruya yanıt versinler.
- Yazdığım yazı ile acaba AKP değirmenine mi su taşıyorum, diye düşünsünler...
Dosttan, dostlara bir uyarı... Dinlerseniz.