Ülkemizde siyaset kurumunun üzerine öyle kalın bir sis tabakası çökmüş, kafalar öylesine karışmış ki, çoğu zaman olanları anlamakta zorlanıyoruz.
Ufkumuzu genişletip, bize yol gösterecekleri de alçakça katlediyorlar, bir çoğu da bu korkuyla yaşamak zorunda kalıyor.
Bir yanda kıblesini şaşırmış dindarlar, bir yanda hangi yana döneceğini bilemeyen, ezberleri bozulduğunda saldıracak yer arayan statükocular, bir yanda en bağnaz cemaatlerden daha tutucu marjinal örgütlerin etkisinden kurtulamayan, sosyalist olduğunu iddia edenler……..
Faili meçhullerle ilgili her gün yeni bilgi ve belgelerin ortaya çıkmasına, darbe planlarının inkar edilemeyecek şekilde kanıt ve tanıklarıyla mahkeme dosyalarına girmesine rağmen, hala Ergenekon ve derin devletin varlığını görmezden gelen aymazların bu tavırlarını başka nasıl izah edebiliriz.
Senden özür borçluyuz sevgili Hrant,
Bu ülkede hala Veli Küçük ve ekibini masum göstermeye çalışanlar, darbecilere kahraman gibi yaklaşan modern laikler olduğu sürece senin ve senin gibilerin asıl katilleri aramızda dolaşmaya devam edecekler.
Kim oldukları belirsiz birkaç çapulcuyu öne çıkarıp, seni ve senin gibi öldürülen nice aydın, demokrat, ilerici, devrimci insanların perde gerisindeki canileri, örgütleri saklayanları bulup ortaya çıkaramadık.
Aralayamadık şu koyu sis perdesini!
Bizleri bağışla Sevgili Hrant,
Sana karşı görevimizi yerine getiremedik, gidemedik hainin üstüne üstüne, koruyamadık seni.
Şimdi hepimiz suçlu, tümümüz mahcup, ölüm yıldönümlerinde ağıt yakıyoruz, vicdanlarımızı rahatlatmaya çalışıyoruz.
Dört bir yanımızı hainler, katiller sarmış; öldürülecek yeni Hrant’ lar, yeni kurbanlar arıyorlar. Sağ olsaydın kahrından ölürdün, şimdi ürkek güvercinlerin burada, sen toprağın altında üşüyorsun
Seni alçakça katledenlere inat bir ölüm yıldönümünde daha seni özlem ve saygıyla anıyoruz.
Üzerine örtülmüş gazete kağıdının altında, soğuk betonda yatan koca gövdeni gönderdiler toprağın altına ama sevgiden, barıştan, halkların kardeşliğinden yana fikirlerini yok edemediler, edemeyecekler.
Sen yaşamın boyunca özgürlük, demokrasi ve barıştan yana oldun, yılmaz bir insan hakları savunucusuydun, yoksul halkın, emeğin, onurun, örgütlü mücadelenin simgesi oldun.
Şimdi seni öldürtenler korkuyorlar sevgili Hrant,
Artık maskeleri, düştü, tüm planları ortaya döküldü, tüm çirkinlikleri, hainlikleri, cinayetleri bir bir ortaya çıkıyor.
Demokrasinin, değişimin, yeniliğin karşısında olanlar yenilmeye mahkum; yok gidecek başka yerleri.
Onlar da kabul edecekler bu güzel ülkede, tüm güzellikleri paylaşmayı, barış içerisinde bir arada yaşamayı.
Ama keşke Hrant’ lar ve binlerce ilerici, demokrat insanımız ölmeden gerçekleştirebilseydik bu değişimi ve yeni ölümler, acılar olmasa……
Sevgili Hrant, sevgili eşin Rakel’i ve çocuklarını bu ülkenin demokrat insanları en kutsal emanet gibi bağırlarına bastı, sahiplendi.
Bir daha bu tür cinayetler olmasın diyedir kavgamız……..
O yırtık ayakkabılarınla arşınladığın caddelerde, Agos’ un önünde olamasak da yüreği insan sevgisiyle dolu hepimiz, bulunduğumuz yerleri Agos’ un önü gibi duyumsayacak, yaşanası bir dünya özlemi, demokratik bir Türkiye umuduyla seni ve yitirdiğimiz tüm demokrasi şehitlerini özlem ve saygıyla anacağız.
Sevgili Hrant, Türkiye barış ve demokrasi güçleri seni unutmayacak, mücadele senin bıraktığın yerden devam edecek.
Işıklar içinde uyu…………………..