Sedat Genç açıklamasında, “Bildiğiniz gibi, belediye başkanımız geçtiğimiz günlerde bizzat sebze ve meyve pazarlarını denetlemiş, birkaç esnafın bilinçli ya da bilinçsiz şekilde hileli mal satışı yaptığını tespit etmiştir. Başkanımızın yapmış olduğu bu denetim ve tespit, halk sağlığını koruma açısından vatandaşlarımızın ve bizlerin takdirini kazanmıştır. Buraya kadar her şey olması gerektiği gibidir; bu duyarlılığı nedeniyle kendisine teşekkür ediyoruz. Ancak başkanımızın, görevde olduğu altı yıl boyunca bu tür denetimleri neden daha önce yapmadığını da sormak istiyorum. Yine denetlemekle yükümlü olan zabıta ve hal müdürlüğümüz, bu zamana kadar vatandaşlarımıza çürük domatesleri neden ayıklamamıştır?” dedi.
“ADALETSİZ VE FAHİŞ CEZALARIN KESİLMESİ, AKP HÜKÜMETİNİN ADALETSİZLİĞİNİ BİR KEZ DAHA GÖZLER ÖNÜNE SERMİŞTİR”
Genç, “Belediye hal müdürlüğü, hale gelen tüm malların denetimini yapma görevini yerine getirmekte yetersiz kalmakta; çevre illerden gelen, kayıt altına alınmadan ve denetlenmeden pazar tezgâhlarına giren ürünler, tüketici güvenliğimizi tehlikeye atmaktadır. Pazar alanında görevli zabıta müdürlüğümüz de hileli mal satanları uyarma konusunda zaman zaman yetersiz kalmakta, bu durum sistemdeki eksiklikleri daha da görünür hale getirmektedir. Yine geçtiğimiz günlerde ilimizde faaliyet gösteren ve birçok şubesi bulunan üç harfli market zincirlerinin raflarında, vatandaşların şikâyeti üzerine denetim yapılmış ve ilgili market şubesine bir gün kapatma cezası verilmiştir. Bunun için de ayrıca teşekkür ediyoruz. Ancak küçük esnaf olan pazarcıya, bakanlığın duyurduğu 1.4 milyon TL ile 17.2 milyon TL arasında değişen cezaların kesileceğinin basına yansıması, bizleri ve halkımızı hayrete düşürmüştür. Türkiye çapında 10 bini aşkın şubesi bulunan market zincirlerine hileli satış nedeniyle sembolik cezalar kesilirken, memleketimizin küçük esnafı olan pazarcılara, ödeyemeyecekleri orantısız, adaletsiz ve fahiş cezaların kesilmesi, AKP hükümetinin adaletsizliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir” açıklamalarında bulundu.
“BU ÜLKE BÖYLE BİR ÜLKE DEĞİLDİ”
“Bir korku imparatorluğu yarattınız” diyen Genç, “Her alanda olduğu gibi, zengini koruyup kollamak; fakiri daha da fakirleştirmek ve yoksullaştırmak doğal bir işleyiş haline gelmiştir. Pazarcı, isyan ederek beş kasa domatesi çöpe atarak tepki göstermiş; iktidar ise ülkede yaşanan yüksek enflasyonu 5kasa domatese bağlayıp karşılığında da 17.2 milyon TL’ye kadar ceza ile karşı karşıya kalmıştır. Bu durum sizce adil midir?
Ülke öyle bir hale geldi ki; haklı ya da haksız olduğuna bakılmaksızın, kendi cenahınızdan olmayan herkese orantısız cezalar vererek onları sindirmeye, yok etmeye çalışıyorsunuz. Geçenlerde bir işyerinde alışveriş yaparken genç bir çalışan bana, “Abi, ‘boykot’ yazdım, beni de içeri alırlar mı?” diye sordu. Ben ne cevap vereceğimi düşünürken, bir de “Seni niye almadılar?” diye ekledi. Ülkemizin pırıl pırıl gençlerini, işçisini, esnafını, pazarcısını, emeklisini tehdit ettiğiniz bu cezalarla ne hale getirdiğinizin farkında mısınız? Bir korku imparatorluğu yarattınız. Bu ülke böyle bir ülke değildi. Atatürk bizlere böyle bir ülke emanet etmedi. Buradan tekrar sesleniyorum: Fakir ve mazlum halkımızı gözeterek onların yanında yer almanızı; varsa yanlışları düzeltmenizi, orantılı cezalarla ve düzenli denetimlerle adaletli bir şekilde hareket etmenizi temenni ediyorum” şeklinde konuştu.