Amerika’da herkes evinin önündeki karları temizlemek zorundadır. Yoksa ceza yazılır. Siz temizlemediyseniz ve orada bir vatandaş düşüp zarar görürse, ev sahibi yüklü tazminat ödemek durumunda kalır. Tedbirsizliğin bedeli ağır olunca da her Amerikan vatandaşı istese de istemese de gerekli önlemleri bireysel olarak almak durumunda kalır. (01.12.08- basın)
ÖĞRETMEN DAYANMAZ
İçinde Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar yardımcısının da bulunduğu bir heyet Amerika’ya gider. Ziyaret çerçevesinde bir okula gideceklerdir. Ziyaret edilecek okulu ziyaretçi heyetinin seçme hakkı vardır. Bu çerçevede önlerinde duran haritaya parmak basarlar ve nere çıkarsa orayı ziyaret etmek istediklerini söylerler. Heyet Beyaz Saraya 5 km uzaklıkta bir okul seçer. Amerikalılar güvenliğinizi sağlayamayız endişesiyle bu okulu kabul etmek istemezler. Israr edilince kabul edilir.
Okulda güvenlik düşünülerek öğretmenle sınıf arasına tel örgü çekilmiştir. Zencilerin ağırlıklı olduğu bir okuldur. Burada kimse öğretmenlik yapmak istemez. Bunu ancak Türkler becerir derler ve yüksek ücretle Türkiye’den öğretmen götürürler. Türkiye’den giden öğretmenlerde ancak 15 gün dayanabilir. (Müsteşar Yrd. Cevdet Cengiz /2006)
BİR LOKUM
Amerika’da 4 yaş grubu çocuklar teker teker bir odaya alınıyor. Masanın üzerinde lokum var. İsterseniz bir lokum alıp gidebilirsiniz. Ben dışarı çıkıp bekleyeceğim. Siz de şayet beni beklerseniz iki lokum kazanacaksınız dendi. Çocuklardan bazıları bir lokumu tercih ederken diğerleri başlarını öne eğerek ikinci lokumu alabilmek için beklemişler. Sonra bu çocuklar okula başlamışlar. Sabredip bekleyip ikinci lokumu alan çocukların daha başarılı olduğu gözlenmiştir.
OĞLUM BİLİYOR
Amerikalı bir vatandaş birbirinden fark edilemeyen 6 ve 7 yaşındaki iki çocuğunu yanına alıp Hayvanat Bahçesine gider. Giriş kapısında ‘ 0-6 grubu ücretsiz olup diğerleri ücretlidir’ uyarısı yazmaktadır. Amerikalı vatandaş gişe görevlisine ‘’ lütfen ben ve 7 yaşındaki oğlum için iki bilet !’’ der. Gişe görevlisi bileti uzatır ve neden iki bilet diyorsunuz? Halbuki siz istemeseydiniz ben oğlunuzun 7 yaşında olduğunu nereden bilecektim? Deyince; Amerikalı vatandaş 7 yaş üstü ücrete tabidir levhasını göstererek, ‘’Doğru, siz bilemeyebilirsiniz ama benim oğlum 7 yaşında olduğunu biliyor!’’ diye cevap verir.
Bu noktada isterseniz hepimiz için biraz özeleştiri yapalım. Bırakın bir iki yaş farkını bazen
7 yaş üstü ücrete tabidir uyarısı yapılınca 12-13 yaşlarındaki çocuklarımızı bile daha çocuk deyip ücret ödememek için çırpınıyoruz. Veya yaşı sorulduğunda normal yaşının çok altında söylüyoruz… Belki ücretinden kurtuluyoruz ama çocuğumuzun karşısında söylediğimiz yalanın, yaptığımız hatanın ücreti… Hayatta nasıl karşımıza çıkar acaba?
OKUL MÜDÜRÜ OLSAN
Yıllar önce Amerika’da ‘’ Türkiye neden kalkınamıyor?’’ diye bir toplantı yapılmıştı. Bu toplantıya bir okulun Hademesi de davet edilmişti. O Hademeye denildi ki; ‘’Sen bu okulun müdürü olsan ne yaparsın?’’ O da (hepimizin yaptığı gibi) başladı hemen saymaya… ‘’Gürültü yapan öğrencileri cezalandırırım.Öğretmenleri yakından takip ederim.Öğrencilerin kitap ve defterlerini temin ederim….’’ tamam dediler ve döndüler Amerikalı temizlikçiye. Sordular. ‘’Sen bu okulun müdürü olsan ne yaparsın?’’ O da; ‘’öğrenciler ve öğretmenler gelmeden önce okula erkenden gelir, okulu bir güzel temizlerim. Masaların tozunu alırım, sınıfları havalandırırım.Okulu dolaşır bir eksiklik var mı diye bakarım….’’
İşte dediler, bakınız sözde okul müdürü yaptığımız sizin görevli, hemen Türkiye’yi kurtarmaya çalışıyor. Bizim görevli ise, asli işine bakıyor. Amerika’nın kalkınması bundandır…
Gelişmekte olan ülkelere bakıldığında; bireyler lüzumsuz şeyleri adet haline getirmiştir. Ben olsam diye söze başlayıp; akşama kadar ülkeyi, hatta dünyayı düzeltmeye çalışır ama önce kendini düzeltmeyi, işini en güzel şekilde yapmayı, sosyal sorumluluklarını yerine getirmeyi pek düşünmez. ! (13.12.08 / H.İsmail)
AİLE İÇİ TATBİKAT
Amerika’da aile içi deprem, yangın, doğalgaz, yangın merdivenini kullanma vs. tatbikatı yapılıyor. Ailenin her bireyi olası depremlerde, yangınlarda, zehirlenmelerde nasıl hareket edeceğini uygulamalı olarak öğrendiği için biliyor. Bu bağlamda; Amerika’da afetlerde 500 yaralıdan bir kişi , Japonya’da 100 yaralıdan 1 kişi, Türkiye’de 4 yaralıdan 1 kişi ölüyor. Ehhh! Bazen de ölmeyeni zoraki öldürüyoruz. Nasıl mı? Vatandaş olarak ilkyardımı düzenli bilmediğimizden… Örnek mi istiyorsunuz? Her akşam haberleri izlemeniz yeterli… Tabi unutmamak için benim gibi ajandanıza not alırsanız.
FELAKET
Depremlerden önce tedbir alınmalı
Okullara deprem dersi konulmalı
Deprem sırasında güvenli olunmalı
Olunmazsa felaket, olunmazsa felaket!
Deprem anında başımız korunmalı
Ağır eşya yanında üçgeni oluşturulmalı
Balkon, asansör ve merdivenlerden uzak durulmalı
Durulmazsa felaket, durulmazsa felaket!
Depremden sonra panik yapılmamalı
Fısıltı haberlere asla kapılmamalı
Kontrolsüz da dışarı çıkılmamalı
Çıkılırsa felaket, çıkılırsa felaket!
Telefonlar ihtiyaç kadar kullanılmalı
İnsanlara karşı saygılı olunmalı
İtfaiye, ambulansa yol bulunmalı
Bulunmazsa felaket, bulunmazsa felaket!
Malzemeler ihtiyaç kadar alınmalı
Afetzedelere hal hatır sorulmalı
Art niyetlilere de engel olunmalı
Olunmazsa felaket, olunmazsa felaket!
(Mahir Odabaşı /2002)