2        - Acil numaraların nerede, ne zaman, ne şekilde lazım olacağı belli değildir. Bazen acil numaraların bilinçli kullanılması sebebiyle hayata yeniden tutunuruz. Bazen de acil numaraları bilinçli kullanamadığımız veya kullanmayanlar yüzünden yaşama veda ederiz Mal, can kaybına maruz kalırız. Bu bağlamda; görevim olmamasına rağmen, belki faydam dokunur diye, 2007 yılında başta Çorum merkez olmak üzere; ilköğretim 8’nci sınıflar ile orta öğretim son sınıflarda ‘’Acil numaralar ve bilinçli kullanımı’’ konulu seminer vermeye başladım. Okul okul gezdim. Memuriyet hayatımda işe yaradığım noktaların başında bu çalışma gelir diye düşünüyorum.

             23 Nisan ilköğretim okulunda seminer verdim. Acil numaraların boş yere meşgul edilmesinin doğuracağı sonuçları hayatta yaşanan hikayelerle çocukların anlayabileceği şekilde anlattım. Bir gün Ahi dershanesinde otururken, bir kız öğrenci geldi.’’ Hocam merhabalar… Ben falanca okulda okuyorum. Bizim sınıfa acil numaraların önemini anlatmak için gelmiş ve bir ders saati konuşma yapmıştınız. Babam xxx acil numarasının olduğu birimde çalışıyor. Babamın nöbetçi olduğu gecelerde annem, ben, kardeşim bedava olduğu için, usanmasın diye xxx acil numarasından babamı arıyor ve uzun uzun konuşuyorduk. Ancak siz öyle örnekler verdiniz ki; biz dersimizi aldık. Ne kadar yanlış yaptığımızı anladık. Akşam eve gider gitmez sizin anlattıklarınızı babama aynen anlattım’’. Babam da; ‘‘Kızım sivil savunmacı amcanız doğru söylemiş. İki, üç tane hattan birini kendimizin meşgul ettiğini hiç düşünmemiştik..! Bundan sonra paralı da olsa cep telefonundan konuşalım. Kısa konuşalım…’’ dedi. Ve o günden beri babamın çalıştığı kurumdaki acil telefon hattını hiç aramıyoruz. Bizi uyardığınız için teşekkür ederim öğretmenim…! (23 Nisan i.o. – bir öğrenci 2007)

3        -  1996 yılında Çorum’da 5,4 şiddetinde deprem meydana gelmiş ve en çok Mecitözü ilçemiz etkilenmişti. Can kaybı yoktu ama biraz mal kaybı mevcuttu… Yıl 1998 Mecitözü İlçe Sivil Savunma Memuru olarak görev yapıyorum. Sivil savunma planları gereği 15 – 65 yaş arası vatandaşlardan mükellef listesi oluşturmamız gerekiyor. Bunun için mahalle muhtarlarından isim listesi istedim ama bir mahalleden pek gelen olmadı. Bu yüzden muhtarı çağırıp verdiği listedeki vatandaşların daireye acil gelmesi için yönlendirmesini istedim… İkinci gün tahmini 70 -75 yaşlarında bir amca sabah mesainin başlamasıyla beraber Kaymakamlığa gelmiş ve sivil savunma bürosunu arıyor. Amcayı odaya aldım. Hayırdır amca? Ne işin var, sivil savunma ile dedim? ‘’Memur bey, ben sivil savunmaya kayıt olmak istiyorum.’’ Kendi kendime, demek vatandaş sivil savunmaya önem veriyor. Helal olsun amcaya, bu yaşta sivil savunma gönüllüsü olmak istiyor, diye içimden geçirdim. Ve amca, niçin kayıt yaptırmak istiyorsun dedim? Cevaben, ‘’Beni muhtar gönderdi, sivil savunma bürosuna uğra kaydını yaptır. Verdiği kağıdı Çorum’a götürünce deprem parası verecekler dedi.’’ Bu cevap karşında ben donup kaldım. Ne diyeceğimi bilemedim. Öyle bir şey yok desem inanmayacak… Çünkü amcamız şartlanmış… Bende; muhtara uğramadan sakın Çorum’a gitme diyerek gönderdim. Sonra muhtarı çağırdım. Muhtar; sen niye vatandaşı gönderip te bizi uğraştırıyorsun dedim. Muhtarda cevaben: ‘’Memur Bey, sen benden isim listesi istedin. Kimse gelmedi. Bunları göndermek için, en iyi çözüm para dağıtacaklar demek. Öyle deyince sabah erkenden vatandaş koşarak gelir. Böylece, hem ben kurtulurum, hem de sizin işiniz çözülür’’dedi… (1998 –Mecitözü)

       Sevdiğim  sözler : ‘’KİMSE ÖĞÜT İSTEMEZ HERKES PARA İSTER, DEMEK Kİ PARA ÖĞÜTTEN DAHA İYİDİR..!’’  (j.Swift)