0-6 yaş döneminde çocuklarda kural, sınır ve yasak tanımama söz konusudur. Sadece doğru ve yanlışı ayırt ederler. Mesela 2 yaşında çocuklar komşu bebeğin elinde ki oyuncağı benim diyerek alabilir, vermemek içinde ağlayabilir. 3 yaşında ki çocuk büyük ihtimalle oyuncağı elinden almayacak ama gidip anneden isteyecektir. 4-5 yaşındaki çocuk ise elindeki oyuncağı diğer çocuğun elindeki oyuncakla takas etmeyi isteyecektir. 6-10 yaş döneminde ise artık bu kuralların farkına varılır. Kurallar sabit ve değişmezdir. Kurallar sorgulanmadan kabul edilir. Kuralı uygulamazsa ceza verilmesi gerektiğine inanırlar. Okul çağında kuralların düzen sağlayıcı olduğunun, anlaşmazlıkları en aza indirdiğinin bilincine varılır. Zaman zaman yanlış olduğu bilinmesine rağmen kaçamak hatalar yapılması doğaldır. 10 yaş ve sonrası dönemde ise çocuk artık dış dünya ile yoğun etkileşim içerisindedir, arkadaş grubu artmıştır. Kurallar ve ahlaki ilkeler hakkında bazı fikirleri vardır. Kurallar artık sabit ve değişmez değildir. Kendine has bir ahlak sistemi ortaya koymaya başlar. Kuralların ihmal edilme nedenleri üzerinde düşünülecek, burda ki niyet sorgulanacaktır.
Peki bize düşen sorumluluk nedir ? Çocuğun psikolojik gelişimi ve ahlaki gelişiminde ebeveynlere büyük sorumluluk düşmektedir. Büyük baskı altında, eleştiri ve ceza korkusuyla yetiştirilen bir çocuk dıştan uyumlu, uslu ve söz dinler görünürken, içinde fırtınalar kopar. Sürekli yanlış yapma korkusuyla tedirginlik içinde olacaktır. Başkalarını üzmekten, büyük kaygı duyacaktır. Herhangi bir olumsuzluk karşısında suçu önce kendisinde arayacaktır. Yanlış yetiştirilen birçok çocukta yakalanmadığın sürece her kuralı çiğneyebilirsin zihniyeti oluşur. Ahlak kuralları bilinse de bireysel çıkarlar ön planda olacaktır. Sağlıklı yetiştirilen bir çocukta benlik olumlu şekilde çalışacaktır. Psikolojik yapı dengeli olacaktır. Benliği ile sürekli çatışma yaşayan bireyler boşluğa düşer. Bu kişilerin özsaygıları düşük olur. Benlik gelişiminde anne babanın içten sarılışı, sıcak bir bakışı, okşayışı, övgü dolu sözleri, karşılıksız sevgileri çocuk için en büyük ödüldür. Diğer yandan ceza ve şiddetin bol olduğu yerde de sağlıklı bir ahlak gelişiminden bahsedilemez. Zaten baskıyla aşılanan ahlak da sağlıklı değildir. Diğer önemli noktada büyüklerin öğütleri ve davranışları arasında çelişki olmasıdır. Mesela arkadaşını döven çocuğa bunun yanlış olduğunu anlatırken daha sonra ona tokat atmak gibi. Bu yüzden çocukta ki ahlaki gelişimin ve benliğinin sağlıklı olmasını istiyorsak, küçük yaşlardan itibaren bunlara dikkat etmeliyiz.