İş sağlığı ve güvenliği (İSG) ile ilgili en önemli yazılmış eser aslında bir hekim olan ve Avusturya’nın Karpat dağlarındaki madenlerde çalışanlar üzerinde yaptığı araştırmalar sonucu ilk Maden Mühendisi olarak da kabul edilen Georgius Agricola’nın 1556 yılında Latince yazılmış “Metallerin Doğası Üzerine” anlamına gelen “De Re Metallica” adlı eseridir.

Aslında, Vannoccio Biringuccio (1480-1539) ölümünün ardından İtalyanca olarak 1540 yılında yayınlanan "De la Pirotechnia", cevher ve metal işleme süreçleri üzerine yazılmış ilk basılı kitap olarak kabul edilir. Agricola 1556 yılında Biringuccio’nun “De la Pirotechnia” adlı eserinden çokça yararlanmıştır.

Esas ismi Georg Bauer (1494-1555) olan Agricola’nın ölümünden hemen birkaç ay sonra yayımlanabilen kitabında 7 defa evlenen kadınlardan bahsetmiştir. Yanlış anlamayın, bizim Sadık Şendil’in tiyatro oyunu olan “7 Kocalı Hürmüz” eserinde olduğu gibi “hovardalık” yaparak 7 kocaya sahip değillerdi. Ülkemizin doğu illerinde şu anda bile 14-15 yaşında kızların evlendirildiği gibi 1500 yıllarında Avusturya’da benzer bir durum varmış. Tabi ki bölge maden bölgesi olduğu için madenlerde çalışanlar çok kısa bir sürede ölüp eşleri dul kaldıkları için toplum ve aile baskısı ile kadınlar tekrar evlendiriliyorlarmış. Agricola bu maden bölgesindeki araştırmaları sonrasında 3 kez, 5 kez hatta 7 defa evlenen kadınlar olduğunu tespit etmiş. Dolayısıyla, madenlerden elde edilen metallerin insan üzerinde olumsuz etkileri olduğundan bahseden Agricola’nın kitabı İSG açısından ilk yazılı eser olarak kabul görür.

Agricola kitabında madenlerde iyi bir havalandırma ihtiyacı için farklı kotlarda açılmış bir Giriş (A) bir de Çıkış (B) kuyusu olacak şekilde açılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, yeraltındaki madenlere inmek için kullanılan kuyuların yapılmasında dikkat edilmesi gereken hususlardan bahsetmiştir. Bu açıdan bakıldığında; Agricola çalışma ergonomisinden bahseden ilk kişidir.

Ayrıca, Agricola’nın kitabından onlarca resim arasından aldığım iki görüntüyü incelediğimde iş güvenliği açısından çok ilginç bir durum tespit ettim. İlk resim de demir madenini işlemek amacıyla çekiç kullanan madencilerin ellerinin su toplamaması veya nasır olmaması için koruyucu olarak eldiven kullandığını ve çekiçle kırma esnasında fırlayabilecek parçaların bacak veya ayaklarına çarpıp yaralanmaması için futbolcular gibi dizlik kullandığını görebilmekteyiz. Diğer resimde ise demir madenini fırınlarda eritirken maske kullan işçileri görebilmekteyiz. Agricola Madenlerin ergitilmesi esnasında ortaya çıkan toz ve gazlardan korunmak için keçi mesanesinden yapılmış maskelerin kullanılmasını önermiştir. Maalesef, bugün bu işleri yapan çoğu yerde kişisel koruyucu donamları (KKD) olarak adlandırdığımız el-kol ve ayak-bacak koruyucuların ile yüz maskelerinin kullanılmadığını biliyoruz.

1567'de Almanya'da madencilerin meslek hastalıkları üzerine bir başka kitap ise bir hekim olan Paracelsus (1493-1541) tarafından çıkarılmıştır. Latince adı "Von der Bergsucht oder Bergkrankheiten" (Madencilerin Hastalığı ve Madencilerin Diğer Hastalıkları) olan kitapta Paracelsus madencilerin hastalıkları üzerine, tedavi ve önleme stratejileri de dâhil olmak üzere metal işçiliğinin mesleki tehlikelerini belgelemiştir. Percalus kendi eserlerinde Ulrich Ellenbog’un (1435-1499) yayınladığı broşür’den çokça yararlanmıştır. Özellikle İsviçre’deki madenlerde çalışanlarda gördüğü kurşun ve cıva zehirlenmelerinden ve bugün akciğer kanseri olarak da bilinen madencilikle ilgili solunum yolu hastalıklarından bahsetmiştir. Madenciler, yıllar içinde toz parçacıklarını soluması ve akciğerlerde birikmesi nedeniyle bu hastalıklara eğilimli olduklarına işaret etmiştir.

Paracelsus ve Agricola sanat, botanik, mineraloji, madencilik, tıp ve doğa felsefesi alanlarında geniş çapta çalışma yapmış birer "Rönesans adamları" idi. Diğer girişimlerin yanı sıra, farklı çalışma alanlarının sağlık tehlikeleri ve sonuçlarına odaklanan hekim-akademisyenler arasında bir harekete de ilham verdiler.

Bir filozof olan Cizvitli Bernardo Cesi (1581-1630) tarafından mineraller üzerine Latince "Mineralogia" adlı bitmemiş kitabı ölümünden sonra 1636'da Lyon'da (Fransa) yayımlandı. Kitabında madenlerden metal elde eden işçiler arasında meydana gelen felç ve inme konularından bahsetmiştir. (devam edecek)