Okullar parça parça piyasaya devrediliyor, eğitim hakkı elimizden alınıyor. Satış işlerinde öncelik meslek okullarına verildi. Kapılarına AB uyarınca kılıfına sokulmuş “satılacaktır” tabelaları asıldı.
Meslek Liseleri 5544 Sayılı yasayla okul olmaktan çıkartıldı, paralı meslek edinme kurslarına çevrildi. Bu yüzden meslek okulları Çalışma Bakanlığına bağlandı. O nedenle yapılan açıklamalar artık bu bakanlıktan yapılmaktadır.
MYK içerisinde 10 tane yabancının bulunacağı bile yasa metninde yer aldı, görmek isteyen internetten okuyabilir.
5544 sayılı yasayla, meslek kurslarından alınan sertifikaları onaylamak üzere bir Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) ve bu kuruma bağlı Ölçme Seçme Yerleştirme Merkezi kuruluyor.
Artık meslek (lisesi) kurslarında alınan bilgileri ölçmeden bir işe girmek de mümkün değildir, bu yasayla özel sınav şirketleri kuruluyor, ÖSYM artık budur.  
Yabancı sınav şirketleri bu işten para toplamak hayalindedir, AB gibi emperyalist örgütler bunun için devrededir. Ömür boyu öğrenme adı altında “ömür boyu sınav piyasası” açılıyor. Gençlerimizi ömür boyu öğrenme yalanıyla ömür boyu sömürecek bir tuzağa çekiyorlar. 2 yıllık Meslek Yüksek Okulları da bu kapsamda satılacak.
5544 sayılı yasayı 2006 yılında çıkartan AKP hükümeti okul satışlarının da birinci derecede sorumlusudur. Bu yasa mevcut Anayasamıza aykırıdır. Çünkü “eğitim herkese eşit ve parasızdır” ilkesiyle çelişmektedir. Hedeflerine ulaşmanın önündeki engel gibi duran Anayasamızı değiştirmek istemeleri bundandır. Bu çelişkiyi ortadan kaldırmak üzere, 2011 yılında Anayasayı değiştirmek niyetindedirler. Ona da başka bir kılıf bulacaklarından şüphe yoktur.
Cumhuriyet devrimiyle yapılan Anayasamız toplumcuydu, halkçıydı. Orada devletimizin tarifinde “Türkiye Cumhuriyeti devleti sosyal bir devlettir” diye yazar. Şimdi “sosyal devlet” ifadesi kaldırılacak, yerine “Türkiye Cumhuriyeti devleti piyasa ekonomisine bağlı bir devlettir” şeklinde bir ifade eklenecektir.
Toplumcu Anayasamız yerine “piyasacı anayasa” geldiği zaman, “parasız eğitim hakkı” için kimse hak talep edemeyecek, mahkemeye dava açamayacaktır.
Mevcut anayasamız yürürlükteyken, velilerin, öğretmenlerin ve öğrencilerin direnme hakları vardır. Okul satışlarının durdurulması için yasal direnme haklarımızı şimdiden kullanabiliriz, hatta 5544 sayılı yasayı kaldırtmak için milletvekillerimizi göreve davet edebiliriz.
Böyle piyasacı yasalar bizim toplumumuzun isteği değildir, emperyalist tefeci bankası olan Dünya Bankasının ve Dünya Ticaret Örgütünün isteğidir.
Milli Eğitim Bakanı, okul binasını halkın parasıyla yaparken ve okula öğrenci kaydederken, “yap-işlet-piyasaya terk et” yapacağını, okulu öğrencileriyle birlikte satacağını söyleseydi, okulun paralı özel meslek kursu haline geleceğini, her yaştan insanın buralara girip çıkacağını veliler bilseydi çocuğunu buraya verir miydi?
Bizim kültürümüzde eğitim ticaret değildir, topluma hizmettir. Amerika’da egemen olan Hıristiyan ve Yahudi kültüründe ise eğitim ticarettir. Bizde halka hizmet, toplumun yararını gözetmektir, “Hak” için çalışmaktır. Orada seçilenler ise, bir avuç elitin elinde olan piyasaya hizmet için yemin ederler, başka devletlerin kamu alanlarına da el atar çökertirler.  
Eğer ülkemizde bizim seçtiklerimiz, hak yolundan sapmışlarsa, yabancı piyasaya hizmet yoluna girmişlerse, ki öyle görünüyor, onları uyarmak ve hak yoluna davet etmek görevimizdir.
Sağlıklı kültürlü eğitimli bir toplum için çocuklarımıza ana sütü kadar helal bir eğitim vermek biz Türklerin ata kültürüdür. Eski Türklerde töre anayasaydı. Töremizde her çocuk herkesindir, çocuk toplumun varlığı ve geleceğidir. Töreyi değiştirmeye kalkan her kim olursa, o makamda kalamazdı. Aksi halde, toplumun kendi geleceğini korumak gibi doğal savunma hakkı doğardı.
Emperyalist sömürgecilerin Anayasayı değiştirmeye güçleri yetse bile, bu töremizi değiştirmeye güçleri yetmez. Cumhuriyet devrimiyle “eğitim herkese eşit ve parasızdır” diye yazdığımız Cumhuriyet anayasamıza sahip çıkıyoruz ve diyoruz ki;
Türk halkı kendi gençlerini emperyalist piyasa canavarına terk etmeyecektir.
Meslek öğrenmeyi paralı hale getiren 5544 Sayılı Yasa Anayasamıza aykırıdır, derhal kaldırılmalıdır!
Meslek Liselerinin kapısına asılan AB bayraklı “satılıktır” tabelaları derhal indirilmelidir.
Meslek Liselerine parçalı program getiren, bütünü öğretmeyen, sertifikalı kurslara geçişi hazırlayan modül sistem derhal durdurulmalı, önceki programa dönülmelidir!
 
Mahiye Morgül /Eğitimci Yazar
(Kayseri Uçak Fabrikasının kurucu ustabaşı Muammer Morgül’ün yeğeni)
 
http://www.sendikal.net/sendikalarin-basin-aciklamalari/endustri-meslek-liseleri-ogretmen-ve-ogrencileriyle-ozel-sektore-devrediliyor/
Endüstri Meslek Liseleri Öğretmen Ve Öğrencileriyle Özel Sektöre Devrediliyor!
Adana Teknik ve Endüstiri Meslek Lisesi ve Şehit İdari Ataşe Bora Süelkan Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi önünde toplanan Eğitim Sen Üyeleri ve Genel Merkez MYK Üyesi Kadın Sekreter Gülçin İSBERT ve Basın Yayın Sekreteri Serpil Açıl ÖZER’in katıldığı basın açıklamasını Şube Başkanı Güven BOĞA yapmıştır.
Endüstri Meslek Liseleri Öğretmen Ve Öğrencileriyle Özel Sektöre Devrediliyor!
Meslek liselerinde gerçekleştirilmek istenen dönüşüm, AKP’nin eğitim politikalarının piyasacı yanını göstermesi açısından ciddi öneme sahiptir. Bu kapsamda, Birol Aydemir’in basında yer alan açıklamalarında endüstri meslek ve teknik liselerini özel sektöre devredeceklerini açıklaması eğitimin ticarileştirilmesinin boyutlarını açıkça ifade etmektedir. Her ne kadar süreç “kurs” görüntüsü altında başlatılıyorsa da asıl amaç, endüstri ve teknik meslek liselerinin devlet tarafından yeniden yapılandırılarak özel sektöre devridir. Eğitimin ticarileştirilmesi yönünde atılan bu adımların arkasından, okulların satışının geleceğini görememek mümkün değildir.
Birol Aydemir Kimdir?
Milli Eğitim Bakanı gibi demeç vermesi yanıltıcı olsa da Aydemir, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı olarak görev yapmaktadır.