Öğretmenim;
Bir çiçek yetiştirdim,
Aldım  sana  getirdim,
Bundan sonra sana emanet.
Arz edeceğim şeyler var,
Dinleyiver beni bi zahmet
Aman  darılma isteklerime,
Ana yüreği dayanmıyor işte,
Dikkat ette çiçeğim solmasın,
Soğuklarda üşütüp hasta olmasın,
Cesur olsun da, korkak olmasın,
Kendine güvensin, pısırık kalmasın,
İlimden irfandan daim nasibini alsın,
Güvenilir olsun, ahlaksız olmasın,
Çalışkan olsun, tembel kalmasın,
Çağa ayak uydurup, ufku hep açık olsun,
Avrupa’nın ilmini, fennini gecikmeden  alsın,
Ama milli örf ve adetleri  hep özünde kalsın,
Vatanını sevsin, hizmette geri durmasın,

Bilmeden düşmanın safında yer almasın,
Sakın ha! Yurduma ihanette bulunmasın,
Yapacağı işlerde, hep mükemmeli arasın,
Tok gözlü olsun, fırsat bulunca çalmasın,
Yangınlara kar olsun, muhtaçlara var olsun,
Doğal afetlere hazırlıkta aman fire vermesin,
Konu vatan olursa, canını asla esirgemesin,
Ezanın - bayrağın kadri kıymetini bilsin,
Türkiye Cumhuriyetini gönülden sevsin,
Büyüğünü tanısın, küçüğünü özden sevsin,
Kendinde olan bilgiyi, çevresine de versin,
Sağlığına dikkat etsin, bedenini çürütmesin,
Uyanık geçinip, saman altından su yürütmesin,
Adil olsun, adaletten  hiç  taviz  vermesin

Makam sahibi olunca, vatandaşa sırt dönmesin,
Mükâfata hep yakınlarını layık görmesin,
Cezayı hak etmişse,  yakını olsa da versin,
İşinin  ehliyse,  düşmanı olsa esirgemesin,
Mazlumun elinden tutup, zalimin hasmı olsun,
Gerçek çevreci olsun, yeşile kıymasın,
Hayvanları hep sevsin, onlara vurmasın,
Her daim tedbirli olsun, zarar görmesin,
Sabırlı olsun, birden gönül kırmasın,
Anlamadan dinlemeden gönül koymasın,
Çalışanı takdir etsin, aman egoist olmasın,
Düğünde, cenazede sorumluluğunu bilsin,
Mutluluğu da,  acıyı da paylaşıversin.
Vaktinde işine gidip, vaktinde evine gelsin,
Aile müessesini koruyup, kıymetini bilsin,
Çocuklarına sahip çıkıp, kol kanat gersin,
Öksüzün, yetimin  başını okşayıp sevsin,
Elden, etekten düştüğümüzde bizleri hor görmesin,
Rahmetli olunca unutmayıp, mezarımıza ziyarete gelsin,

Ana- baba  dostlarını terk etmeyip, kendi dostu bilsin,
Ben cahilim öğretmenim, elimden başka ne gelsin,
Bağışla beni ne olur, çok şey istedimse senden,
Ama bu çiçek bir gün diken olursa ne ederim ben,
Söyle öğretmenim, diken olursa  ne ederim ben..!
Dünya zindan olur, üzülürüm, yaşayamam, biterim,
Eğer buna sen sebep olursan, inan beddua ederim.
O halde öğretmenim, ben-sen- toplum el ele verip,
Bu çiçeği ve tüm çiçekleri  kurutmadan büyütelim,
Artık nesil bozuluyor tezini, hep beraber çürütelim,
Çürütelim ki;  gelecek günler daha  aydınlık olsun,
Düşmanlar kahrından çatlarken, dostlar mutlu olsun,
Ben gidiyorum artık öğretmenim, yolunuz açık olsun,
Dileklerim unutulmasın, gönlünüzde bir yer bulsun,
Bunları kazanabilirse, zaten yavrumu başarılı bulursun,
Yapacağınız  hizmetlerde, Rabbim yar ve yardımcınız olsun,
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜN, KUTLU OLSUN!
                                                  
Öğretmen ebediyete hükmedendir, meyvesinin nerede, ne zaman, hangi ortamda ortaya çıkacağı belli değildir. Öğretmenin ağzından çıkacak bir cümle öğrencinin hayatını da kurtarabilir, geleceğini de kararta bilir. Çevremizde bunun örneklerini görmek mümkündür. Mesela ben, bazı tanıdıklarla sohbet ederken, ‘’Hocam ben, sırf falan öğretmenin haksız yere bana kullandığı bir cümlesine kızdığım için okulu bıraktım. Babam çok uğraştı ama bir daha o okula gitmedim. Cahillik işte, o zaman şimdiki gibi düşünmüyorduk, Şimdi sürünüyoruz. Ama o öğretmene hakkımı helal etmiyorum’’ veya bunun tersi ‘’Hocam Allah razı olsun, bir ilkokul öğretmenim vardı. Bizlerle çok uğraşıyordu. Adam 30 sene önce köyden bizi aldı taaa Ankara’ya sınava götürdü. Devamlı olarak babamgile bu çocukları mutlaka okutalım diye telkinde bulundu. Kısaca bizlerin geleceğini dert edindi. Eğer bugün, dağ köyünden çıkıp, bir masa başında takım elbise ile oturuyorsam bunun birinci müsebbibi falanca öğretmenimdir. Allah ondan razı olsun hep dua ediyorum’’ diye yergi ve övgüyle anlatanların sayısı hiçte az değildir.

BİR KIYASLAMA DAHA: 35 sene önce Çankaya’da ilkokul mezunu kalan ve bunun tersine 40 sene önce dağ köyünden üniversiteye uzanan yola adım atan iki öğrenci ve öğretmen profili hatırlıyorum. Bu nokta da hem öğretmenlik yapmış, hem de yüzlerce eğitimciye seminer vermiş bilgi, tecrübe, anısı olan biri olarak sayfalarca yazı yazabilirim ancak uzatmamak adına kısa kesiyorum.

SEVDİĞİM SÖZ: Öğrencisinin geleceğini dert edinen (veya yıllar sonra bir yakınını gördüğünde bizim uşak ne yapıyor, görev aldı mı vb. türü merak edip sorabilen) ONU KENDİ ÇOCUKLARI GİBİ GÖREN ve ona göre emek veren öğretmen, unutulmayacak ve her görüldüğünde eli öpülecek öğretmendir. Allah sayılarını ziyadeleştirsin…

Bu vesile ile başta ilköğretim matematik öğretmeni olan çocuklarımın ve tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmeler Günü’nü en kalbi dileklerimle tebrik ediyor, ölenlere rahmet, emeklilere sağlık sıhhat afiyet ve görevde olanlara üstün başarılar diliyorum.