Hiçbir zaman statükonun adamı olmadı. Yerelden projeler gelmesi halinde Ankara’dan takip edeceğini ve sonuçlandıracağını hep savundu. Öyle de oldu yerelden projeler geldikçe ilçe köy belde ayrımı yapmadan hemen her projeyi takip etti ve sonuçlandırdı. Siyasetçiler nasıl dört yılda bir millete hesap veriyorsa hızına ayak uyduramayan vizyonsuz bürokrat ve atanmışların hep karşısında oldu.
Olmayacak işlerin sözünü vermedi ve söz verdiği işleri de hep sonuçlandırdı. Sonuçlandırılamayan bir iş varsa da hesabını verdi ve gerekçelerini sıraladı. Seçmenlerini seçimden seçime hatırlayan siyasetçilerden olmadı. Seçildiği günleri takip eden yıllarda hemen her köye en az iki üç defa yolunu düşürerek hemşerileri ile hemhal oldu. Hal hatır sordu, taleplerini dinledi, notlar aldı, ziyaretlerinde ajandasını elinden hiç düşürmedi ve devamında gereğini yaptı. Daha da ötesi hiçbir siyasetçisin cesaret edemediği bir uygulamaya imza attı ve broşürlerine cep telefonunu yazdı ve e posta adresini verdi. Çorum’un bütün köy muhtarlarına gece gündüz 24 saat sorununuz olursa beni arayın dedi.
Öyle de oldu. 2011 yılında Danişment köyünde saçını patoza kaptıran Mehri teyzenin tedavisi için gün akşam 24 saat hastaneye koştu ve telefonları susmadı. Bayat’ın Çukuröz’ünde yangın çıktığında sabahın ilk ışıkları ile birlikte yangının ateşi ve dumanı tütmekte iken köylünün yanındaki yerini aldı. Kızılay’ı ilk yardım ekipleri, seyyar mutfakları derken Van Valisini arayarak deprem konteynerlarının 2 günde Bayat’a intikalini sağladı. Siyasetin ve devletin sıcak yüzünü Çukuröz’e taşıdı.
Yurt dışı görevinde olduğu için katılamadığı şehit Emrah Ünalan toprağa verildikten birkaç gün sonra yurda döner dönmez ayağının tozu ile soluğu şehit ailesinin yanında aldı. Şehidin aile bütünlüğünü ve ana babasının ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak aldığı talep üzerine şehit eşinin tayininin bir hafta içerisinde Çorum’a aldırılması işlemini sonuçlandırdı.
Hiçbir zaman Bayat’ı İskilip’ten, Oğuzlar’ı Dodurga’dan, Kargı’yı Osmancık’tan, Uğurludağ’ı Çorum’dan ve Boğazkale’yi Sungurlu’dan ayırt etmedi. Seçim öncesinde olduğu gibi seçim sonrasında da Çorum coğrafyasını karış karış keşfetti. Milletin sesi soluğu olan Sivil Toplum Örgütleri ile birlikte olmayı, onları dinlemeyi ve STK ların taleplerini almayı ve sonuçlandırmayı ihmal etmedi.
Nasıl ki onbeş bin dönüm arazinin suya hasretine son verecek olan Boğazkale’nin Evci’sinde yapılan baraja hayat verdiyse Osmancık’ın İncesu’yundaki 40 yıllık baraj hikayesini göz ardı etmedi. Milletvekili olarak görev yaptığı dönemlerde Çorum merkezle birlikte ilçelerin adeta bir şantiyeye dönüşmesi için çaba gösterdi. Öyle de oldu. Bütün polemiklere rağmen İskilip’te Alaca’da,Sungurlu’da ve Osmancık’ta hizmet ağları örüldü.
60 yıllık hayallerin gerçeğe dönüşmesini sağladı ve Kırkdilim ve Harami geçitleriyle Osmancık,Kargı,Oğuzlar,Dodurga, Laçin, Uğurludağ, İskilip ve Bayat ilçelerinin hayat buldu.
Hiçbir zaman ötekileştirmedi. Parti içi kavgaların adamı olmadı. Dedikodu ve suizanlara itibar etmedi. Partisinin Brütüslerine bile hep hoşgörü ile yaklaştı. Hiçbir zaman partizanlık yapmadı. Mevkidaşları ısrarla suskun kalırken Ege Üniversitesinde PKK lılarca katledilen Ülkücü Fırat Çakıroğlu için taziye de bulunarak siyaset üstü anlamlı bir davranış sergiledi, MHP Çorum il başkanını arayıp üzüntüsünü dile getirdi ailenin ve ülkücü camianın acısını paylaştığını dile getirdi. Seçim çalışmaları çerçevesinde gittiği köylerde Ak gençlere talimat verdi ve hiçbir milletvekili adayının fotoğrafları üzerine kendi fotoğraflarının yapıştırılmasının yanlış olacağını ifade etti ve yanına yapıştırın diyerek tarihe geçti. Böylece CHP milletvekili adayı Tufan Köse ile seçim afişlerinin yan yana asılmasını sağladı. Engin hoşgörüsü ve gülen yüzü ile Çorum siyasetinde devrim niteliğinde yeniliklere, farklı, yeni ve örnek uygulamalara imza atarak farkını hissettirdi.
Enerjisi,çalışkanlığı üretken yapısı ile Çorum’un bağban’ı oldu. Akademik çevresini, siyasi tecrübesini, bütçe ve plan komisyonu üyeliğini, ekonomi işleri başkan yardımcılığını ve bürokrasi tecrübesini, dostluklarını ve bürokrasideki ilişkilerini hep Çorum için seferber etti. Nato Parlementerler asemblesi üyeliği, AB uyum komisyonu üyeliği görevleri ile parlementer diplomaside ülkemizin gür sesi oldu.
Bir sosyolog olarak Çorum halkının yapısını, ihtiyaçlarını iyi okuduğunu ve değerlendirdiğini kapı kapı dolaşarak anlatmasını bildi.
On bir yaşında babasını kaybeden bir madencinin çocuğu olarak Soma faciası sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden madenci ailelerin sesi oldu ve “176 sayılı İLO sözleşmesi derhal TBMM tarafından onaylanmalıdır” dedi. ele alınan maden yasalarında taraf oldu ve madencilerin çalışma süreleri ve ücretlerinin asgari ücrete oranı ve maden güvenliği ile ilgili yasaların takipçisi olarak etkin sonuçlar alınmasını sağladı. İktidar ve muhalefet meclisteki milletvekillerine madencilerin sorunlarını anlattı ve yürüttüğü lobi faaliyetlerinden olumlu sonuçlar alınmasını sağladı.
Ülkemizde pirinç tarımı yapılan bütün coğrafyaların umudu olarak pirinçte KDV nin %1 e inmesinin mücadelesini verdi ve sonuçlandırdı.
Mecliste bulunduğu sekiz yıl boyunca hiç bir ticari faaliyeti ile gündeme gelmedi. Bütün enerjisini Çorum’a verdi ve farkını hissettirdi. Partisine yöneltilen eleştirilerde mevkidaşlarının suskun kalmasına rağmen çıktı bütün eleştirilere cevap verdi.
Başarı bir yolculuktur. Bir varış noktası değildir. O her zaman farklı oldu ve her zaman başarı yolunun yolcusu oldu. Siyasi ahlak konusunda da pek çok mevkidaşına adeta ders verdi. Ahlak konusunda en önemli dersler kitaplardan değil, yaşanan deneyimlerden alınacağını siyaset heveslilerine O öğretti. Çorum için asla bir hayal kırıklığı olarak görülmedi makamını en iyi dolduran bir vekil olarak çorum siyaset tarihininin altın sayfalarındaki yerini aldı. Enerjisiyle partisine her zaman coşku verdi. Belki de siyasilerin önemli bir kısmı coşkunun siyasi zekanın bir sonucu olduğunu da ondan öğrendi. Doğup büyüdüğün coğrafya yararına iyi şeyler yapmanın sadece bir görev değil aynı zamanda bir zevk olduğunu biz ondan öğrendik. Bu sayede bizler çalıştıkça beraberinde mutluluğumuz da arttı.
Teşekkürler Sayın Bağcı; Siyaset kurumu senden çok şey öğrendi. İnsan, mutluluğun en büyüğüne, ancak bütün insanlara iyilik yapmakla kavuşabilir.