Basında yer alan haberlere göre AKP İstanbul il teşkilatları, Atatürk’ün 79. ölüm yıldönümünde Anıtkabir’e ziyaret organizasyonu düzenliyorlarmış!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Aziz Atatürk” çıkışıyla başlayan Anıtkabir’e ziyaret projesi, Atatürk sevdalıları tarafından şaşkınlık ve biraz da şüpheyle karşılandı.
1940’ lı yıllardan itibaren her fırsatta Atatürk’e ve devrimlerine saldıran, hakaretler eden, heykellerini tahrip ederek, resimlerini çöp kutularına atan zihniyet nasıl oldu da birden bire Atatürkçü kesildi, merak etmemek mümkün değil…
Geçmişte, “Her 10 Kasım’da Anıtkabir’de sap gibi durmaya gerek yok” diye sitemlenen dönemin Başbakanı Erdoğan, ne oldu da bugün birden bire Atatürk’e övgüler düzmeye başladı? Her ne kadar yayınladığı 10 Kasım mesajında yine ısrarla “Atatürk” demeyen Erdoğan’ın bu derece fikir değiştirmesi biraz düşündürücü değil mi?
deki bu değişim (!) ve dönüşüm (!), bazı kesimler tarafından memnuniyetle karşılandı; bazıları ise 2019 seçimlerine yönelik bir “takiyye” olarak nitelendirdi.
Bu tartışmalar sürerken bizim de aklımıza geçmişte Cumhuriyet bağlılarının adeta saflarını belli etmek istercesine her millî bayramlarda ve 10 Kasım’da pencerelerine Türk bayrağı asmaları geldi. Birkaç yıl süren bu uygulamanın ardından bir gün vatandaşlar sokaklarda yine dönemin Başbakanı Erdoğan’ın dev afişleri ile karşılaştı. Bu afişte Erdoğan’ın, Ay-Yıldız’lı bayrağın altında elini açmış bir fotoğrafı ve altında da şu sözler yer almaktaydı; “Kurban Olam Ayına, Yıldızına…” Onun altında da “ Bayramınız Kutlu Olsun”…
İşte bu olaydan sonra AKP taraftarları da bulundukları yerlere bayrak asmaya başlarlar. Cadde ve sokaklar da AKP’ li belediyeler tarafından dev Türk bayraklarıyla süslenmektedir.
Ülkenin dört bir yanına asılmış bayrakların arasında safını belli edemeyen Atatürk ve Cumhuriyet bağlısı kesim bu uygulama üzerine çözümü “Atatürklü bayraklar” asmakta buldu. Ancak Başbakan Erdoğan, “bu bayrağın yasal olmadığı, resmi bayrakların asılması gerektiği” uyarısında bulundu. Uyarı üzerine Atatürklü bayraklarda gözle görülür bir azalma meydana geldi. Sonuç olarak kim Atatürkçü kim değil belli olmamaya başladı. Erdoğan “bayraksa, bayrağa da biz sahip çıkarız” hareketinde başarılı olmuştu.
İşte bugün AKP teşkilatlarının 10 Kasım’da Anıtkabir’i ziyaret etme projesi de bayrak olayının bir benzeridir. Amaçlanan, her yıl milyonlarca insanın akın akın Anıtkabir’e koşmasının heyecanını söndürmek, Atatürk sevdalılarını, AKP’ nin “sahte” ziyaretçilerine tabiri caiz ise “boğdurmaktır.” Genel Kurmay’ın uzun zamandır ziyaretçi sayısını açıklamaması ve bu yıl da 10 Kasım'da Anıtkabir'den canlı yayın ve röportaj yapılmasına izin vermeyeceği yolundaki haberler bu düşüncemizi destekler niteliktedir.
Atatürk ve Cumhuriyet sevdalıları, sayısal çoğunluğun arasında kaybolacak, Anıtkabir’e gerçekleştirilen coşkulu ziyaretler perdelenecektir.
Yapılmak istenen tam da budur!
Gönül ister ki bu düşüncelerimizde yanılalım ve özür dileyen taraf biz olalım. Gönül ister ki 80 milyon Türk insanı gerçek anlamda; yalandan ve riyadan uzak bir samimiyet içerisinde tek bir bayrağın altında kucaklaşalım, Anıtkabir’de kaynaşalım… Buna inanmak istiyoruz ama…
***
Gazi Mustafa Kemal Atatürk;
Bir gün, tüm bu samimi dileklerimizle ziyaretine gelebilme ümidiyle gönülden sevgilerimizi gönderiyor, Allah’tan rahmet diliyoruz.
Tüm şehitlerimizle birlikte nurlar içinde uyu...
Her türlü olumsuzluklara rağmen emanetini koruyoruz ve korumaya da devam edeceğiz…