Yıl 1934 , İç Hastalıkları Profesörü Doktor Erich Frank, Nazi Almanya’sından kaçıp Türkiye Cumhuriyeti’ne sığınmış değerli Alman bilim insanlarından birisiydi.
Tıp fakültesinde bir sınav yapacaktı. Sınavda tek bir soru sorulacaktı. Sınav salonundaki büyük kürsünün üzerinde iki büyük Erlenmayer (cam tüp) tüpü vardı, tüplerin birisinde sarı renkli bir sıvı, diğerinde ise kırmızı renkli bir sıvı olduğu görülüyordu. İlk öğrenci sınavın yapıldığı amfiye girdi, Prof. Frank büyük kürsünün üzerindeki Erlenmayer tüplerini gösterdi ve sordu, “Ne görüyorsunuz ?''
Öğrenci başını kaldırdı, yüksek kürsünün üzerindeki tüplere baktı ve biraz düşündükten sonra yanıt verdi, “Sayın Profesör, sağdaki Erlenmayer’de idrar var, diğerinde ise kan var.”
“Kaldınız sayın öğrencim, çıkabilirsiniz.”
Sınıfta 140 civarında öğrenci vardı. Bütün öğrenciler sanki sözleşmiş gibi aynı yanıtı vermiş ve sınavda herkes başarısız olmuştu. “Hepiniz sınavda başarısız oldunuz, çok üzgünüm. Sınav salonuna birer birer girdiniz, büyük kürsünün üzerindeki tüplere baktınız ve sağdaki tüpte idrar var, soldaki tüpte ise kan var dediniz.”
Arka sıralardan bir öğrenci elini kaldırdı, “Peki, Sayın Profesör doğru cevap neydi?” dedi.
“Doğru cevap, sağdaki Erlenmayer’de idrar var, diğerinde ise kan var olmalıydı arkadaşlar” dedi Profesör Frank. Az önce soru soran öğrenci biraz sinirli bir ses tonu ile sordu,
“O zaman neden bütün sınıf başarısız oldu Sayın Profesör ?''
İçinde idrar var dediğiniz tüpü elinize alıp koklamadınız, idrarın kendine özgü kokusu var mı diye merak etmediniz. Bir kişi bile yukarı çıksaydı, kürsüde, iç rafın üstünde ışığı yanan bir mikroskop, pipet, lam ve lamel olduğunu görecektiniz. İçinde kan olduğunu tahmin ettiğiniz tüpten bir damla örnek alıp mikroskopta inceleyebilirdiniz, alyuvarları, akyuvarları gözünüzle görüp o sıvının gerçekten de kan olduğunu tespit edebilirdiniz.
“Genç arkadaşlar, sizler iki yıl sonra mezun olarak Türk Milletine doktor olarak hizmet edeceksiniz. Bir doktor asla gerçek olduğu bilimsel olarak kanıtlanmamış sözleri yüksek sesle insanlara aktaramaz. Hepinizi, Eylül sınavı için yaz tatiliniz boyunca bu soruyu düşünmeye davet ediyorum. İyi tatiller diliyorum.”
ADAM 200 GRAMLIK CİHAZ YAPMIŞ
Hem radyo, hem televizyon, hem takvim, hem saat, hem telefon, hem müzik kutusu, hem pusula, hem navigasyon aleti vb... Hangi gün saat kaçta yağmur, kaçta kar yağacak, sıcaklık kaç derece olacak, rüzgarlar hangi yönden esecek, ülke ülke, şehir şehir, ilçe ilçe bildiriyor. Sokağa çıktın diyelim, adımlarını sayıyor... Geçen hafta şu kadar adım attın, bu hafta bu kadar, geçen ay şu kadar, hepsini söylüyor... Borsa'yı dövizi, altını, gümüşü dakika dakika bildiriyor...Dolar bir haftada yüzde kaç arttı, bir ayda ne kadar, bir yılda ne kadar anında sana iletiyor...
Sen çağı ve teknolojiyi ıskalamışsın. Aleti kullanmasını bile beceremiyorsun...Sadece, bunları icat eden gavur cennete gider mi gitmez mi, onu tartışıyorsun?
Bir de Adem ile Havva'yı...Senin işin zor baba... Hem de çok zor...(Melih Aşık)
Okuma yazma özürlü benim sevgili kardeşlerim, bu yüzden az anlıyor, ama çok inanıyorsun. Üzülerek ahvali perişanımızı şöyle özetliyorum.
Hababam yaşıyoruz, dostlarım hababam,
Görüntü güzel amma, arka plan sıradan,
Aydınlık, araştırma, tekâmül hak getire,
Geldiğimiz gibi gidiyoruz dünyadan… (Mehmet Özata)
HAYATIN İÇİNDEN
1—Ağzımız ve burnumuz insan vücudunun gümrük kapılarıdır. Gümrük kapılarını kontrol altına alırsak mikroplara ve virüslere vize uygulamış oluruz. Maske, mesafe ve hijyen, gümrük kapılarımızı % 100’e yakın korur. Canımızı koruyalım.
2—Bilgeliğin yolu bilmekten değil, okumaktan, araştırmaktan ve dinlemekten geçer. Bu yüzden dünyada az bilge, çok ukala vardır.
3—Herkes çok alıngan. Ne yapalım yani, doğruları ahrette mi söyleyelim?
4—Bu yıl Haç yokmuş, herkes tanıdığı şeytanı taşlayacakmış!
5—Doktorlar uyardı, “Günde en az bir Çorum’lu ile sohbet edin, sağlığa iyi gelirmiş.”
6—Ülkenin her yanı tarla, buğday Ukrayna’dan geliyor. Ülkenin her yanı deniz, balık Norveç’ten geliyor. Bir tek cahilimiz yerli. (İlber Ortaylı)
7—Bir fikir ayrılığına rağmen karşındaki insana saygı duyabiliyorsan insan olmuşsun demektir.
8—Kadın kocasının daha az sevmeli, fakat daha çok anlamalı, erkek karısını daha çok sevmeli ama anlamaya çalışmamalıdır.
8 Nisan 2023 / Mehmet Özata