Son zamanlarda okuduğum, Arap/İsrail savaşı üstüne en akılcı eleştiri yazısı:

Sen bağır! Çağrı cihazı, telefon, laptop derken kalp pillerini de patlatır bunlar. Kıçlarındaki basur memesine dikkat etsin Araplar bundan böyle. 

Gazete yazıyor şeytani plan, şeytan işi cinayetler. Şeytan işidir tabii, Kâbe'de her sene taş yağmuruna tutarsanız kör olasıcayı, o da gider Yehova'ya arka çıkar! Aslında ne şeytandır, ne iblis... 

Adına gelişmişlik, eğitilmişlik, teknolojik yetkinlik deniyor. Arap ulusunda, İslam devletlerinde olmayan bir haslet. Duaya karşı elektronik sinyaller... İşte gördün bak hangisi hangisini bozuyor. Bir yılı aşan savaşta İsrail'in kaybı iki bin yok. 
Diğer tarafta yetmiş bin kişi ve yarısı çocuk. 

Yerle yeksan olmuş şehirler, sürülen milyon kişi, rezil olan hayatlar. Karşıya atılan osuruktan tayyare roketler ya havada patlatılıyor ya boş araziye çakılıyor. Çağın gerisinde kalmış, 3-5 tarifeli treni arka arkaya kaçırmış milyarlar, çağın ötesine zıplamış birkaç milyonla baş edemiyor. 
Edemez! 1400 yıl önceki referanslarla geçineceğini sanan ahmaklara elin Yahudisi acır mı? Adamlar asırlarca katledilmişler. Mısırda firavun, Avrupa Ortaçağında pogromlar, soykırımlar, sürülmeler. Nesiller boyu katılaşmışlar insan sevgisine karşı. Zamanında benim soyumu sopumu katlettiler, ben de yaparım diyor. 
Çocuk mocuk dinlemeden ölüm yağdırması bundandır... 

Doğarken cani geniyle donatılmış olarak avdet ediyor hayata. Doğuştan katiller senin anlayacağın! Duan işlemez, namazın geçmez, ezanın yetmez onun gaddarlığını karşılamaya. Kaçırmayacaktın... dünya pupa yelken giderken çölde kumdan kaleler yapmakla, kıl çadırda tef çalıp işret etmekle uğraşmayacaktın. 
İngiliz'in elinde oyuncak olup, din kardeşin ve sana adalet getiren Osmanlıyı sırtından vurmayacaktın. Okuyacaktın, okutacaktın, laik olacaktın...dünyaya entegre edip dinini, örfünü, adetini muhafaza ederek yetiştirecektin nesillerini. Geçiniz! 
Cebindeki telefonu da, kolundaki saati de, kalbindeki pili de patlatır. 
Bademciğini alır sen yellim yellim bağırırken. 

Tek işin bağırmak zaten. Cenazede bağır, cami çıkışında bağır, mitingde bağır. 
Körler sağırlar birbirini ağırlar. Boş tehdit, komik salvolar, acınası eylemler, çaresizliğin gürültülü manik hezeyanını yaşamak seninki. İster özgürlük savaşçısı, ister hedefini terörle sağlamaktan başka çaresi kalmayan bir örgüt ol. 
Tren kaçmış, Gemi kalkmış, Uçak havalanmış, Otobüs yürümüş ... Çaresiz yiyeceksin sopayı. Senin kibrin ve aptallığın yüzünden ölecek günahsız bebeklerin.
(Mithat Şeran tarafından yayınlanan acı bir eleştiri.)

HAYATIN İÇİNDEN

1—Bizde maalesef okullarımızda öğretmenler yerine imamlara ders verdirerek Araplarla aynı kulvarda yürüyoruz.   
2—Eski bir genel kurmay başkanımız, “Eğitimin amacı bilgi değildir. Allah korkusudur, kuldan utanmaktır” diyor. Ben de bu adamlardan utanıyorum… 
3—Bilmemek kötü ama bilmediğini bilmemek çok daha kötü. 
4—Her gün televizyon açmaya korkuyorum. Haberlerde cinayet, cinsel taciz, hırsızlık, soygun, kaza, kargaşa, tecavüz olayları yaşanan tam bir mafya ülkesine dönüştük. 
5—Sukut eyledim, kahrı var dediler, / Biraz söyledim, zehri var dediler,
Sustum, kahrından susuyor dediler, / Biraz konuştum, zehrini kusuyor dediler…
(Mevlana)

Ben de ahvali perişanımızı şöyle dile getiriyorum. 
Hani halden hale girer, isyan edersin,
La havle çeker, bu da olmaz ki dersin,
Bağrına taş basar katlanırsın bahtına,
Acıyla olgunlaşırmış insanoğlu neylersin! (Mehmet Özata)

                        27 Eylül 2024 / Mehmet Özata