Garip, ilginç bir dünyada, bir o kadar acayip günlerde yaşıyoruz… Etrafımızda savaşlar, soykırımlar, katliamlar, bunlara başkaldıranlar, mücadele edenler, kazananlar, kazandıranlar, kaybedenler, seyredenler, takdir edenler, gıpta edenler, haset edenler, olup biteni olduğu gibi görenler, göremeyenler, görseler de görmek istemeyenler; ne ararsanız var…
6 Şubat 2023 depremlerini yaşadık. On bir ilimiz etkilendi. Etkilenme ne! Bir kısmı dümdüz oldu, 50783 can kaybettik, 107204 insanımız yaralandı… Yapılan hasar tespit çalışmalarına göre 285211 konut, 42902 iş yeri yıkıldı. Buna ağır hasarlı olup sonradan yıkılanları da eklemek lazım. Yani, şehirlerde bir nevi hayat durdu…
Deprem illerinden büyük bir göç dalgası yaşandı. Düşünün ki, TÜİK'in 2023 yılı nüfus istatistiklerine göre, depremden etkilenen 11 ilin 6'sında toplam 307814 kişi adresini başka illere taşımış. En fazla göç veren il, 141403 kişi ile Hatay olmuş.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi (AYBÜ) Göç Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin raporuna göre, depremin ilk haftasında bölgeden 2,2 milyon kişi ayrılmış, 1 Mart 2023 itibarıyla bu sayı 3,3 milyona ulaşmış. Ankara, en fazla göç alan şehirlerden biri ve ilk etapta 205405 kişi Ankara'ya göç etmiş; son veriler bu sayının 300 bine yaklaştığını göstermekte. Uluslararası Göç Örgütü (IOM)’nün ilk tahminlerine göre, Türkiye'de yaklaşık 3 milyon kişi deprem sonrası evlerini terk etmek zorunda kalmış ve yüz binlerce kişi geçici konaklama alanlarına yerleştirilmiş.
Hükümet; aziz milletimizin hamiyeti, merhameti ve yardımlaşma duygusu, hayırda yarışı ile hızla kolları sıvadı… Yaraları sarmak, şehirleri yeniden ayağa kaldırmak için tüm imkân ve kabiliyetleri seferber etti…
Cumhurbaşkanı, bakanlar, bürokratlar, sivil toplum kısaca eli eren, gözü gören, gönlü olan, gücü yeten kim varsa depremzede kardeşlerinin yanında olmak için gecesini gündüzüne kattı…
Dünyanın en güçlü ülkelerinin bu kadar kısa süre zarfında üstesinden gelemeyeceği bir afetle baş edebilmek için muazzam bir çalışma, gayret, performans ortaya koydu… Önce geçici barınma sorunları çözüldü. Akabinde kalıcı konutlar, işyerleri hızlıca inşa edilmeye başlandı.
Geldiğimiz noktada çok şükür, bin şükür bu çabanın, gayretin, azmin, kardeşliğin en güzel semeresine ulaştık…
Deprem bölgesindeki 11 ilde 2024 yılı aralık ayı itibarıyla toplam 155 bin 124 konut ve iş yeri hak sahiplerine teslim edilmiş.
2024 yılı sonuna kadar, yani önümüzdeki bir hafta içinde ise 201 bin 688 konut ve işyeri teslim edilecek.
Tüm deprem bölgesinde, yani 11 ilde 2025 yılı sonuna ulaştığımızda deprem konutları tamamlanacak ve bütün hak sahiplerine verilecek.
Rakamlarla ifade edecek olursak, 2025 sonuna kadar 416 bin 960’ı konut, 36 bin 23’ü iş yeri olmak üzere toplamda 452 bin 983 ev ve iş yeri teslim edilecek…
Peki, bu kadar mı? Depremzedelere kendi evlerini ve iş yerlerini kendileri yaptırmak isterse Yerinde Dönüşüm Projesi kapsamında 2 yıl geri ödemesiz, 10 yıl vadeli ve faizsiz kredi ve hibe verilmiş...
Yerinde Dönüşüm ile bugüne kadar asrın felaketinin ardından “Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi” ilan edilen 18 il için de şehirlerde 17 bin 767 konut, köylerde 10 bin 919 köy evi olmak üzere toplam 28 bin 686 konut için Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından 15,5 milyar TL destek sağlanmış…
Deprem bölgesindeki altyapı hizmetleri için ise İller Bankası bugüne kadar toplam 65 milyar TL tutarında hibe desteği vermiş…
11 ilde 174 ayrı alandaki 1900’ü il ve ilçelerdeki ve 1581 köy evi dahil olmak üzere, 3 bin 481 şantiyede çalışmalar 7/24 çalışma esasıyla devam ediyor. Bu şantiyelerde toplam 182 bin işçi, emekçi, mimar ve mühendis var…
Yerel Seçimlerden ‘Birinci Parti olarak çıktıkları için’ AB Temsilcisinin Suriye’deki gelişmeleri ele almak üzere geldiği Ankara’da kendileri ile görüşmemesini problem eden, AB’ye had bildiren Ana Muhalefet Partisi lideri, Hükümeti de kendilerini ‘kıskanmakla’ itham ediyor. ‘Halka hizmetlerimize size rağmen devam edeceğiz… Kreşler, Kent lokantaları ile Halkçı belediyeciliği sürdüreceğiz!’ diyor…
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum beş buçuk aydır görevde… İkinci kez görevi üstlendiği 2 Temmuz 2024’den beri Ankara’da, evinde geçirdiği süre deprem bölgesinde geçirdiği süreden az… Düşünün ki, bu kısacık zaman dilimi içinde Malatya’ya 6 kez, Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’a 4’er kez, Gaziantep’e 2 kez, Kilis, Adana, Osmaniye, Elazığ, Şanlıurfa ve Diyarbakır’a 1’er kez gitmiş. Şantiyelerde, isçi ile, mühendis ile, mimar ile, yüklenici ile, vatandaş ile, yöneticilerle içiçe olmuş; işyerlerini, konutları teslim etmiş, şantiyeleri denetlemiş, aksaklık, eksiklik varsa tespit etmiş, derhal sorunları gidermiş… Bu arada, Türkiye’nin diğer illerinde Bakanlık tarafından yürütülen projelere, faaliyetlere hiç girmiyorum…
Yerel Seçimlerde rakibi Ekrem İmamoğlu idi… Gerçi O’nun da İstanbul’da geçirdiği gün sayısı çok sayılmaz… Hatta Belediye Başkanlığı’nın altıncı yılında olduğu düşünülürse, İstanbul’da bulunuyor bile sayılmaz…
Öyle ya, Kent Uzlaşıları, DEM ilişkileri, Kayyum gösterileri, yandaşlarla Paris olimpik turistik, fondaşlarla İtalya’ya sportif tarassut gezileri, Kent Lokantaları, rakının litresinin 140 TL’ye düşmesi, konserler, heykeller, sokaklarda özgürce yaşayan köpekler gibi muazzam projeler varken; depremde yıkılan şehirler, evler, işyerleri, kentsel donatılar, hastaneler, yollar, bulvarlar, köprüler, okullar, camiler, ibadethaneler, tarihi ve kültürel dokunun yeniden ihyası ile tüm afet bölgesinin ayağa kaldırılmasının lafı mı olur! Unutmadan İBB’nin 2024 yılı bütçesi 213,5 milyar TL, 2025 bütçesi ise 564 milyar TL. Haklılar. Bu bütçe ile ancak Kent lokantası açılır… Kalan kısmı da üç beş kreş, üç beş yurt, ha bir miktar da süt dağıtınca iş tamam. Konsere, heykele bile yetmeyen bir bütçe ile nereye kadar…