Türk bir ailenin çocuğu olarak bin yüz elli yıl önce dünyaya gelen ve hayatı boyunca müzik, felsefe, botanik, matematik ve mantık alanında sayısız eserler kaleme alan Farabi, ilim ve dü’şün dünyasında “Öğretmen” kabul edilen Aristoteles’den sonra “İkinci öğretmen” kabul edilmiştir.

Sadece filozofları değil, sayısız bilim adamını da derinden etkilemiş, akımların ve icatların ilham kaynağı olmuştur.  Asıl adı Ebu Nasır Muhammed İbn El Farah El Farabi’dir. Türk bir ailenin çocuğu olarak 870’de Türkistan Farab yakınlarında küçük bir köy olan Vasic’de doğdu. Hayatı boyunca müzik, felsefe, botanik, matematik ve mantık alanında birçok eser yazdı. 

Öğrencilik hayatı boyunca Şam, Halep, Kahire ve Bağdat gibi şehirlerde öğrenim görerek farklı alanlarda uzmanlaşan Farabi geçimini de hep farklı işlerde çalışarak karşılamıştır. Ailesinin zengin olmasına ve saraya yakın olmasına rağmen, tıpkı kendisinden önce ve sonra gelen İslam düşünürleri Hallac-ı Mansur, İbn-i Sina, İbn-i Rüşd, İbn-i Haldun, Nesimi, El Kindi gibi büyük alimlerin reddettiği gibi siyasi iradeyi reddetmiştir. Halka ve yoksullara yakın olan Farabi böylelikle halk tarafından sevilmiş ve benimsenmiştir. 

Arapça, Latince, Farsça ve Grekçe gibi dilleri çok iyi konuşan Farabi Aristo ve Eflatun gibi felsefecilerin eserlerini defalarca okuyarak onları benimsemiştir. 

İlimleri matematik, metafizik ve fiziki ilimler olarak üçe ayırmış ve bu metodu Batılı bilim adamları tarafından kabul edilmiştir. 
Özellikle “ses” üzerinde uzun süren deneysel çalışmaları sonucunda havadaki titreşimlerin dalga uzunluğuna göre azalıp çoğaldığını keşfederek tüm dünyada çok büyük bir buluşa imza atmış ve müzik aletlerinin yapımında gerekli olan kuralları bulmuştur. Üstelik bununla da kalmayıp birçok müzik aletinin de mucididir. Bunlardan en bilineni “kanun” adıyla bildiğimiz telli çalgıdır. 

Müzik, matematik ve botanik ve devlet yönetimiyle ilgili birçok kuralın kaşifi olan Farabi’nin en önemli alanı ise felsefe’dir. 
Kendisinden sonra gelen neredeyse bütün İslam düşünürlerini ve Batı düşünürlerini etkilemiştir. 
Özellikle ünlü felsefeci Erasmus’un dünyaca ünlü “Deliliğe Övgü” eserinde Farabi’den çok fazla etkilendiğini görmek mümkündür. İslam dünyasında ise ondan en fazla etkilenen isimler hiç kuşkusuz ibn-i Sina  Ve İbn Rüşd olmuştur. Farabi kendisinden sonraki birkaç yüzyılı direkt olarak etkileyerek Aristoteles’in felsefesini yeniden incelemiş ve onun doğru anlaşılmasının yolunu açmıştır. Bu yüzden Farabi hayattayken “ikinci Öğretmen, ikinci Aristo” gibi lakaplarla Anılmıştır. Çünkü Farabi, birçok felsefeci gibi sadece yorumlarla sınırlı kalmayarak tezleri ve orijinal çalışmaları ile Platon’un devlet yönetimini bile bambaşka bir boyuta taşımıştır. İlk psikoloji eseri olarak Aristo’nun ruh konusunda eseri kabul edilmesine rağmen Farabi’nin “Ruhun Gücü, Akıl, Teklik vb. tezleri psikolojinin de temelini oluşturmuştur. İslam felsefesine ise akılcılığı getirerek İslam dini ve felsefe arasında sıkı bir bağ kurmuştur. 

950 yılında Şam’da hayatını kaybeden büyük Türk İslam düşünürü Farabi Babüs Sagir mezarlığına defnedilmiştir. Hayatı boyunca 117 eser kaleme alan Farabi’nin ne yazık ki 25 kadar eseri günümüze kadar gelebilmiştir. 
En meşhur eserleri:
Ta’lim-üs-Sani, İksa-ül-Ulum vet -Tarif bi Ağradiha 
Kitabu Füsus-il-Hikem
Kitabus-Siyaset-il-Medeniyye.
Böylesine büyük alimler yetiştiren İslam alemi, ne yazık ki, onlardan ve eserlerinden feyz alamadığı için bugün batı dünyasının marabası olmuştur. 
                        13 Aralık 2024 / Mehmet Özata