Camileri artık gidecek yerleri kalmamış, arkadaş edinecekleri ortamlar bitmiş yaşlı amcalara terk etmemek gerekir. Camileri canlı tutacak olan cemaatlerdir. Cami cemaati, camilerde çocukları, gençleri gördüğünde daha mutlu olur. Daha doğrusu olmalıdır. Bu nedenle camilerdeki faaliyetlerin de günün ihtiyaçlarına göre farklılaşması gerekir. Bu farklılaşma yapılırken konusunda Uzman (özellikle İHL mezunu olup, farklı görevleri ifa eden ve ta öğrencilik yıllarından kürsü yatkınlığı bulunanlar) olanlara bu alanda yer verilmeli. En basiti sigaranın zararlarını Vaiz Efendi’den dinlemekle, alanında Uzman bir hekimden dinlemek çok farklıdır. Daha konuşmaya başlamadan, dinleyiciler üzerinde etiketi sayesinde +1 fark atar. Yoksa diğer taraftan bunları ben internetten de okurum der geçer.
Bu bağlamda, o mekânlara yabancı olmayan ve geçmişte (1985) kendi çapında farklılıklar yapmaya gayret etmiş (kütüphane, voleybol sahası, çocukları sınıf düzeni okutma, akşam sohbetleri, ikram vs.) biri olarak camilere neler girmeli konu başlığı altında önemli gördüğüm bazı maddeleri paylaşmak istiyorum.
Deprem ve korunma tedbirleri girmeli. Cuma namazı öncesinde deprem anlatılmalı ve akabinde uygulamalı olarak tatbikat yapılmalı. Bir okulda seminer sonrası müdür beyin odasında otururken bir öğrenci geldi ve ‘’Amca, bize çok güzel anlatıyorsunuz ama bu anlattıklarınızı evde babamıza aktardığımızda bizleri dinlemiyorlar. Ne olur babalarımıza siz anlatın. Depremlerde, yangınlarda babalarımızı kaybetmek istemiyoruz’’ demişti.
Yangından korunma ve doğru müdahale girmeli. Yangından korunma malzemelerinin (YSC, yangın merdiveni vs.) gerekliliği hayatın içinden örneklerle anlatılmalı. Yangın söndürme cihazlarını doğru kullanımı tatbikatı yapılmalı.
Yıldırım düşmesi ve korunma girmeli. Dağda çobanlık yapan vatandaşın şehirde Cuma namazına geldiğini ve o günde camide yıldırım düşme tehlikesi anında cep telefonuyla konuşulmaması gerektiğinin anlatıldığını düşünelim. Bu uyarıyı çobanın dağda uyguladığını farz edelim. Bir cümleyle bir çobanın hayatını kurtarabilir miyiz? Kocaman evet!
İkaz –Alarm sistemi ve sığınakların önemi girmeli. Cemaatin belki % 90’nı ilk defa duyacaktır. Apartmanına gidince en azından sığınağa inip bir bakacaktır. Tabi sığınaklar bilinçsizlik nedeniyle amacından farklı bir şekilde değişime uğramadıysa.
Pratik ilk yardım girmeli. İşin uzmanı tarafından anlatılsa ne kadar faydalı olur.
Doğalgaz ve doğru kullanımı girmeli. Bilgisizlik nedeniyle onlarca insan hayatını kaybediyor. Geçmişte ben bu konuyu –mutfakta doğalgaz zehirlenmesi ve patlaması- bir camide anlattığımda cemaat çok memnun olmuştu. Bunun yanında ne acıdır ki, zamanın Valisine, Uzman camide doğalgaz reklamı(!) yapıyor diye şikâyet gidince, hiç araştırmadan cami konuşmasını bıraksın diye telefon gelmişti. Gönüllülük esasına göre yaptığım bu faaliyetin men edilmesi, çok zoruma gitmişti. Hâlbuki doğalgazın reklama ihtiyacı yok. Hatta insanlar, evine, işyerine erkenden alabilmek için araya birilerini koymaya çalışıyorlar.
LPG ve doğru kullanımı girmeli. Tutuşan piknik tüpünü balkondan atıyoruz. Sonra…
Zehirlenme ve korunma girmeli. Soba, doğalgaz, ilaç ve kimyasallar zehirlenmelerden korunma anlatılmalı.
Koruyucu güvenlik girmeli. Çocuklarımızın güvenliği ve evlerimizin güvenliği vs.
Trafik kurallarına uyma ve kavgasız iletişim girmeli. On araç park edilebilecek apartman önüne beş aracı doğru dürüst park edemiyoruz. Kimsenin kimseye saygısı kalmadı. Bir hiç uğruna trafikte onlarca kavga yapıyoruz. Cinayetler işleniyor.
Çevre temizliği, nezaket kuralları girmeli. Piknik alanlarını anlatmaya gerek yok.
Ev kazaları ve korunma girmeli. Başta çocuklarımız olmak üzere, onlarca vatandaşımız kazalara maruz kalıyor. Akabinde maddi manevi kayıplara uğruyor.
Sel, boğulma, heyelan girmeli. Yine ülkemizde eksik olmayan afetler arasındadır.
Uyuşturucuyla mücadele girmeli. Geleceğimizi ilgilendiren ilgilendiren bir felakettir.
Ormanlarımızın muhafazası girmeli. Bilinçsizce nice felaketlere sebep olunuyor.
Sağlıklı beslenme girmeli. A’dan Z’ye herkesi ilgilendiren konuların başında geliyor.
Bilinçli tüketici olmanın püf noktaları girmeli…
Bizler İHL ‘de okurken hocalarımız ‘’Çocuklar, camiler sosyal konuların, Müslümanların ortak dertlerinin anlatıldığı ve hatta karşılıklı fikir telakkisinde bulunulduğu alanlardır’’ derlerdi. Yukarıda ana başlıklar olarak vermeye çalıştığım konular gündeme gelince vaizlerimiz bir iki cümle ile de olsa işlemeye çalışıyorlar ama bu kesinlikle yeterli değildir. Ben kendi adıma bir sağlıklı beslenmeyi Vaiz Efendi’den değil, beyaz önlüklü Diyetisyen ’den, Hekim’den dinlersem daha çok etkilenir ve dediklerine riayet etmeye çalışırım. Yine gıda maddeleri alırken dikkat edilecek hususları bir Gıda Mühendisinden dinlersem daha çok etkilenirim. Uyarılarını dikkate almaya çalışırım. Bu tür örnekleri çoğaltabiliriz.
Bu önerilerimi eleştirenler, işgüzarlık olarak yorumlayanlar olacaktır. Ama hiç önemli değil. Ben kendi adıma bu tür noktalara kafa yoran, olası afetlerin afiyette atlatılması için en azından maaş aldığım mesleğimin zekâtını verebilmek adına öneriler sunmaya çalışan biriyim. Bunları yapmaya çalışırken de hiçbir beklenti içerisinde değilim. Çalıştığım kurum dışından da hangi kurumdan samimi bir davet alsam 7/24 emirlerine amadeyim. Çünkü bizim inancımıza göre ‘’Bir cankurtaran tüm insanlığı kurtarmış gibi olur’’ bundan daha büyük nimet olmaz.
İyi niyetle yapılan hiçbir önerinin zararı olmaz. Bu tür konularda konferanslar düzenlendiğinde öğrenciler olmazsa salonlar bomboş kalıyor. Velilerimizi okullara davet ettiğimizde merak edip gelen olmuyor. 300 kişilik salona 5-10 kişi geliyor. O halde bizlerin de alternatif arayışlar içerisine girmesi lazım. Bunun da en kolay yollarından biri yazılı görsel basın ve her hafta on binlerce vatandaşımıza kolay yoldan ulaşma imkânı sağlayacağımız camilerimizdir.
Diğer taraftan en azından merkezi camilerde demirbaş projeksiyon – perde sistemin olmasını ve zaman zaman yukarıdaki konular için – veya vaizlerimiz kullanabilir. Mesela abdest, namaz konusunu anlatırken 70 yaşındaki amcam görselden yanlışını, doğrusunu daha iyi anlayabilir- kullanılmasını öneriyorum. Kim bilir belki de olan yerler vardır da ben duymamışımdır.
TEŞEKKÜR: Bu arada 2019 yıllarında, Cuma namazı öncesi bazı camilerde ‘’Deprem ve Korunma’’ sunumu (vaazı) yapmama imkân veren il müftüsü Muharrem Biçer Hoca’mıza kalbi teşekkürler ediyorum.
*
TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nükteli nasihatin yer aldığı ‘’Mahirane Söylemler’’ kitabımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek (benden imzalı olarak 50 TL) temin edebilirsiniz.