İyi ki kalmadı babadan, kayınbabadan miras / Ya kalsaydı, birde onu pay edeceğim diye uğraş / Çünkü yaranılmaz bizde, ne Ali’ye ne de Veli’ye / Herkes yan çeker, şurası güzel, benim olsun diye / Ya olmazsa, basar bedduayı merhuma, merhumeye / Sende seyret kabirden, hey gidi dünya hey diye diye

İnsanın ettiğini kendi kendine / Hiç kimse edemez kendine / Muhtaç eylemesin Allah / Ahirde çok çok sevdiklerine / Olur ya değişirlerse / Üzer insanı ziyadesiyle

*
Doğmuş Fatih, giymiş taç / Ölmüş Fatih, Fatiha’ya muhtaç (Ruhu şâd ola)

*
Yağmur yağar olur yaş / Gözler dolar olur yaş / Biri yeşertir bir çökertir / Lakin ikisi de yavaş yavaş

*
Yorma kendini azizim, arama bahane / Ben çay severim sen de belki kahve / Lakin yoktur, hiç birinin ehemmiyeti / Bir masa etrafında oturabilmektir mesele

*
Nice el-ler gördüm tutmadı elimden / Nice eller gördüm, destek oldu gönülden / Şimdi de nazarımda; / Eller el olurken, el-ler el oldu

*
Yetkili iken gösterilmezse ilgi / Yetkisiz olunca işe hiç yaramaz / Dolsa taşsa sevgi

*
Yetkili iken olursan diken / Yetkisiz olunca mutlak çeken

*
Kelimeler var üzer / Kelimeler var güzel / Güzeli bulup sunmak / Mutlu olup mutlu kılmak

*
Yük hafif, kelimeler ağır / Anlatamazsın kendini / İstediğin kadar bağır / İstersen yan cayır cayır

*
Son bir kez uğradı evine / Giremedi içeriye, kaldı avluda / Dedi, komşular ben gidiyorum yerime / Hakkınızı helal ediniz lehime / Yalan dünyada eğer sizi kırdım ise

*
Bak, bugün Perşembe, yarın Cuma / Günler, aylar, yıllar bir bir geçiyor / Hiç sıra gözetmiyor mübarek Azrail, / Aradan istediğini hemencik seçiyor

*
Gençlikte eş dost akrabaya yok ihtiyaç / Lakin yaşlılıkta her fani selama muhtaç

*
Hikmetinden hiç sual olmaz Allah’ım / Neyi arzu etsem ona çok muhtacım / ‘’Fesabruncemil’’ buyuruyorsun ya Kur’an’da / Lakin, sabır da çok zor biz aciz kullara / Sen yardım et Allah’ım, iki cihanda / Nedametin fayda vermediği o zor anda

*
Kalan ömür, belki bir gün belki bin gün / Eksiliyor yalnız, birer birer her geçen gün / Yine de gaflete düşüyor da biz insan / Günah yığını içinde yüzüyor her gün

*
Gençlikte bal akmamışsa dilden / Yaşlılıkta zehir sıçrar her yerden
 

YORUMSUZ

Siyaset yüzünden bizim köyde (65 yaş üstü) iki vatandaş küser. Bir cenazede denk gelirler. Birbirlerini görünce suratlar bir karış olmuştur. Biri diğerine;

- Lan Hasan!
-Ne vaaa!
-Tayyip Erdoğan burda mı?
-Yoo!
-Peki, Kılıçdaroğlu burda mı?
-Yoo!
-Ya Milletvekilleri burda mı?
-Ne arasın lan burda
-Biz niye küstük o zaman, aynı köylü, komşu olarak bak yine biz bize burdayız. Hadi barışalım şimdi.
-Tamam lan,  barışalım. Hakkını helal et…

(Siyaset -seçim- en yakınlarımıza, komşularımıza küsmek için değil demokrasinin temini ve hizmet içindir. Ya salından ya da saldan tutacak kadar (kırmızıçizgilerimize dikkat ederek) dostluklar - akrabalıklar daima baki kalmalıdır. O halde buyurun, bu süreçte sehven kırdığımız gönüller varsa tamir etmeye. Çünkü hepimiz Türkiye gemisinin yolcularıyız. )

*
TAVSİYE: 50 yılın birikimi olan, muhtevasında 660 adet farklı nükteli nasihatin yer aldığı Mahirane Söylemler ve –hikâyeden şiire sızan- Susamak kitaplarımı mutlaka okumanızı ve evlatlarınıza okutmanızı samimi olarak tavsiye ediyorum. Yukarıdaki telefondan iletişime geçerek, benden imzalı olarak (tanesi 50 TL) veya Osmancık’ta Topçuoğlu Mağazası’ndan temin edebilirsiniz.

BAŞSAĞLIĞI: Önceki gün hakkın rahmetine kavuşan Osmancık – Seki köyünden kıymetli Endam Odabaşı Ninemize Allah’tan rahmet, sevenlerine sabrı cemil dilerim. Mekânı cennet olsun. Her gördüğünde ‘’ninesiniiin’’ diye sarılınca gözlerinden iki damla yaş süzülürdü…