Arkadaşlığın terfi etmiş durumuna dostluk denir. Arkadaş, her an her yerde bulunur. Bazen günlük olur bazen aylık bazen yıllık olur. Ve ekseriya –tayinle, mahalle ayrılığında, emeklilikle, makamdan alınmakla bile- sonra da kaybolur gider. Ama dostluk böyle değildir. Bir müddet göremese, haber alamasa merak eder. Sorar soruşturur. Başına bir sıkıntı gelmiş ise kendi çapında koşturur. Mutluluğunda mutlu olur. Hüzünlü anında gözyaşına ortak olur. Velhasıl bir bedenin uzuvları gibi birbirlerinden haberdar olurlar. Hatta bu durum -ölüm halinde- miras gibi babadan anadan evlatlara geçer. Onlarda vefalı ise babanın dostlarını, annelerinin ahretliklerini unutmazlar. Onları gördüklerinde annelerini, babalarını görmüş gibi olurlar. Kalabalık ortamda ‘’rahmetli annen, baban şöyle iyiydi böyle iyiydi, cömertti…’’ gibi övgülere mazhar olduklarında dünyalar onların olur.
Maalesef günümüzün meşakkatli ortamında gerçek dostluklar da bir bir tükenmeye başladı. Evladımıza ‘’Evladım, annenin ahretliği kim, babanın dostları kim?’’ diye soracak olursak inanın hiç cevap alamama ihtimali çok yüksek. Çünkü çocuklarımızın dertleri, uğraşları arasında böyle durumlar maalesef yok… Ama olmalı…
Kıymetli Okurlar;
Makale, şiir yazmak kolay değildir. Gönülden düşen ile kalemden düşen çok farklıdır. Birinde samimiyet, doğallık, yaşanmışlık, gözyaşı vardır. Diğerinde ise yapmacıklık vardır. Sağlığına dikkat eden pazarda alışveriş yaparken elmanın bile çok iri pütürsüz olanını değil, diğerini –hormonlu değildir diye- seçer. 7 ve 8 kitapları yayın hayatına hazırlamaya çalıştığım şu günlerde satırlara dökülen -yarım asırlık yaşanmışların ürünü- dörtlükleri sizlere arz ediyorum. Umarım beğenerek okursunuz. Yazılarım, şiirlerim günümüzle ilgili değil geçmişimiz ile ilgilidir. Her cümle bir temele dayanır…
Ya sözden ya da gözden
Çektiğim hep bu yüzden
Zarar gelmez size bizden
Gel dost olalım gönül
Rüzgâr eser her yerden
Küsmek için çok neden
Üzdümse, özür senden
Gel dost olalım gönül
Adı üstünde yalan dünya
Her canlıyı alan dünya
İz bırakmak için yarına
Gel dost olalım gönül
Gönlünde bulunmaz kin
Yeşeriyor ektiğin sevgin
Dün gördüm, köydeydin
Gel dost olalım gönül
Hasretinle yandı bu gönül
Hayali gerçek sandı gönül
Bırak kargayı ol bülbül
Gel dost olalım gönül
Sürçi lisan eyledim biliyorum
Uslanmış dediğini duyuyorum
Takatim kalmadı gidiyorum
Gel dost olalım gönül
Yıkan yıksın, döken döksün
Yaptığını on kere söksün
Şu âlemde sen teksin
Gel dost olalım gönül
Bırak artık inadı, kini, nazı
Alma eline bir daha eski sazı
Yazsam da hicivli bol yazı
Gel dost olalım gönül
Kapılınca dünyanın hırsına
Git bak kabristan kapısına
Amele ile patron yan yana
Gel dost olalım gönül
Sen vxkil isen ben de asıl
İstediğin kadar kasıl kasıl
Hepsi bir ömürlük fasıl
Gel dost olalım gönül
Kızmadın demi sözüme
Yalan ise söyle yüzüme
Herkes söyleyemez size
Gel dost olalım gönül
Bırak yapmacık selamı
Terk eyle artık haramı
Şimdi birlik zamanı
Gel dost olalım gönül
Mahir der, ver artık elini
Hayra çevir daim dilini
Görüyorsun ya halimi
Gel dost olalım gönül
Sen amirsin ben ise memur
Diyorsun ki benden uzak dur
Başka çözüm yolu yok mudur?
Gel dost olalım gönül
Ne yukarı eğilirim
Ne de aşağı eğerim
Adil olsun da değerim
Gel dost olalım gönül
Dünyadan niceleri gelip geçti
Kim bilir ne ahkâmlar kesti
Akıbet onlarda bir hiçti
Gel dost olalım gönül
Dalkavukluk almış başını
Kimse hesap etmez yaşını
Görünce çatma o çirkin kaşını
Gel dost olalım gönül
İhtiyaçta on kere sıkarsın elimi
Sonra arz edemem sana halimi
Sahi kimdir, bu işlerin galibi?
Gel dost olalım gönül
Biliyorum işlerin tıkırında
Afaki konuşursun sıkılınca
Benim cevabım yazı ile anca
Gel dost olalım gönül
Alevi’si, Kürdü, Türkü kardeş
Araya fitne sokanlar kalleş
Sen de hain planları deş
Gel dost olalım gönül
Her şeye kolayca ulaşır olduk
Dururken bile dalaşır olduk
Biz böyle değildik, ne olduk?
Gel dost olalım gönül
Doldurduk gençleri kafelere
Hayatımızı bağladık selfilere
Mutluğumuz kaldı beğenilere
Gel dost olalım gönül
Her şeyimiz var, bir şey yok
Stresteyim dostum diyen çok
Bu gidişatta hiç hayır yok
Gel dost olalım gönül
Günümüzde, ne hikmetse
Nasihat istemiyor kimse
Evladın bakmaz yüzüne, küsse
Gel dost olalım gönül
Komşu komşudan bi haber
Ölün olsa, inan yalnız gider
Böyle değildik eskiden bizler
Gel dost olalım gönül
Anne girmiş tam tesettüre
Evladın üstünde ince file
Uyarsa da sözü nafile
Gel dost olalım gönül
Ticarette bitti bitiyor güven
Kazıklanınca çoğaldı söven
Cennetliktir haramı helali bilen
Gel dost olalım gönül
Etkili yetkili olmuş ise
Birde sonradan görmüş ise
Yanına yanaşamaz kimse
Gel dost olalım gönül
Türlü türlü dertler var
Çekmeyen nasıl anlar
Benden öğüt bu kadar
Gel dost olalım gönül
Kişisel değildir, asla sözlerim
Kin beslemem herkesi severim
Bir güzellik görsem de överim
Gel dost olalım gönül
Sorarsan beni Sekülü Mahir
Gizlisi yok bütün işleri zahir
Amacı olmaktır daim tahir
Gel dost olalım gönül
Sonu gelmez bu şiirlerin
Yazdıkça uzar kelimelerim
Anlayacaklar, anlar diyelim
Gel dost olalım gönül
(Mahir Odabaşı)