Peki! Metan kömür ocağı içerisinde nasıl yayılır?
Metan yeraltı maden işletmelerinde 2 şekilde maden havasına yayılır:
1-Kömürü kazarak çıkarırken ocak içerisine metan yayılması;
Kömürü ocaktan çıkarmak için el ile veya makineler ile kazarken kömürün bünyesindeki gözle görülemeyen gözenekler içerisinde var olan metan gazı doğal olarak ocak içersine yayılır.
Bazen, küçük çatlakları içersinde biriken metan daha fazla ocak içersine yayılır. Bu durumu kontrol etmek için, kömür ocağına havalandırma sistemleri ile yeterli miktarda hava basarak ve havanın çıkış tarafında ise havayı emerek dışarı atılarak metanın %4’ün üzerine çıkması engellenir ve metan miktarı kontrol edilir. Tabii ki kurulmuş olan havalandırma sisteminin de belirli dönemlerde bakımı ve çalışan sayına uygun bir kapasite debisinin kontrolü de gerekir.
Ayrıca, yasalarımızda kömür ocağı içerisinde %2 metan oranına çıktığında çalışanlar ocaktan çıkartılmak zorundadır. %1.5’un üzerine çıktığında otomatik olarak elektrikli aletlerin sigortalarının kapatılması zorunludur. %1’ün üzerinde ise patlayıcı kullanarak yapılan kömür üretiminde metan oranı %1’in altına inene kadar patlatma yapılamaz. Dolayısıyla, iyi bir havalandırma sistemi ve metan oranı takibi ile ocakta grizuyu kontrol etmek mümkündür.
2-Kömür damarının kırık ve ezik bölgelerinde birikmiş olan metanın ani metan çıkışı veya püskürmesi (degaj) ile ortama yayılır.
Yüksek metan oluşumunu yaratan ocaklarda bu durum çok sık görülür. Degaj tehlikesi olan kömür ocaklarında uzun ayak (kömür üretilen bölgenin adı) içerisinde metan oranı aniden %4’ün üzerine çıkabilir ve bu esnada bir patlatma işlemi, bir elektrik arkı veya bir metalin metale veya taşa sürtünmesi sonucu oluşacak kıvılcım gibi herhangi bir ateş kaynağı ile grizu patlaması gerçekleşebilir.
Gelişmiş ülkelerde degaj tehlikesi olan kömür ocaklarında; yeryüzünden ocak içerisine yapılacak deşarj (dışarı almak veya atmak) sondajlar ile kömür üretim öncesi dışarı atılması sağlanır. Ayrıca, üretimi bitmiş göçüklerde birikmiş olan metan gazı ile üretim esnasında kömür içerinse birikmiş olan metan gazı degaj sondajları ile pompalar vasıtasıyla çıkarılarak enerji santrallerinde kullanılmak üzere değerlendirilir.
Ülkemizde ise; deşarj sondajlarının yatırım maliyetinin yüksek olduğu gerekçesi ile tercih edilmemektedir. Genellikle ya hiç bir şey yapılmamakta ya da ocak içersinde 8-12 m uzunluğunda degaj sondajları ile metanın ocağın içerisine yavaş yavaş yayılmasına izin verilerek havalandırma sistemi ile metanın kontrollü bir şekilde dışarı atılmaya çalışılır. Çoğu zaman da, aynı Bartın-Amasra’da olduğu gibi ani yükselen metan oranı havalandırma ile kısa süre içerisinde yeteri kadar dışarıya atılamayınca bir ateş kaynağı ile buluşunca da facia kaçınılmaz olmaktadır.
Daha Büyük Tehlike Kömür Tozu Patlaması!
Kömür ocaklarında grizu patlaması sonrasında esas tehlike ardışık kömür tozu patlamalarıdır. Nitekim 14.11.2022 tarihinde Amasra-Bartın’da meydana gelen grizu patlamasında birden fazla patlamadan bahsedilmiştir. Dolayısıyla, grizu patlaması sonucu oluşan hava şoku ile ocak içerisinde bulunan kömür tozları havaya kalkmakta ve havada bir toz bulutu halinde iken bir ateş kaynağı ile buluştuğunda grizudan daha şiddetli patlama meydana gelir. Bartın’da da oldukça fazla sayıda can kaybı olması (42) buna işaret etmektedir.
Kömür tozları patladığı gibi tüm organik maddelerin hepsi (Un, talaş tozu v.b.) havada (sis gibi) belirli bir konsantrasyona ulaştığında bir ateş kaynağı ile patlar. Birincil patlama (grizu) sonrası sarsıntı ile tabanda birikmiş olan tozlar havaya kalkar ve birincil patlama sonrasında ortamda var olan ateş kaynağı ile toz patlaması ilkinden daha şiddetli olarak gerçekleşir.
Kömür tozu patlamaları da grizu gibi kontrol edilebilir. Bunun için kömür tozlarının havaya kalkmaması için ya kazı yapan makinelerin su ile ıslatılarak ya da diğer kısımlara su püskürtme sistemleri ile toz havaya kalkmadan tabanda ıslatılmış olarak tutulabilir.
Bir diğer yöntem de ocaktaki kömür tozlarının üzerilerine kireçtaşı tozu dökerek patlama etkisi durdurulur veya azaltılabilir. Ya da, galeri tahkimatların üzerilerine su torbaları veya kireç tozu sistemleri kullanarak patlama esnasında kömür havaya kalkmadan üzerine kireç tozu ve su dağılması sağlanır.
Her kömür ocağında teknik anlamda hem grizu hem de kömür tozu patlamalarının önüne geçebilecek çözüm yöntemleri vardır. Türkiye’de Maden Mühendisliği eğitimi almış mühendislerin hepsi grizu ve kömür tozu patlamalarına nasıl önlenebileceği bilinir. Önemli olanın, Dünya’da bilinen ve uygulanan tekniklerin ülkemizde de uygulanıp uygulanmadığıdır. Ayrıca, iş yeri sahipleri tarafından çalışanlarına işin ciddiye alınması gerektiği ve sürekli şartların kontrol edilmesi anlayışının verilmesine bağlıdır.
Yeraltı kömür madenciliği en tehlikeli iş kolu olduğu Dünya’ca bilenen bir gerçektir. Ayrıca, tüm iş kollarında olduğu gibi ustalığın ve tecrübenin kazaların ortaya çıkmasını engelleyen önemli bir unsur olduğu bilinir. Dolayısıyla, kömür madenlerinde aynı vardiyada ve hazırlık çalışmalarında çalışanların çoğunun tecrübeli işçilerden tercih edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, tüm iş kollarında olduğu gibi çalışan sayısının az olduğu durumlarda da İş Sağlığı ve Güvenliğine olumsuz etki yaratacağı da bilinir. İş yükünün fazla olduğu iş yerlerindeki çalışanların aşırı yorgunluk ve dikkat dağılması sonucu kaza risklerini artıracağı da her kez tarafından bilinmektedir.
Bugün en tehlikeli iş kollarından birisi kullanılan silah ve ekipmanlar açısından askerliktir. Askerlik, hem geniş bir yaş aralığında (18-65 arasındaki yaşlarda olan kişiler) olan kişilerin bir arada olması hem de geniş bir eğitim düzeyi yelpazesine sahip (okuma-yazma bilmeyen bir vatandaştan Üniversitede bir öğretim üyesine kadar) toplulukta gerçekleşmesine rağmen tüm Dünya’da en az iş kazasının olduğu iş koludur. Bu başarı, sürekli risk analizleri yapmak, yapılanları denetlemek ve tatbikatlar yapmaktan geçer.
Dünya’da gelişmiş ülkelerin çoğunda grizu patlaması sorunu çözülmüştür. Son kırk yıldır, ABD, Kanada, İngiltere ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerde grizu patlaması yaşanmamaktadır. Türkiye’de ise maalesef 40 yılda grizu patlaması sebebiyle 679 can kaybı gerçekleşmiştir.
Günümüzdeki madencilik sektöründeki teknolojik gelişmeler sayesinde güvenli bir madencilik yapmak mümkündür. Gelişmiş ülkelerde iş kazaları Madencilik sektöründen daha çok diğer sektörlerde olmaktadır. Bu konuda ülkemizde madencilik alanında yetkin bilim insanlarına ve Maden mühendislerine sahibiz. Bu tür sorunların ve faciaların son bulabilmesi için çözüm odaklı projelere başta devletin ve tüm kömür üreten şirketlerin destek vermesi şarttır.
Son söz olarak, bilimsel önlemler alındıktan sonra tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi grizu ve kömür tozu patlamaları KADER değildir! Olsa olsa en hafif tabiri ile ihmalkârlıktır.