Merkezde bir okul müdürüsünüz. Okul Aile Birliği’nin maddi imkanları diğer okullara göre daha iyi. Ama siz sivil savunma hizmetlerine biraz ilgisizsiniz, bu konuda yapılması istenilen hususlara önem vermiyor boş ver, bir şey olmaz diyerek  fazla ciddiye almıyorsunuz, yapmadığınız halde kağıt üzerinde yapıldı gösteriyorsunuz. Öğrenci sayınız kalabalık  olduğu için ikili eğitim yapıyorsunuz.

         Soğuk bir kış günü akşam son ders zilin çalacağı sıralarda çıkış kapısına yakın noktada bulunan bilgisayar sınıfında bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı ve birden yayılmaya başlayarak çıkışı kapadı. Tek bir çıkış kapınız var, birinci kattaki camlar da demirli. Yangın merdiveni var, ama güvenlik gerekçesiyle kapısı kilitli, anahtarın yerini sadece hizmetli personel biliyor. Aksilik o da bugün sevkli olduğu için okulda yok, telefonu cevap vermiyor. Yangını ilk nöbetçi öğrenci gördü ve koşarak size haber verdi. Bu arada normal çıkış zili çalmak üzere aniden çalarsa daha büyük panik olacak. İdarede sadece siz varsınız, yardımcınız Milli Eğitim’e gitmişti. Nöbetçi öğrenciye hemen itfaiyeyi aramasını söyleyip; sizde bağırarak alarma basmaya ve yangın söndürme tüpüyle ilk müdahaleyi yapmaya koştunuz. Önce alarm cihazının  yerini bulamadınız, yandaki sınıf öğretmeni sesinizi duyup imdadınıza yetişti, dolabın arkasında olduğunu söyledi. Siz dolabı çekip alarma basmaya çalışırken, o da yangın söndürme cihazını almak için koştu. Alarma bastınız çalışmadı. Öğrencilerin rast gele çıkmasını önlemek için yanınıza gelen başka bir öğretmene üst katlarda ‘’Yangın var! Yangın var!’’ diye bağırmasını söylediniz. Bu arada nöbetçi öğrenci 110 itfaiyenin  hep meşgul çaldığını ve  ulaşamadığını söyledi. Sizde itfaiye meşgul çalmaz deyip, öğrenciye kızarak telefona  koştunuz; üç-beş dakika sonra ulaşarak yangını haber verdiniz. Bu arada tüm okul yangından haberdar oldu, bağrışmalar  duyulmaya başladı.

        Dersi boş olan öğrenciler koridora çıkmış, diğer öğrencilerden bir kısmı da panikle,  camlardan ‘’Yanacağız, Yanacağız!’’ diye bağırmaya başlamıştı. Öğretmenler öğrencileri teselli etmekte zorlanıyorlardı. Aynı zamanda elektrikler de kesildi, binada doğalgaz olması panik ortamını daha da artırdı. Bu arada tüm yangın söndürme cihazları getirildi ama içinden sadece bir tanesi çalıştı, o da kullanan öğretmenin tecrübesizliğinden boşa gitti. Aynı zamanda dahili yangın hortumları açıldı ama vanası takılı olmadığı için, epey uğraşıldı, tamam kullanıma hazır derken aksilik bu seferde hortuma su gelmedi. Yangını duyup koşarak okula gelen müdür yardımcısı su tesisatının yangın vanasına bağlı olmadığını söyleyerek,’’Boşa uğraşmayın.’’ dedi. Bu arada yangını duyan öğrenci velileri, koşarak okulun bahçesine geliyor, korkuyla çocuklarının durumunu merak ediyorlar; fakat kimseden doğru dürüst net bilgi alamıyorlardı. Basın da olayı haber almış, görüntülemeye çalışıyordu. Çocukların bağırtısını duyan bazı anne babalar, okulun içerisine girmeye çalışıyor, güvenlik nedeniyle  içeriye almayan personelle tartışıyorlardı. Okulda yangın önlemlerinin gereği gibi alınmadığını, bu noktada öğrencilere düzenli tatbikat yaptırılmadığını düşünen bazı veliler, röportaj yapan basına okul idaresini sert bir dille eleştiriyor, sorumlular hakkında gereğinin yapılmasını istiyorlardı. Okullardaki yangın malzemelerinden ümit kesildiği anda; neyse ki itfaiyenin acı siren sesi duyulmaya başlandı. Aksilik bu ya, bu seferde okulun etrafına rast gele araç park eden velilerin araçlarından dolayı itfaiye içeriye girmekte zorlanıyor; okul bahçesinde tam anlamıyla bir kaos yaşanıyor, hava da iyice kararmaya başlamış, kimse kimseyi dinlemiyor, herkes çocuğunu merak ediyor! Polisin uyarı anonsuyla itfaiyeye yol açıldı, itfaiye yangına müdahale etmeye başladı, aynı zamanda okula gelen sivil savunma arama kurtarma ekibi yangın merdiveninin kapısını dışardan kırarak öğrencilerinden tahliye etmeye başladı. Bu arada birinci sınıf öğrencilerden bazılarının tahliye esnasında ezilerek yaralandığı haberi bahçede duyuldu, bu haber öğrenci velilerinden bir kısmının tahliye kapısına koşmasına sebep olduysa da, bu haberin gerçek olmadığı, içerdeki tüm öğrencilerin tahliye edildiği polis anonsuyla hemen velilere duyuruldu. Okulda elektrik kesildiği ancak alternatif aydınlatma olmadığı  için, veliler çocuklarını arabaların farlarıyla ya da cep telefonunun ışığıyla bulmaya çalışıyorlardı. İki öğrenci annesi ağlayarak polise yaklaştı ve çocuklarını bulamadıklarını söyleyerek yardım istediler. Polisin kısa süren araştırması sonrasında, annelerini bulamadıkları için ağlayan çocukları, aynı sınıftan başka bir öğrencinin annesinin evine götürdüğü anlaşıldı ve herkes rahat bir nefes aldı. 

          Havanın ağarmasıyla yangının ağır faturası da ortaya çıkmaya başladı. Sınıftaki tüm bilgisayarların, yönetim bölümündeki  malzemelerin, arşiv  odasındaki bütün   evrakların yandığı ve okulda bir ay eğitim öğretim verilemeyeceği  tutanaklara yansıdı. (Bu arada tutanağı tanzim eden yetkililer, "Meydana gelen zararın yeniden telafisi için harcanacak paranın % 1 ‘i yangın önlemi olarak daha önceden harcanabilseydi bu manzara yaşanmazdı!"  diye kendi aralarında mırıldanıyorlardı)

        Bakanlığın yangın önleme ve söndürme yönergesi gereğince yöneticiler hakkında görevi ihmal ve suiistimalden  soruşturma açıldı. Soruşturma neticesinde okulda gerekli önlemleri zamanında almadığı ve imkan dışında olanları ilgili yerlere yazmadığı için, okul müdürü ve sivil savunmadan sorumlu müdür yardımcısı kusurlu bulunup; idari görevden alınarak başka bir okula öğretmen olarak görevlendirildi.

         Yeni atanan okul müdürünü merak ediyorsanız;   önceliği Sivil Savunma Uzmanlığıyla  daima irtibat halinde olarak, sivil savunma tedbirlerini düzenli olarak almaya çalışmak, tatbikatları bizzat kendi koordine ederek yapmak, böyle bir durumda velilerin nasıl hareket etmesi gerektiği hususlarında velileri bilgilendirmek ve imkansızlık nedeniyle yapamadıklarını vakit geçirmeden ilgili yerlere yazmak oldu.

           (Not : Bu  yangınlara hazırlık için hazırlanmış olumsuz bir senaryodur)