Düzensiz Kaçak Göçmenleri:
Makalelerimiz, gazete yazılarımız, konferanslarımız, ocak başı sohbetlerimiz ve sosyal medya hesaplarımızda ayrıntılarıyla ele almış okuyucu, dinleyici, takipçi, hemşeri ve arkadaş guruplarıma anlatmıştım.
Olaya Tarih Penceresinden Bakmış:
Osmanoğulları Beyliğinin hakimiyet savaşında uyguladığı savaş stratejilerini anlatmış, Orta Anadolu’dan götürdüğü Abdal Musa öncülüğünde bulunan Bektaş-i Tarikatı ve Mevlevi Tarikatı üyeleri ile Batı Anadolu Beylikleri Karaisaoğlu (Karesi), Hamitoğulları, Germiyanoğulları, Saruhanoğulları, Menteşoğulları, Tekeoğulları Beyliklerinin (devlet) hakimiyetlerine nasıl son verdiğini belirtmiştim.
Söz konusu beyliklerin (devlet) siyasi hakimiyetlerine son verip, sıra Orta Anadolu beylikleri, diğer bir anlatımla Bektaş-i, Mevlevi yurtları yani Eretna, Kadı Burharnettin, Karamanoğlu Beyliği topraklarına gelince Bektaş-ilerin bu ittifaktan çekildiğini ve muhalif grupta yer aldığını, Osmanoğullarının da savaşçı boşluğunu Eretnalılar için Amasya, Dersim, Erzincan yöresinden topladığı kendi yanlısı binlerce çadır Şadili (Koçgiri) Aşiret teşekkülü ile, Karamanoğulları Beyliği (devlet) ni yok etmek amacıyla savaşçı boşluğun Bayburt, Artvin, İran yöresinden getirdiği At Çekenler (Esp Keşan) Aşiret teşekkülü ile giderdiği ve bu savaşçı güçlerle söz konusu beylik (devlet) lerin siyasi hakimiyetlerine son verip kendi siyasi hakimiyetine aldığını söylemiştim.
Sıra, Güney ve Doğu Anadolu Beylikleri Safevi Beyliği (devlet), Dulkadiroğlu Beyliği, Ramazanoğulları Beyliği, Memluklu Beyliğine gelince, savaşçı ihtiyacını Beyazit (Bay Yezit) (Ağrı) merkezli Beyazitoğulları Hanlığından karşıladığını, kimi tarihçiye göre mevlevi, kimine göre nakş-i, kimine göre de Adeviye Tarikatı Şeyhi olan İdris-i Bitlis-i adlı şeyh komutasında bulunan 20 000 kişilik Beyazitoğulları güçlerini Anadolu içlerine getirdiği Maraş yöresine konuşlandırarak bu güçle söz konusu beylik (devlet)lerin siyasi hakimiyetlerine son verdiğini ve devletlerinin siyasi hakimiyeti sonlandırılmış bölge Yörük/Türkmenlerinin çıkardıkları isyanları da bu güçlerle bastırdığını yazmıştım.
Türk Türk’le, nasıl böylesi kanlı savaşa girer hocam diye sorulan meraklı sorulara karşı da, tarikatlarda şeyhlerin emirlerini sorgulamanın olmayacağını ve bu nedenle Osmanoğullarının ittifakını tarikat şeyhleriyle yaptığını ve bu nedenle Beylikler dönemi hakimiyet savaşlarında hep kazandığını söylemiştim.
Bu örneklerle adeta ülkemizi istila etmiş milyonlarca Suriyeli, Kuzey Iraklı, Afganlı, Somalili, Faslı vatandaşı kim gönderiyor, biz niye ülkeye alıyoruz diye serzenişlerimi belirtmiş, bu işin devletin birliği, milletinin bölünmez bütünlüğü ve Cumhuriyet değerlerimizin korunup, kollanmasına ilişkin büyük bir tehdit oluşturduğu görüşünü aktarmıştım.
Ermeni diasporası ve Büyük İsrail (BOP) diasporasının bu düzensiz göçmenlerin ülkeye gelmesi yada getirilmesinde etkisinin olacağı kaygımı bildirmiş ve milyonlarca savaşa hazır nüfustan oluşan bu sığınmacıları Işid, El Kaide, Taliban gibi dış, PKK, Feto gibi iç terör örgütleri ve Türkiye Cumhuriyeti rejimine karşı kötü niyet besleyen partilerin kullanabileceği konusunu irdelemiştim.
Geçmiş yıllarda Ankara/Altındağ İlçesinde yoğun bir nüfusu bulunan Çorumlu dernek başkanları ve kanaat önderleri ile büyük bir salon toplantısı yapmıştım. Platform Başkanı olarak toplantıda yaptığım konuşmada, bu ilçemizin Suriyeliler İlçesi gibi olduğunu ve bu nedenle hemşerilerimizin bundan büyük kaygı duyduklarını, çocuklarını okullara, parklara gönderemediklerini, ailelerin gece 24’ten sonra sokağa çıkmadıklarını ve bu sorunu gidermek için demokratik haklarını kullanıp, mahalli idareler seçimlerinde sandıkta sorumlu idareye gerekli cevaplarını vermelerini istemiştim.
Sakalım yok, sözümde tutulmadı:
Yine ilçede aynı zihniyet iş başına getirildi. Sonuç olarak, kamuoyunda çok konuşulup, büyük üzüntüyle karşılanan Battalgazi Mahallesi Parkında bir gurup Suriyelilerin bıçaklı saldırısı ile öldürülen ve yaralanan gençlerimiz, ilçe sakinlerinde şaşkınlık ve kızgınlık halleri oluştu.
Bu saldırı ile hayatını kaybeden gencimize Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diler, olayın kızgınlığını üzerlerinde taşıyan hemşeri guruplarıma, sakin olmalarını ve tepkilerini demokratik yollarla önlerine gelecek sandıkta göstermelerini, bu belayı millete musallat eden siyasi iktidara sandıkta gerekli ceza ve cevaplarını vermelerini diliyorum.