4 Kasım 2020 tarihinde yürürlüğe giren “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun” hobi bahçeleriyle birlikte, toplum sağlığı ve doğal kaynakların korunmasına yönelik çok önemli konuları kapsıyor.
Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Hakkında Kanun
Okumakta olduğunuz yazı dizimizin ilk bölümüne şöyle başlamıştık: “Hobi bahçeleri üzerinde yapılan tartışmaların çok yönlü ele alınarak toplum yararı ve tarım topraklarının korunmasına yönelik bir senteze ihtiyaç bulunuyor.” Bu ifadeyi tekrar ederek 4 Kasım 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun” üzerinde duralım.
Bilindiği gibi 7255 sayılı söze konu kanun TBMM’nde 28 Kasım 2020 tarihinde kabul edilmişti ve şimdi yürürlükte bulunuyor. Kanun başlıktan da anlaşılacağı gibi sadece hobi bahçelerini içermiyor, toplum sağlığı ve doğal kaynakların korunmasına yönelik güncel ve çok önemli konuları kapsıyor.
Değişmez ilke: Tarım toprakları amacı dışında kullanılamaz!
4 Kasım 2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun”a hemen geçmezden önce mevcut mevzuatın, kanunların önemli içeriğe sahip olduğunu ve tarım topraklarının amaç dışı kullanımına izin vermediğini bir kez daha vurgulayalım.
Bununla birlikte doğal olarak değişen şartlar v gelişmeler kanunların da tekrar düzenlenmesini gerekli kılıyor. Hobi bahçeleri konusunda da böyle olmuştur. Dolayısıyla yeni şartlar yeni düzenlemeleri gerektirmiştir.
Bu kapsamda “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun” üzerinde durarak uygulamaya olan etkileri konusunu tartışmak uygun olacaktır.
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda Değişiklikler
7255 sayılı Kanun’un getirdiklerine bakıldığında; ilk olarak Kanun’un 17. Maddesi’nde; 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8/A maddesinin birinci fıkrasının beşinci cümlesi olan “Yeter gelirli tarımsal arazilerin ekonomik bütünlüğe sahip olmayan kısımları Bakanlığın izni ile satılabilir.” ifadesi ve dolayısıyla 2005 yılında ilgi kanunun yayınladığı düzenlemeler öncesinde yer alan “Miras yolu ile intikallerde yeter büyüklükteki parseller oluşturulamıyorsa ifraz yapılmaz; ortak kullanım, kiralama veya satış yoluna gidilir.” ifadesinin yürürlükten kaldırıldığı görülmektedir.
Bununla birlikte Madde 18’de; 5403 sayılı Kanunun 8/B maddesinin başlığında yer alan “yeter gelirli” ibaresi madde başlığından ve birinci fıkrada yer alan “tarımsal arazi ve yeter gelirli” ibaresi madde metninden çıkarılmış ve “Tarım arazilerinde; ifraz, hisselendirme, pay temliki, elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi, elbirliği mülkiyetinin devri, paylı mülkiyet olarak intikal, taksim ve vasıf değişikliği işlemleri Bakanlığın izni ile yapılır.” fıkrası eklenmiştir.
Yine Madde 21’de; 5403 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir. “İmar planlarında tarımsal niteliği korunacak alan olarak ayrılan yerler ile kamu yararı kararı alınarak tarım dışı amaçla kullanım izni verilen yerler, yeniden izin alınmaksızın bu amaç dışında kullanılamaz ve planlanamaz. Ancak yerleşim alanlarının gelişim alanı ihtiyaçlarını karşılamak için izin verilerek planlanmış alanlarda yeniden izin şartı aranmaz.”
Buna göre 2005 yılında çıkarılan ve aşağıda verilen kanunun 13. Maddesi’nde eklenen ifade ile “İmar planlarında tarımsal niteliği korunacak alanlar ve kamu yararı kararı olan alanların amaç dışında kullanılamayacağı ve planlamayacağı” hükmü getirilmiştir.
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu - 8
Bu bölümde tarım arazilerinin amaç dışı kullanımını önlemeye yönelik çok önemli yaptırımlar içermekte olan ve 2005 yılında çıkarılan “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” üzerinde durmak uygun olacaktır. Hemen belirtmek gerekir ki; söz konusu kanun tarım arazilerinin ve tarım topraklarının amacı dışında kullanılamayacağını hüküm altına almıştır.
Tarım topraklarını korumaya yönelik söz konusu önlemler MADDE 13’te yer almıştır. Bu çerçevede Madde 13 şöyle demektedir;
- "Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri tarımsal üretim amacı dışında kullanılamaz. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve Kurulun uygun görmesi şartıyla; (a-Savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, b-Doğal afet sonrası ortaya çıkan geçici yerleşim yeri ihtiyacı, c-Petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri, ç-İlgili bakanlık tarafından kamu yararı kararı alınmış madencilik faaliyetleri, d-Bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış plân ve yatırımlar, için) bu arazilerin amaç dışı kullanım taleplerine, toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile Bakanlık tarafından izin verilebilir.
- Mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile sulu tarım arazileri dışında kalan tarım arazileri; toprak koruma projelerine uyulması kaydı ile valilikler tarafından tarım dışı kullanımlara tahsis edilebilir.
- Tarımsal amaçlı yapılar için, projesine uyulması şartıyla ihtiyaç duyulan miktarda her sınıf ve özellikteki tarım arazisi valilik izni ile kullanılır.
- Birinci fıkra (c ve ç bentleri) kapsamında izin alan işletmeciler, faaliyetlerini çevre ve tarım arazilerine zarar vermeyecek şekilde yürütmekle ve kendilerine tahsis edilen yerleri tahsis süresi bitiminde eski vasfına getirmekle yükümlüdürler.
- Bu madde kapsamında valiliklerce verilen kararlara yapılan itirazlar, Bakanlık tarafından değerlendirilerek karara bağlanır. Tarım arazilerinin korunması ve amaç dışı kullanımına dair uygulamaların usûl ve esasları tüzükle düzenlenir.” şeklindedir.
Madde 14’te ise “tarımsal potansiyeli yüksek büyük ovaların belirlenmesi ve korunması” üzerinde durulmaktadır ve “Tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği ovalar; kurul veya kurulların görüşü alınarak, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile büyük ova koruma alanı olarak belirlenir.” şeklinde büyük ovaların topluca korunmasına yönelik hükümler içermektedir.
Madde 15’te ise; “erozyona duyarlı alanların belirlenmesi ve korunması” üzerinde durulmaktadır. Buna göre Madde 15: “Doğal ve yapay olaylar sonucu toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özellikleri bozulmuş veya bozulma ihtimali olan araziler ile millenmeden önemli derecede etkilenen baraj, gölet ve benzeri rezervuar havzalarında toprak kayıplarını ve millenmeyi önlemek, koruma, geliştirme ve kullanmayı esas alan teknikleri yerleştirmek amacıyla, kurulların görüşü alınarak, Bakanlığın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile erozyona duyarlı alanlar belirlenir.
Erozyona duyarlı arazilerin belirlenmesi ve korunması amacıyla bu arazilerin kullanım plânları ve altyapı projeleri kamu kuruluşlarının birbirlerine bağlı hizmetlerini aksatmayacak şekilde bir uyum ve zaman plânlaması içerisinde, havza bazında ilgili kamu kuruluşları tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu amaçla yapılan veya yaptırılan rüzgar perdeleri, sekiler, sel oyuntusu önleme yapıları gibi fizikî yapıların korunması, arazi sahiplerine aittir.
Bakanlık; kurak, yarı kurak ve az yağışlı yerlerde iklim değişiklikleri ve insan faaliyetleri de dâhil olmak üzere, çeşitli nedenlerle toprak bozulması görülen çölleşmeye maruz alanlarda ilgili kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ile işbirliği yaparak gerekli önlemleri alır veya aldırır.” şeklinde düzenleme getirmektedir ve tarım topraklarının kaybını her ne gerekçeyle olursa olsun önlemeye dönük hüküm içermektedir.
Madde 16’da ise Toprak kirliliği konusu ele alınmakta ve “Valilikler, tarımsal veya tarım dışı faaliyetlerden kaynaklanan toprağı kirletici ve bozucu olumsuzlukların izlenmesi ve giderilmesi için gerekli önlemleri alır ve aldırır. Toprağı kirletenlere (9.8.1983 tarihli ve 2872 sayılı) Çevre Kanunu’nun ilgili hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
Görüldüğü gibi; 2005 yılında çıkarılan “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” tarım topraklarının her türlü kaybını önlemeye yönelik önlemleri hüküm altına almaktadır.
Söz konusu kanunun beşinci bölümünde ise kanunun uygulanması için “Özendirme, Denetim, Yaptırımlar, Gelir ve Giderler” konuları yer almaktadır. Özellikle tarım topraklarının korunmasına yönelik olarak özendirici etkinlikler arasında; “Toprağın korunması, üretim gücünün geliştirilerek sürdürülmesi, arazinin iyileştirilmesine yönelik toprak ıslahı ve tarla içi geliştirme etkinlikleri, yeteneğe uygun arazi kullanımı konularında projeye dayalı yatırım yapan, toprak işleme, sulama ve yetiştirme tekniklerini uygulayan üreticilere, tarımsal desteklemelerde öncelik verilir, yatırımları Bakanlık imkânlarıyla desteklenir.” şeklindedir.
Özendirme yanında tarım arazilerinin yanlış kullanımlarında(madde 20) ve tarım dışı amaçlı arazi kullanımlarına(madde 21) ilişkin cezalar ve yükümlülükler kapsamında uygulanacak cezalara da açıklık getirilmektedir ve buna göre;
- “Tarımsal amaçlı arazi kullanımlarında, tarımsal amaçlı arazi kullanım plân ve projelerine uyulması zorunludur. Bu plân veya projelere aykırı hareket edilerek arazi tahrip edilmiş veya diğer koruma ve üretim yapılarına zarar verilmiş ise valilikçe tespit yaptırılarak sorumlular bir kez uyarılır ve projeye uygunluk sağlanması için azami üç ay süre verilir. Bu sürenin sonunda aykırı kullanımların devam etmesi durumunda faaliyet durdurulur. Valilikçe arazinin eski haline dönüştürülmesi için yapılan tüm masraflar sorumlulardan tahsil edilir.
- Ayrıca, araziye zarar verenlere, tahrip edilen mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri ve dikili tarım arazilerinin her metre karesi için ve marjinal tarım arazilerinin her metre karesi için idarî para cezası verilir.
- Tarım dışı arazi kullanımlarında toprak koruma projelerine uyulması zorunludur. Tarım dışı arazi kullanımına izinsiz başlanılması veya hazırlanan toprak koruma projelerine uyulmaması halinde yaptırımlar uygulanır.”
Görüldüğü gibi 3 Temmuz 2005 tarihinde kabul edilen ve 18 Temmuz 2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” hobi bahçelerine konu olan alanları da kapsamakta ve toprağın doğal veya yapay yollarla kaybını ve niteliklerini yitirmesini engelleyecek tüm önlemleri içermektedir. Bu çerçevede çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak arazi kullanımının sağlanmasına yönelik usûl ve esasları ortaya koymaktadır.
Hobi Bahçelerine Yönelik Değişiklikler - 9
Hobi bahçeleriyle birlikte, toplum sağlığı ve doğal kaynakların korunmasına yönelik çok önemli konuları kapsayan “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun”, 2005 yılında çıkarılan “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu”nda diğer bazı değişiklikleri de içermektedir. Bu durum esasen mevcut şartların biriktirdiği sorunların büyüklüğünü ve kanunda yapılması gereken değişimin gerekçesini göstermektedir.
“Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun’un 24. Maddesinde 5403 sayılı Kanunun 20. maddesinin başlığı “Tarımsal amaçlı arazi kullanım plan ve projelerine aykırılık durumunda uygulanacak cezalar ve yükümlülükler” olarak ve Madde 20 şu şekilde değiştirilmiştir;
- Tarımsal amaçlı arazi kullanımlarında, tarımsal amaçlı arazi kullanım plân ve projelerine uyulması zorunludur. Bu plân veya projelere aykırı hareket edilmesi halinde valilikçe resen tespit yaptırılarak sorumlulara; bin Türk Lirasından az olmamak kaydıyla bozulan arazinin her metrekaresi için on Türk Lirası idarî para cezası uygulanarak projeye uygunluk sağlanması için azami iki ay süre verilir.
- Büyük ova koruma alanlarındaki bu cezalar iki katı olarak uygulanır. Bu sürenin sonunda aykırı kullanımların devam etmesi durumunda; valilikçe faaliyet durdurulur ve birinci cümlede belirtilen idarî para cezası üç katı olarak uygulanır.
- İzinsiz bütün yapılar, masrafları Bakanlıkça karşılanmak kaydıyla, bir ay içinde belediyeler veya il özel idarelerince yıkılır ve taşınmazlar tarımsal üretime uygun hale getirilir.
- Arazinin tarımsal üretime uygun hale getirilmesi için yıkım ve temizleme masrafları sorumlulardan Bakanlıkça genel hükümlere göre tahsil edilir.
- Hakkında yıkım kararı alınmış olmasına rağmen bir ay içinde belediye veya il özel idarelerince yıkılmayan yapılar, yıkım masrafları Bakanlıkça karşılanmak üzere Bakanlıkça yıkılabilir veya yıktırılabilir. Yıkım masrafları %100 fazlası ile ilgili belediye veya il özel idaresinden tahsil edilir. Bu şekilde tahsil edilememesi halinde ilgisine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı veya İller Bankası Anonim Şirketi tarafından belediye veya il özel idaresinin 2/7/2008 tarihli ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun gereğince aktarılan paylarından kesilerek, genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere takip eden ayın sonuna kadar Bakanlık merkez muhasebe birimi hesabına aktarılır.
- Verilen iki aylık süre sonunda valiliğin yaptıracağı tespitlerle plân veya projelere uyulduğu ve arazi tahribatının durduğu ve tarımsal üretime uygun hale getirildiği belirlenirse sınırlama ve hak mahrumiyetleri ortadan kalkar.”
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşıldığı gibi 18 Temmuz 2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” hobi bahçelerine konu olan alanları da doğal olarak kapsamakta ve “Tarımsal amaçlı arazi kullanım plan ve projelerine aykırılık durumunda” uygulanacak cezalarla ve yükümlülüklere yönelik önlemleri ele alarak, tarımsal amaçlı arazi kullanımlarında arazi kullanım plân ve projelerine uyulmasını zorunlu kılacak hükümler getirmektedir.
Hobi Bahçelerine Yönelik Değişiklikler - 10
Hobi bahçeleriyle birlikte, toplum sağlığı ve doğal kaynakların korunmasına yönelik çok önemli konuları kapsayan “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun”, 2005 yılında çıkarılan “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu”nda diğer bazı değişiklikleri de içermektedir. Bu durum esasen mevcut şartların biriktirdiği sorunların büyüklüğünü ve kanunda yapılması gereken değişimin gerekçesini göstermektedir.
“Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun’un 24. Maddesinde 5403 sayılı Kanunun 21. maddesinin başlığı “Tarım arazilerinin amacı dışında kullanılmasına ve toprak koruma projelerine uyulmamasına ilişkin cezalar ve yükümlülükler” olarak ve Madde 21 şu şekilde değiştirilmiştir;
Tarımsal amaçlı yapılarda ve tarım dışı arazi kullanımlarında izin alınması ve toprak koruma projelerine uyulması zorunludur. Tarımsal amaçlı yapılara ve tarım dışı arazi kullanımına izinsiz başlanılması, alınan izne uygun kullanılmaması veya hazırlanan toprak koruma projelerine uyulmaması halinde yaptırımlar şöyledir:
- Arazi kullanımı için izinsiz işe başlanılması ya da alınan izne uygun kullanılmaması halinde; valilik işi tamamen durdurur, yapılan iş tamamlanmış ise kullanımına izin verilmez.
- Arazi sahibine veya araziyi bozana bin Türk Lirasından az olmamak kaydıyla, kullanılan veya zarar verilen alanın her metrekaresi için on Türk Lirası idarî para cezası verilir.
- Büyük ova koruma alanlarında bu ceza iki katı olarak uygulanır. İdarî para cezasının tebliğinden itibaren bir ay içinde başvurularak (13 üncü veya 14 üncü maddelerdeki) izinlerin alınması şartıyla işin tamamlanmasına, bitmiş ise kullanımına izin verilebilir. Başvuru yapmayanlara veya izin talepleri uygun görülmeyenlere, izinsiz bütün yapılarını yıkması ve araziyi tarımsal üretime uygun hale getirmesi için iki ay süre verilir. Verilen süre içinde izinsiz yapıların yıkılmadığı ve arazinin tarımsal üretime uygun hale getirilmediğinin Bakanlık birimlerince tespit edilmesi durumunda; valilikçe faaliyet durdurulur ve bu bendin ikinci cümlesinde belirtilen idarî para cezası üç katı olarak uygulanır.
- İzinsiz bütün yapılar, masrafları Bakanlıkça karşılanmak kaydıyla, bir ay içinde belediyeler veya il özel idarelerince yıkılır ve taşınmazlar tarımsal üretime uygun hale getirilir. Arazinin tarımsal üretime uygun hale getirilmesi için yıkım ve temizleme masrafları sorumlulardan Bakanlıkça genel hükümlere göre tahsil edilir.
- Toprak koruma projelerine aykırı hareket edilmesi halinde valilik tarafından bin Türk Lirasından az olmamak kaydıyla, bozulan arazinin her metrekaresi için on Türk Lirası idarî para cezası uygulanır ve projeye uygunluk sağlanması için azami iki ay süre verilir. Büyük ova koruma alanlarında bu ceza iki katı olarak uygulanır.
- Bu sürenin sonunda aykırı kullanımların devam etmesi durumunda; valilikçe faaliyet durdurulur, verilen kullanım izni iptal edilir ve bu bendin birinci cümlesinde belirtilen idarî para cezası üç katı olarak uygulanır. İzinsiz bütün yapılar, masrafları Bakanlıkça karşılanmak kaydıyla, bir ay içinde belediyeler veya il özel idarelerince yıkılır ve taşınmazlar tarımsal üretime uygun hale getirilir. Arazinin tarımsal üretime uygun hale getirilmesi için yıkım ve temizleme masrafları sorumlulardan Bakanlıkça genel hükümlere göre tahsil edilir.
- İkinci fıkranın (a-b) ilgili bentleri uyarınca hakkında yıkım kararı alınmış olmasına rağmen bir ay içinde belediye veya il özel idarelerince yıkılmayan yapılar, yıkım masrafları Bakanlıkça karşılanmak üzere Bakanlıkça yıkılabilir veya yıktırılabilir. Yıkım masrafları %100 fazlası ile ilgili belediye veya il özel idaresinden tahsil edilir. Bu şekilde tahsil edilememesi halinde ilgisine göre Hazine ve Maliye Bakanlığı veya İller Bankası Anonim Şirketi tarafından belediye veya il özel idaresinin 5779 sayılı Kanun gereğince aktarılan paylarından kesilerek, genel bütçeye gelir kaydedilmek üzere takip eden ayın sonuna kadar Bakanlık merkez muhasebe birimi hesabına aktarılır. Toprak koruma projelerinin hazırlatılmaması, yetersizliği veya zamanında gerekli tadilatların yapılmaması sonucu arazi tahribi veya toprak kayıpları olması halinde meydana gelecek zararlardan; proje hazırlanmasına gerek olmadığına karar verenler, proje hazırlanmış ise projeyi hazırlayan ve onaylayanlar sorumludur.
- Tarım arazilerini, tescili mümkün olmayan fiili hisseler oluşturarak arazinin hisselere tekabül ettiği kabul edilen kısımlarının zilyetliğini, bir özel hukuk tüzel kişisinin faaliyeti kapsamında bu tüzel kişiyle üyelik veya ortaklık ilişkisi kurarak devretmek veya bu işlere aracılık etmek suretiyle arazinin bütünlüğünün bozulmasına ve amacı dışında kullanılmasına sebebiyet verenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yüz günden bin güne kadar adli para cezası verilir.
- Ayrıca bu tüzel kişi hakkında elli bin Türk Lirasından iki yüz elli bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Tarım arazisinin bütünlüğünün sağlanması ve tarımsal üretime uygun duruma getirilmesi halinde, bu fıkra uyarınca kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar. 19 uncu ve 20 nci maddeler ile bu maddenin uygulanmasında kusurlu bulunan sorumlular, fiillerinin niteliğine göre 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun kamu görevlilerine ait hükümleri uyarınca cezalandırılırlar. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlık tarafından çıkarılan yönetmelik ile belirlenir.”
Yine Madde 26’da; 5403 sayılı Kanuna “GEÇİCİ MADDE 7- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl boyunca, 20 nci ve 21 inci maddelere aykırı hareket edenlere, aykırılığın tarımsal amaçlı yapı olması durumunda mezkûr maddelerde öngörülen idarî para cezalarının yarısı uygulanır.” geçici maddesi eklenmiştir.
Sonuç itibariyle; 3 Temmuz 2005 tarihinde kabul edilen ve 18 Temmuz 2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı “Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu” “Tarım arazilerinin amacı dışında kullanılmasına ve toprak koruma projelerine uyulmamasına ilişkin cezalar ve yükümlülükleri netleştirmektedir ve tarımsal amaçlı yapılarda ve tarım dışı arazi kullanımlarında izin alınması ve toprak koruma projelerine uyulmasını zorunlu kılacak yaptırımları ele almaktadır.
Hobi Bahçeleri ve Tarım Kanunu – 11
Tarım Kanunu; tarım sektörünün ve kırsal alanın, kalkınma plân ve stratejileri doğrultusunda geliştirilmesi ve desteklenmesi için temel metin niteliğindedir ve gerekli politikaların tespit edilmesi ve düzenlemelerin yapılmasını amaçlamaktadır.
Tarım politikalarının amaç, kapsam ve konularının belirlenmesi; tarımsal destekleme politikalarının amaç ve ilkeleriyle temel destekleme programlarının tanımlanması; bu programların yürütülmesine ilişkin piyasa düzenlemeleri, finansman ve idarî yapılanmanın tespit edilmesi; tarım sektöründe uygulanacak öncelikli araştırma ve geliştirme programlarıyla ilgili kanunî ve idarî düzenlemelerin yapılması ve tüm bunlarla ilgili uygulama usûl ve esaslarını kapsayan “Tarım Kanunu”nu 18 Nisan 2006 tarihinde çıkartılmış ve 25 Nisan 2006 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Kanunun 4. Maddesinde Türkiye Cumhuriyeti’nin tarım politikası genel olarak “tarım sektöründeki refah düzeyini yükseltmek” olarak belirtilmektedir ve aşağıda verildiği gibi sıralanan amaçlar oldukça kapsamlıdır:
- Tarımsal üretimin iç ve dış talebe uygun bir şekilde geliştirilmesi, doğal ve biyolojik kaynakların korunması ve geliştirilmesi, verimliliğin artırılması, gıda güvencesi ve güvenliğinin güçlendirilmesi,
- üretici örgütlerinin geliştirilmesi, tarımsal piyasaların güçlendirilmesi, kırsal kalkınmanın sağlanması.
Tarım politikalarının ilkeleri ise kullanılacak politika araçlarının temel işlevlerini ve çerçevesini belirlemektedir. Söz konusu ilkeler ise şöyledir;
a) Tarımsal üretim ve kalkınmada bütüncül yaklaşım
b) Uluslararası taahhütlere uyum
c) Piyasa mekanizmalarını bozmayacak destekleme araçlarının kullanımı
ç) Örgütlülük ve kurumsallaşma
d) Özel sektörün rolünün artırılması
e) Sürdürülebilirlik, insan sağlığı ve çevreye duyarlılık
f) Yerinden yönetim
g) Katılımcılık
ğ) Şeffaflık ve bilgilendirmek.
Yine son derece önemli olan tarım politikalarının öncelikleri ise yapısal sorunların çözümünden Avrupa Birliğine uyuma kadar pek çok ve çok önemli konulardan oluşmaktadır ve bunlar Madde 6’da yer almaktadır. Buna göre Türkiye’nin tarım politikalarının öncelikleri şunlardır:
a) Tarımsal üretimde verimlilik, ürün çeşitliliği, kalite ve rekabet gücünün yükseltilmesi.
b) Yeterli ve güvenilir gıda arzının sağlanması.
c) Tarımsal işletmelerin altyapılarının geliştirilmesi.
ç) Tarımsal faaliyetlerde bilgi ve uygun teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılması.
d) Tarımsal girdi ve ürün piyasalarının geliştirilmesi ve üretim-pazar entegrasyonunun sağlanması.
e) Tarımsal üretimin tarım-sanayi entegrasyonunu sağlayacak şekilde yönlendirilmesi.
f) Tarım sektörünün kredi ve finansman ihtiyacının karşılanmasına ilişkin düzenlemeler yapılması.
g) Destekleme ve yönlendirme tedbirlerinin alınması.
ğ) Doğal afetler ve hayvan hastalıklarına karşı risk yönetimi mekanizmalarının geliştirilmesi.
h) Kırsal hayatın sosyo-ekonomik açıdan geliştirilmesi. ı) Üretici örgütlenmesinin geliştirilmesi.
i) Tarım bilgi sistemlerinin kurulması ve kullanılması.
j) Toplulaştırma, arazi kullanım plânının yapılması ve ekonomik büyüklükteki tarım işletmelerinin oluşturulması.
k) Toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi ve rasyonel kullanımı.
l) Avrupa Birliğine uyum sürecindeki gelişmelerden doğacak ihtiyaçları karşılayabilecek şekilde ortak piyasa düzenlerinin öngördüğü, idarî ve hukukî düzenlemelerin yapılması.
Hobi Bahçeleri ve Tarım Kanunu’nda Değişiklikler
4 Kasım 2020 tarihinde yürürlüğe giren “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun” 2006 yılında çıkarılan “Tarım Kanunu”nda büyük değişikliklere yol açmamıştır. Temel değişiklikler ise şöyledir:
4 Kasım 2020 tarihinde yürürlüğe giren “Gıda, Tarım ve Orman Alanında Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun”un 27.maddesi, 18 Nisan 2006 tarihinde çıkarılan 5488 sayılı “Tarım Kanunu”nun 19. maddesinin birinci fıkrasında yer alan (e) bendinin ilk cümlesine “güçlendirilmesi” ibaresinden sonra gelmek üzere, “modern sulama sistemlerinin geliştirilmesi” ibaresi eklenmiş ve (ğ) bendi ise yürürlükten kaldırılmıştır.
Pekala “Tarım Kanunu”nun 19. maddesinin birinci fıkrasında yer alan (e) bendi değişiklik sonrası aşağıda verildiği gibidir:
- e) Kırsal kalkınma destekleri: Kırsal gelirlerin artırılması ve çeşitlendirilmesi, kırsal altyapı ve sosyal yapının güçlendirilmesi, modern sulama sistemlerinin geliştirilmesi ile doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesi amacıyla, kırsal toplum kesimlerinin birlikte veya ferdî olarak yürütecekleri yatırım projelerinin maliyetinin bir kısmı, masraf paylaşma esasına göre, Devlet tarafından karşılanır. Kırsal kalkınma destekleri uygulaması Bakanlık tarafından yapılır. Kırsal yatırımların desteklenmesinde, köy ve diğer kırsal alanda yaşayan topluma istihdam sağlayıcı tarımsal ve tarım dışı ekonomik yatırımlara öncelik tanınır. Kırsal kalkınma destekleri çerçevesinde desteklenecek projeli yatırımlarda; hedef kitle ve yerel paydaşların katılımı, tabandan yukarı yaklaşım, sürdürülebilirlik, uygun teknolojilerin kullanılması ve modern işletmecilik sistemlerinin yaygınlaştırılması ilkelerine uyulması esastır. Desteklenecek yatırım projelerinin konuları, desteklemelerin proje türleri bazında hangi oranlarda yapılacağı ve uygulamaya dönük diğer hususlar, Cumhurbaşkanı tarafından belirlenir.
- Ayrıca (ğ) bendinin yürürlükten kaldırılmasıyla; 19/4/2018 tarihli ve 7139 sayılı Kanunun 42 nci maddesiyle, bu bentte yer alan “, toplulaştırma, tarla içi geliştirme hizmetleri” ibaresi madde metninden çıkarılarak ilgi madde 28 Ekim 2020 tarihinde (7255/27 md.) mülga olmuştur.
Sonuç itibariyle bugün olduğu kadar gelecekte de hobi bahçeleri konusunda kamu faydasını esas alan mevzuatla birlikte, insan ve toplum sağlığına yönelik etkileri de gözeten “dengeli ve kalıcı sürdürülebilir çözümler” üreten stratejiler son derece önemli hale gelmiş bulunuyor.
Bu çerçevede kanun yapıcı anayasal bir kurum olan TBMM hobi bahçeleri konusuna mevzuat açısından günümüz ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak yaklaşmış ve mevcut mevzuat içerisinde yaptığı ve yukarıda belirtilen değişikliklerle yeni bir düzenleme getirmiştir.
Esasen her ne düzenleme yapılırsa yapılsın konu sadece bugünün değil, her dönemin en önemli konusu olarak gündemde yer alacaktır. Buna göre tarım arazilerinin ve tarım topraklarının kamu yararını gözeterek sürdürülebilir kullanımını sağlamak temel önceliktir ve bu önceliği ortadan kaldıracak bir anlayış ve uygulamanın kabul edilmesi söz konusu değildir.