Gün geçmiyor ki bir acıyla uyanmayalım…
Lokmalar boğazımızda, yaşlar gözümüz de, öfke yüreğimiz de…
Bu yaşadıklarımızdan daha fazlasını yaşar mıyız korkusu ile elimiz böğrümüz de…
Daha kötüsü ne olabilir ki derken 12 can yandı, kavruldu…
Sorumsuzluğa, duyarsızlığa, sevgisizliğe, acımasızlığa, tarikatlara kurban verdik kızlarımızı…
Kız çocukları… Bizim çocuklarımız…
Yandılar, beton yığınlarının altında kaldılar, tecavüze uğradılar, koca koca adamlara eş oldular…
Öldüler de öldüler…
Minik bedenlerin tabutları arka arkaya sıralandı…
O tabuların görüntüleri yüreklerimizi dağladı…
“Diri diri gömülen kıza hangi suçtan öldürüldüğü sorulduğu zaman”
Ne diyeceksiniz?
Kız çocuklarımızı gömmekten…
Yorulduk artık…
Biz işgal altında mıyız?
Neden şehirlerimiz, köylerimiz harabeye döndü?
Biz hangi ara savaşa girdik de, Suriye’ de 18 Mehmet’i şehit verdik…
Sahi… Bizim Suriye’de ne işimiz var?
Orası Rusya ve ABD tarafından paylaşılmadı mı?
Bize ne Esad’ın zulmünden…
Biz kendi ülkemizdeki zulmü durdurabildik mi?
Basiretsiz siyasilerin, basiretsiz politikalarından…
Yorulduk artık…
PKK terörü, IŞİD terörü…
40 yıldır şehit uğurlamaktan…
Mehmetçiğin sıra sıra tabutları karşısında çaresiz kalmaktan…
20 yaşındaki fidanlarımızı, ana kuzularımızı toprağa vermekten…
Anaların babaların çığlıkları arş-ı âlâ’ya çıkarken, çocuklar yetim kalırken; sorumsuz siyasilerin duygusuz demeçlerini dinlemekten…
Yorulduk artık…
Bombalarla parçalanıyor gençlerimiz, doğmamış bebeklerimiz…
Halay çekerken ölüyor bu ülkenin evlatları…
Yorulduk artık…
Trafik terörü, kadına şiddet terörü…
Söyler misiniz; dünya üzerinde hangi ülke her gün şu kadar evladını, sanatçısını sorumsuz sürücülere kurban veriyor?
Kaldırımlar da yürürken bile ölüyor bizim evlatlarımız…
Boş bir çuval gibi yığılıyorlar kaldırımlara…
Sokak ortalarında öldürülüyor kadınlarımız, analarımız…
Ceza bile almıyor katiller; tecavüzcüler mağdur ilan ediliyor…
Yorulduk artık…
Rahmet dilemekten, sabır dilemekten…
Yorulduk artık…
24 saat reisi görmekten, o kavgacı ses tonunu dinlemekten…
Binali’nin hiçbir anlam ifade etmeyen konuşmalarından…
Adı var kendi yok aile bakanından…
Adaletsiz, adalet bakanından…
Mercedes’li diyanet reisinden…
Meclis’te yumruklaşan, birbirine hakaret eden vekillerden…
Saygısız, seviyesiz, biatçı, yandaş, takiyyeci, yalancı ve baskıcı siyasetten…
Bel’am’ lardan…
Yorulduk artık…
Yüzde 50, yüzde 50 bölünmekten, ötekileştirilmekten…
Bizdendir, bizden değildir ayrımcılığından…
“Benim başörtülü bacım” edebiyatından…
Şehitlerimizi bile ayrıştırdınız…
Yorulduk artık…
Trollerinizin tehditlerinden, hakaretlerinden…
Korkak basından…
Yayın yasaklarınızdan…
Konuşamamaktan, yazamamaktan…
Taraflı siyasetinizden...
Yorulduk artık…
Beşeri adalet yok, ilahi adalet bekliyoruz…
Yakın mıdır dersiniz ilahi adalet?
Adalet beklemekten yorulduk…
Siz eyyy görevini hakkıyla yerine getiremeyen tüm siyasiler…
12 kız çocuğunun öldüğü saatlerde kendilerine çifte maaş kıyağı çeken vekiller…
Sahi siz o koltuklar da oturmaktan yorulmadınız mı?
Ya da şöyle sorayım;
Utanmamaktan yorulmadınız mı?
Biz ise istifanızı beklemekten yorulduk…
Gidin artık…
Gerçekten çok yorulduk…