Sosyal medya mecralarında bazı kendini bilmez ve art niyetli kişiler, bilhassa da,  İslam dini ile sorunu ve kavgası olan veya cahil ve bilgisiz kişiler, bilim ile İslamiyeti karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar...

Bilim ve İslam birbiri ile çatışmaz. 

İslam dini, hiçbir zaman bilime ve ilime karşı çıkmamıştır.

Hatta İslam dini, cahilliği yasaklamıştır.
Yüce Allah (C.C.), Zümer Suresi 9. ayetinde şöyle buyuruyor:“…

De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler (ilim sahibi kimselerle cahiller) bir olur mu? 

Şüphesiz, ancak temiz akıl sahipleri düşünüp öğüt alır.”Ayet gayet açık ve net: ilim sahibi olan kişinin toplumda ve insanlar arasındaki itibari ile, cahil insanın itibari hiç bir olur mu?

Kuran-ı Kerim’i okuyup anlayan ve ona göre yaşayan takva sahibi hakiki mümin ile hiç Kuran bilmeyen, okumayan Allah'ın (C.C.) katında bir olur mu?


Sevgili Peygamberimiz bir hadisinde; 

“İlim Çin'de de olsa ona talip olun. Çünkü ilim her Müslümana farzdır.” (Beyhakî, Şuabu'l-İman-Beyrut, 141.

İlmin, bilimin ve kendini geliştirmenin sonu yoktur...

Allah'ın (C.C.) hazineleri nasıl sonsuzsa, Allah'ın ilmi de sonsuzdur...

Yüce Allah (C.C.) kim çalışır, kim emek sarf eder, ilim tahsil ederse, gayret gösterirse o kişiye başarıyı nasip eder.

İslam'da yan gelip yatma veya başkasının hakkına torpil ile oturma yoktur.

İSLAM DÜNYASINDAKİ BİLİM İNSANLARI 

Ömer Hayyam, Ebû Bekir er-Razi, Harezmi, İbni Heysem, Uluğ Bey, Piri Reis, Fezârî, Ferganî, Birûnî, Sabit b. Kurrâ, İbni Battuta, Evliya Çelebi, Kindî, Farabi, İbni Sina, İbni Rüşd, Gazzali gibi her biri dünyaca ünlü bilim insanı İslamiyet sayesinde yetişmiştir.

İnsanlık yararına, günümüzde bile kullandığımız pek çok bilimsel çalışma yapmışlardır.İslam tarihinde yetişmiş bilim insanı çoktur.

Biz günümüzde yeteri kadar donanımlı bilim insanı yetiştiremiyorsak bunun suçlusu asla İslam dini olamaz.

Lâkin, hala var olan ve varlığını sürdürmeye maalesef devam eden torpil sistemi suçlulardan biri olabilir.

TARİHTE BİLİMLE KAVGALI BATI MEDENİYETİ

Hristiyan alemini maalesef bilgisiz ve cahil bırakan kilise dogmatik düşünce tarzı, ilmin ve bilimin ilerlemesine kesinlikle engel olmuştur. 

O kadar ileri gitmişlerdir ki, cennetten arsa satar hale gelmişlerdir.

Martin Luther, Roma’ya yaptığı bir ziyaret sırasında Papa’nın Hristiyanları kandırdığını, haksız olarak aşırı derece zengin olduğunu, zevk ve lüks içinde bir hayat yaşadığını fark etmiş ve buna tepki göstermiştir.

Böylelikle Reform (Yenilikçi Devrim) hareketi 16. yüzyılda başlatılarak tüm Avrupa’yı etkilemiştir. 

Bu hareket Avrupa'nın değişim ve dönüşümüne sebep olmuştur.

İSLAM, BİLİMDEN AYRI DÜŞÜNÜLEMEZ

Sadece materyalist düşünceler ile, bilimi ilahlaştırmak, haşa Allah’ı (C.C.) yok saymak ve bilime tapma olur. Bilim, bir din değildir. 

Tek başına bilim, insanlığı kurtarmaya asla yetmeyecektir.

İçinde Allah (C.C.) korkusu olmayan biri veya kanunlardan ötürü can korkusu olmayan biri; 

Neden rüşvet almasın, neden inşaatların temelinden çalmasın, neden enkaz altında kalan insanlar için vicdan azabı duysun ki?

Onun tek amacı olsa olsa, bu dünyada lüks içinde, zengin şekilde, zevki sefa içinde yaşamaktır.

TORPİL SİSTEMİ DÜZENİ SON BULMALI 

Buyrun size başımdan daha yeni geçmiş canlı bir örnek vereyim:

Bilim ve sanat merkezlerinde (kısa adı bilsem) okulumuzda iki öğretmen yöneticilik sınavına girdi.

Doktora mezunu ve bilim insanı olarak 20 yıllık liyakat sahibi bendeniz ile 3-5 yıllık lisans mezunu öğretmen arkadaşımız.

Kim yönetici oldu dersiniz?Tabi ki 3-5 yıllık öğretmen yönetici oldu.

Bir diğer yönetici de torpil ile geldi ve başımıza amir oldu...

Siz, 3-5 yıllık öğretmeni amir ve yönetici yaparsanız, bu kişi makam görmüş, neden gidip bilim insanı olmak için doktora yapmakla uğraşsın ki? 

Hazır elinin altında makam varken tek derdi makamda daha fazla yükselmek olmaz mı?Şimdi bu durumda bilim ilerler mi?

Doktora yapmış bir bilim insanına da, daha yeni mezun, lisans mezunu biri yöneticilik yapıp akademik önderlik edebilir mi?

Sizce de bu durum, bu liyakatsizlik, bu torpil düzeni, bu adam kayırmacılık çok saçma değil mi?

Biri bana bunu lütfen açıklasın; yukarıda verdiğim örneğin İslam ve bilim ile ne alakası var?

Tabi ki açıklayamaz, çünkü bu sorumun cevabı yok...Zaten sorun da, tam bu noktadan başlıyor...

İSLAM DİNİ, “İŞİ EHLİNE VERİNİZ” DİYE BUYURUYOR 

Peki gerçekten makam ve mevkilere işin ehli olan kişiler mi oturuyor, yoksa torpili olan kişiler mi?

Bulunduğum çevreme bakarsam, komple ahbap çavuş ilişkilerine bağlı olarak yürüyor sistem...

Buyrun günümüzde batılı ülkelere bakın bakalım; bu şekilde bir liyakatsizlik, bu şekilde bir yöneticilik sistemini eğitim sisteminin içinde bulabilecek misiniz?

Kendi hatalarımız ile yüzleşmedikten sonra bilim ilerlemez...

Sırf okula para kalmıyor diye, 10 yıldır Tübitak projelerim engelleniyor.

Doktoralı matematik öğretmeni ve bilim insanı olarak bilsem öğrencilerine proje yaptıramazsam; 

nasıl astronomi, robotik, yer bilimi, fizik, kimya, biyoloji bilim insanı yetişecek ve bu bilimler nasıl ilerleyecek?

Tabi ki ilerleyemeyecek, çünkü makamlar ehli olan kişilere verilmiyor...


Her şey birbirine bağlı, makama ehil kişi oturmazsa projeler de birkaç kişi arasında sürekli döner durur, aynı şeyleri tekrar tekrar, ısıtıp ısıtıp yapar dururuz...

Bir kişi de kolayca, sağını solunu göstermelik değiştirerek yılda 10 proje yapar, ne olacak? Kendini bile geliştiremedikten sonra…

Diğer ehil kişi de beklesin dursun, 10 yılda bir proje yapacağım diye…

Nasıl ilerlesin bu sistemde bilim? Can çekişiyor bilim, görmüyor musunuz?

Biz gerçekten bilimin ilerlemesini mi istiyoruz, yoksa göstermelik fotoğraf çektirmek ve sosyal medyada üç beş beğeni almak için sürekli sağı solu değiştirilmiş projeler ile göz boyamak mı istiyoruz? 

İlk önce buna karar vermemiz gerekiyor.
Ne demiş Üstad:

“Ya İslam'la yükselir, ya inkarla çürürsün, bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün…”

Unutmayalım,yükselmek istiyorsak, bilimle İslam’ı ayrı tutamayız. 

Dürüst olmamız, liyakate önem değer vermemiz ve torpil sistemini bırakmamız şart!

Gerisi boş hikaye ve art niyetten öteye gitmez...