İnsan beslenmesindeki önemi nedeniyle süt ve süt ürünleri sektörü tüm toplumu ilgilendirmektedir. Tabii bir de bunun ticari yönü bulunmaktadır ve sektör tüketici, üretici, süt ve ürünleri işleme sanayi, lojistik ve ilgili diğer sektörler bakımından oldukça dinamik bir alanı ifade etmektedir.

Dünya süt üretimi 800 milyon ton kadardır ve iki binli yıllar dünya süt üretiminde önemli bir artışa sahne olmaktadır. 2000-13 arasında Dünya süt üretimindeki artış 1,4 kat iken, Türkiye’de 1,8 kattır. Dolayısıyla Türkiye dünyada süt üretimini en fazla artıran ülkeler arasındadır ve son yıllardaki performansıyla kayda değer bir gelişme elde etmiştir. Bu çerçevede Dünya genelinde Türkiye en büyük ilk 10 süt üreticisi ülke durumundadır, lakin dış ticarete konu olan en önemli süt ürünü olarak peynir üretiminde ilk 25 ülke arasındadır. Dolayısıyla Türkiye süt üretimindeki üstünlüğünü ne yazık ki peynir sektörüne yansıtamamıştır.

Peynir Şampiyonlar Ligi: Yüz Milyar Dolar

Bugün ticarete konu olan en önemli süt ürünü olarak peynirin dünya pazarında yüz milyar dolarlık bir hacme ulaştığı görülmektedir. Dünya dış ticaretine konu olan peynir ihracatı ise (2017 yılında) 31 milyar dolar düzeyindedir. Türkiye ise yaklaşık 160 milyon dolarlık ihracatıyla dünya peynir ihracatından yaklaşık binde 5 oranında bir pay almaktadır.

Burada bir parantez açarak Dünyadaki en önemli peynir üreticisi ve ihracatçısı ülkelerin Almanya, Hollanda, Fransa, İtalya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi sanayileşmiş ülkeler olduğunu belirtelim ve bu ülkelerin Dünya Peynir Şampiyonlar Ligi’nde de ilk sıralarda yer almakta olduğunu ifade edelim. Tabii bu durum bazıları için ilginç gelebilir. Lakin bu durum sanayileşmiş ülkelerin, tarımı ihmal etmediklerini aksine tarımda ve tarım ürünleri ticaretinde de son derece gelişmiş olduklarını göstermektedir.

Yine yeri gelmişken söylemek gerekir ki; Türkiye, “peynir ihracatını 10 kat ve kişi başına peynir tüketimini 3 kat artırdığında” Peynir Şampiyonlar liginde yer almaya başlayabilir. Dolayısıyla Türkiye'nin sektörle ilgili olarak yapacağı ilk işlerden birisi olarak; küresel peynir ihracatındaki payını binde 5’ten yüzde 5’e çıkarmak olmalıdır.

Pekala Türkiye Şampiyonlar liginde nasıl başarı sağlayabilir?

Türkiye, Dünya Devler Liginde önemli bazı sektörlerde son yıllarda önemli ölçüde rekabet eder hale gelmiş, başarı elde etmiştir. Bunu sağlarken AR-GE’ye ayrılan kaynaklar başta olmak üzere doğru stratejilerin izlenmesinden ve pro-aktif müteşebbis gücünden, yani nitelikli insan kaynaklarından yararlanılmıştır. Bu durumda Türkiye’nin Dünya Peynir Şampiyonlar Ligi’nde nasıl başarılı olacağına yönelik tartışmalarda da ilk olarak benzer araçların dikkate alınması gerektiği söylenebilir.

Peynirde Dünya Şampiyonu Olmak Önemli!

Durum böyleyken acaba “Dünya Peynir Şampiyonlar Ligi”nde nerelerdeyiz ve uluslararası ticarete konu olan peynir üretim sektöründe iddialı hale gelmek için neler yapmalıyız?

Evet, öncelikle Türkiye’nin güçlü yanlarının başında 200 kadar peynir çeşidiyle dünyanın sayılı ülkelerinden biri olduğu gerçeği üzerinde durmak gerekir. Bunun ise sektörel bakımdan yüksek bir avantaj ve gelişme potansiyeli ifade ettiğini ve yeni pazarlara girmek bakımından avantaj sağlayacağını anlamak gerekiyor.

Burada sektörle ilgili olarak yapılması gereken önemli konular bulunmaktadır. İlk olarak ölçülebilir bir hedef belirlemek ve sürdürülebilir bir vizyon ortaya koymak doğru olacaktır. Esasen mevcut zengin peynir çeşitliliğinin kalite yönetim anlayışıyla ve teknolojiyle buluşturulması gereklidir. Bunun yanında özellikle uluslararası pazarda güçlü olmak için uygun çeşitlerin mutlaka coğrafi işaret ve/veya organik üretim sertifikalandırma süreçleriyle desteklenerek marka ve “Türk Peyniri” imajının güçlendirilmesi yönünde çalışılması yararlı olacaktır.

Dünyanın En İyisi Olmak!

Kuşkusuz pazarda güçlü olmak ve rekabet edebilmek için tanınırlık ve tanıtım önemli yararlar sağlamaktadır. Bunu sağlamanın ise çeşitli sertifikasyonlara sahip olmak, reklam yapmak ve yarışmalarda başarılı olmak gibi bilinen çeşitli yöntemleri bulunmaktadır.

Bugün dünya genlinde yerel ve ulusal yarışmalar dışında uluslar arası düzeyde nitelikli çeşitli yarışmalar yapılıyor ve yarışmalarda alınan dereceler kazanan firmalara “değer yüklüyor” ve “tanınırlığın artmasına ve sektörel etkileşime” katkı sağlıyor.

Yarışmak Bilinç Yükler!

Ülkemizde peynir üretim sektöründe yer alan küçük veya büyük aktörlerin özellikle küresel peynir yarışmalarına gereken önemi ve değeri vermediği biliniyor. Oysaki belirtildiği gibi yarışmalarda elde edilen dereceler kazanan firmalara “değer yüklüyor” ve “tanınırlığın artmasına ve sektörel işbirliğine” katkı sağlıyor. Bu bakımdan konu üzerinde mutlaka durmak gerekiyor.

Geçen yıl konuyla ilgili olarak Ödemiş’te düzenlenen “Peynircilik Şenliği” kapsamında bir panel katılmış ve “Peynircilikte Vizyon Arayışı” başlıklı sunumda konuyla ilgili görüşlerimizi paylaşmış ve takiben Anadolu Ajansı ile bir mülakat gerçekleştirmiştik. Daha sonra ilgi mülakat “Türkiye'nin peynir ihracatı 10 katına çıkabilir” başlığıyla çeşitli yayın organlarında yayınlanmış( https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/turkiyenin-peynir-ihracati-10-katina-cikabilir/875335 ) ve oldukça ilgi görmüştü.

Hem panelde hem de mülakatta konuyla ilgili olarak özellikle dünyadaki peynir ve diğer süt ürünleri üreticilerinin yarıştığı “Dünya Peynir Ödülleri Yarışması(World Cheese Awards) ve “Uluslararası Peynir ve Süt Ürünleri Ödülleri (International Cheese and Dairy Awards)” gibi çeşitli platformlar olduğundan bahisle üreticilerin/firmaların yarıştığını ve bu yarışmalara Türkiye’den hiçbir üretici ve firmanın katılmadığını ve dolaysıyla alınan hiç bir ödülün olmadığını da paylaşmıştık…

Basında çıkan söz konusu haberler üzerine Amasya, Antalya, Çorum, İzmir ve Tekirdağ gibi illerimizden yarışmalara nasıl katılınabileceğine yönelik sorular sorulmuş ve kendileriyle süreçle ilgili tüm bilgileri paylaşmıştık.

Bu yarışmalardan biri olan ve geçen yıl Londra’da düzenlenen yarışmanın kazananları arasında geçmiş yıllarda da olduğu gibi Türkiye’den katılım olmamış ve bunun sonucu olarak “Dünyanın 66 En İyi Peyniri (The World’s 66 Best Cheeses)” arasında Türkiye’den kazanan bir üretici veya kuruluş da olmadı. Yine aynı yarışmada “En İyi 16 Peynir(The Top 16 Cheeses)” içinde de Türkiye yoktu ve kazananlar arasında ise İngiltere, İtalya, Avusturya, Güney Afrika, Hollanda, İspanya, İtalya, Fransa, Meksika, Almanya’nın peynir üretici firmaları yer almıştı.

Oysa ki doğru bir stratejiyle söz konusu yarışma(lar)da neden bir Kars Kaşarı, Divle Tulumu, Ödemiş Tulumu, Kargı Tulumu, Akseki Çimin Peyniri ve Ezine Peyniri altın madalya almasın? Örneğin Neden Türkiye’den önemli sayıda peynir üreticisi kendi markalarıyla Dünyanın 66 en iyi peynirleri arasında yer almasın? (Buna göre ekte sunulan ve geçen yılın Altın Madalyalı markaları içeren listeyi bir miktar değiştirip, gönlümüzden geçen bir liste oluşturduk ve listeye hayali de olsa Türkiye peynirlerini yerleştirdik, bu listenin ilgili yarışmalara katılınarak gerçeğe dönüşmesini diliyoruz, bekliyoruz). Dolayısıyla gelecek yarışmalara Türkiye’den mutlaka katılımlar olmalı ve bazı firmalar derece alarak sektörde uluslar arası alanda yer almaya başlamalıdır.

Söz konusu “Dünya Peynir Ödülleri Yarışması (World Cheese Awards 2018)” bu yıl Norveç’te düzenleniyor. Yarışmaya ilgi duyan firmaların ve organizasyonların katılımı için henüz vakit geç değil. Bu amaçla yarışmaya başvuru 5-28 Eylül 2018 tarihleri arasında yapılacak ve 2-3 Kasım tarihlerinde ise yarışma sonuçları açıklanacak. Burada başvuru düşünenler için yarışmanın linkini de vermek isterim (https://gff.co.uk/awards/world-cheese-awards/) .

Yine Uluslararası Peynir ve Süt Ürünleri Ödülleri (International Cheese And Dairy Awards)” yarışmasının da 30-31 Temmuz 2019 tarihlerinde İngiltere’de düzenleneceğini de belirtmiş olalım.

Türkiye Şampiyonlar Liginde nasıl yer alır? diye bir soru yönlendirdiğimizde kimlerin sürece dahil olup olmayacağına bakmak gerekiyor. Dahası Dünya Peynir Şampiyonlar Ligi’nde Türkiye nasıl yer alabilir? sorusu üzerinde durmak ve konu üzerinde tartışarak uygulamaya geçmek gerekiyor.

Bir soru daha yönlendirelim; Yerel lig olmadan şampiyonlar liginde başarılı olunabilir mi?

Şampiyonlar liginde yarışmak için önce yerel lig mi kurmak gerekir, yoksa eşzamanlı bir süreç yönetilebilir mi? Burada cevap olarak hemen eşzamanlı bir sürecin çalıştırılmasının doğru olacağını söyleyelim. Tabii yereldeki potansiyeli harekete geçirmek için var olan birikimlerden yararlanmanın zorunlu olduğunu da dikkate almak gerekir. Bu çerçevede Türkiye’de tarımda ve diğer sektörlerle ilgili pek çok alanda örneğin “en iyi domates-kiraz-mantar-çilek yarışmaları” gibi olan yarışmalar yapılıyor ve böyle bir kültür bulunuyor.

Bu kapsamda konunun Türkiye’nin Peynircilik Vizyonu’nun gelişmesine de katkıda bulunacak şekilde ele alınması gerekiyor. Öyle ki zaman geçirmeden, hızla ulusal düzeyde “Türkiye’nin En İyi Yöresel Peyniri” ve “Türkiye’nin En İyi Ticari Peyniri Yarışması” gibi en az gibi iki kategoride yarışmalar düzenlenmesi doğru ve yararlı olacaktır.

Yine burada Türkiye’nin deneyimlerinden ve başarılı uygulamalardan bahsetmek gerekecektir. Buna göre örneğin; TOBB, Antalya Ticaret Borsası’nın öncük yaptığı “Yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX)” gibi etkinliklerin “yarışmalarla ilişkilendirilmesi” üzerinde çalışılabilir ve söz konusu yarışmaların gerçekleştirilmesinde ilgili sivil toplum kuruluşları inisiyatif alabilir, hatta mutlaka sorumluluk almaları gerekir.

O halde Türkiye’de ulusal peynir liginin bir an önce kurulması gereklidir ve yerelden küresele doğru hızlı bir çıkış programının ortaya konularak hayata geçirilmesi beklenmektedir.

Son söz olarak; peynir liginde yer alacak ve ülkemizi temsil edecek tüm değerli işletmelerimize üstün başarılar diliyor, şampiyonlar liginde her yıl en az 5 temsilcimizin yer aldığını görmeyi temenni ettiğimizi ifade etmek istiyoruz.