ODTÜ öğretim üyesi, İmam Hatip lisesi mezunu Felsefe Profesörü Yasin Ceylan, başarılı gençlik yerine dindar gençlik yetiştirmenin doğru olmadığını söylüyor ve sebebini şöyle izah ediyor:

Çünkü Müslüman, dünya mutluluğu peşinde değildir, öbür dünya mutluluğu peşindedir. İmam hatipte okudum, medreseden geliyorum, İslam’ın öngördüğü dünya, öbür dünyaya yatırımdır, buraya geçici bakar. Dünya mutluğu ikinci plandadır, asıl mutluluk ertelenmiş mutluluktur. Bir insanın zihninde bu varken neden bu dünyada bu kadar başarılı olsun? Yatırımı öbür tarafadır.

İslam’ın Batı tipi bir medeniyet kurma ideali yoktur, ihtimali de yoktur.

Batı medeniyetinde, bilim, sanat, edebiyat, refah, neşe, şiir falan var. İslam böyle bir toplum öngörmüyor. Ben de iddia ediyorum ki, dünya mutluluğu olmadan başarı olmaz, dünya mutluluğu olmadan ahlak da olmaz. Mutsuz insan ahlaklı olamaz, sevemez. Mutsuzlar arasında dayanışma da olamaz.

Ya o insanlar ahirete çalıştıkları için mutlularsa?

İnsan tabiatına aykırıdır, insan tabiatı bu dünyaya yönelik mutluluk ister.

Dünyasını mükemmelleştirmeyen insan kim olursa olsun mutsuzdur.

EĞER ;

TIP okursan, karşına insan DNA 'sının şempanze ile %98 aynı olduğu çıkar.

BİYOLOJİ okursan, karşına evrim çıkar.

FİZİK okursan, karşına BİG BANG (Büyük patlama) çıkar.

KİMYA okursan, karşına elementlerin kaynaşmasıyla İLK CANLILARIN nasıl oluştuğu çıkar.

TARİH okursan, karşına dinlerin nasıl ortaya çıktığı çıkar.

JEOLOJİ okursan, karşına dünyanın 4,5 milyar yıl yaşında olduğu çıkar.

ARKEOLOJİ okursan, karşına tüm Ortadoğu dinlerinin temelini oluşturan SÜMER kültürü çıkar.

PALEONTOLOJİ okursan, karşına dinozorlar çıkar.

EMBRİYOLOJİ okursan, karşına insanın balık atasından kalma solungaçları ve kuyruk çıkar.

Ama hiçbir şey okumazsan sana ne söylenirse ona inanırsın. Hep başkasının sana sunduğu hayatı yaşarsın. Başkalarının doğrularıyla yaşamak zorunda kalırsın.

Seni herkes kandırır, ama sen bunların hiçbirisini fark etmezsin bile;

Kendini çook akıllı zannedersin... Ve dersin ki;

Bende bir zamanlar Süleyman idim, / Kurda, kuşa, dağa hükümran idim,

Sanmayın Sultan Süleyman idim, / Tersanede körükçü Süleyman idim…

Ben de bir başka dörtlüğümle hayat öykümüzü hikâye edeyim.

Geç kalmışız hayata sanki eksik yaşadık,

Bir lokma bir de hırka ile ancak donandık,

Olanı kader sandık hayatı ıskaladık…

Baktık âlem başka boyutta çok geç anladık…(Mehmet Özata)

BAADDİN FIKRALARI

1—“Bir şulesi var ki, şem-i canın, / Fanusuna sığmaz asumanın,(Can mumunun öyle bir şulesi var ki, gökyüzünün fanusuna sığmaz) ” diyen Şeyh Galip “Aşk ile akıl birbirine muhaliftir.” diyerek kara sevdalı aşıkları nazik bir dille uyarmış.

2—Arkadaşım düğün davetiyesini maille göndermiş. Ben de çeyrek altın resmini ekine koyup cevapladım. Pişman değilim!

3—Hayatta en değerli şey zamandır, kime harcadığına dikkat et.

4—Aydınlar yapısı gereği muhaliftir. Her zamanı ve her dönemi sorgular, düşünür, sürüleşmiş kitlelere katılmaz. Sürekli toplumu uyarır ve bedelini de öder.

5—“Düşünüyorum, o halde varım.” diyen bir kültürün karşısına “Düşün, düşün,

b…… tur işin.” yaklaşımıyla çıktığımız sürece sefilleri oynamaya devam ederiz.